Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Bayram Ali Çeltik, yosunlarla kaplanan ve suyun renginin değiştiği Boğaçayı’yla ilgili, “Tarih tekerrürden ibarettir. Birçok kez olduğu gibi bu olayda da bilimin aslında doğru söylediğini, öngörülerinin gerçekleştiğini, ‘ben bilirim, ben yaparım’ anlayışının bir kez daha çöpe gittiğinin teyididir yaşanan olaylar” diye konuştu.

 

“KİMYASAL TEHDİTLERLE KARŞI KARŞIYA GELDİ”

    Başkan Çeltik, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi: 

    “Bilim insanları özellikle Jeoloji Mühendisleri Odası olarak bu olayla alakalı bir panel yaptık ve öngörülerimizi söyledik. Aslında bu şekliyle hiç getirilmemesi gerekiyordu ama biz diğer sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte müdahale ettik. Projenin büyük kısmından vazgeçildi. Bu projenin devamı olsaydı kent adına çok daha kötü şeyler olacaktı.  Fakat projenin bir kısmından vazgeçilirken bir kısmı yapıldı. Bu da öngörülerimiz arasındaydı. Kazdılar, tatlı suyu yüzeye çıkardılar. 


    Bir tarafta stratejik öneme sahip. Aslında hiç gün yüzüne çıkarılmaması gerekiyor. Çünkü kazılan yerdeki kumu, çakılı kaldırdığınızda tatlı su yüzeye çıktı ve kimyasal tehditlerle karşı karşıya geldi. Aynı zamanda fiziksel tehditle de karşı karşıya geldi. Çünkü üzerindeki tabaka bu suyu koruyordu aslında. Fakat buna rağmen yapıldı. Bulunduğu yer itibariyle Boğaçayı’ndaki şu anki sazlık alan çok önemli bir yere sahip. Hemen yan tarafında içme suyu kuyuları var.”

 

“ÜÇ TARAFLI BİR ÇIKMAZ ASLINDA”

    Başkan Çeltik, Boğaçayı’nı ‘Nasıl kurtarabiliriz?’ sorusuna ise şöyle cevap verdi: 

    “Şimdi bir şeyler yapmak, müdahale etmek çok kolay değil. Tekrar kapatmaya kalkılsa, ‘yapılanı mahvettiler’ diye bir eleştiri alınabilir. Sanırım siyaset bundan korkuyor. Fakat kapatılmazsa fiziksel ve kimyasal durumlarla, tehditlerle karşı karşıya geliniyor.  Burayı temizleyelim müdahale edelim derseniz de zaten burası tatlı su. İçme suyu var hemen kuzeyinde. Kente içme suyu sağlanıyor. Bu sefer tekrar siz o yosunları ortamdan kaldırmak için müdahale ederseniz içme suyunu, yer altı suyunu kirletebilirsiniz. Sonuç olarak bu üç taraflı bir çıkmaz aslında. Yani burada siyasetin bir bakış açısı var, bilimin bir bakış açısı var ve bir de ekonomik bir bakış açısı var.”

 

‘DERE TEKRAR ESKİ HALİNE GETİRMELİDİR’

    “Görüntü kirliliğinin önüne geçmek çok kolay değil, çünkü içme suyu kaynakları var” diyen Başkan Çeltik şöyle konuştu: 

    “En olması gereken şey dereyi tekrar eski haline geri getirmektir. Eskiden burası kum çakıldı. En doğalı, en olması gereken de bu.  Suyumuzu korumak adına o kumu, çakılı eski yerine getirmeliydik. Bilimsel yaklaşım bunu söyler. Fakat Siyasette tepki göreceği için muhtemelen siyasiler bu duruma yanaşmıyorlar. Aynı zamanda doğanın kendi kendini yenilenmesini ve çözüm üretmesini bekliyorlar. Taşkınlarla bu dere yatağının dolması bekleniyor anladığımız kadarıyla. Onun için üç taraflı çıkmazdır bu. Öngörülebilirdi. Çok fazla yapılacak bir şey yok."

 

“BİLİMSEL YAKLAŞIMLAR DOĞRU ÇIKMIŞTIR”

    Yapılan projelere kesinlikle karşı olmadıklarını belirten Başkan Çeltik, “Halkın çıkarlarını sağlayan halka ve çevreye zarar vermeyen projelerin yanındayız ve bilimsel bakış açısıyla bunları destekliyoruz.  Tarih tekerrürden ibarettir. Bilimsel yaklaşımlar her zamanki gibi doğru çıkmıştır.  Siyaset ne yazık ki sınıfta kalmıştır” ifadesini kullandı. 


    Fadime YİĞİT

Editör: TE Bilisim