Halk TV’ye gelen kapatma cezası ile birlikte basına yönelik yaptırımlar ve Türkiye’de gazeteciliği değerlendiren Antalya Gazeteciler Cemiyeti ve Akdeniz Gazeteciler Federasyonu Başkanı Mevlüt Yeni 21. yüzyılın içinde TV ekranını karartmanın, yayınlarını durdurmanın çok çağdaş bir ceza yöntemi  olmadığını aktarırken, ‘’İleri toplumlarda bu tür cezalar yadırganıyor ve 3. dünya ülkesi muamelesi yapılıyor. Hele bu cezalar muhalif gibi görünen yayın kuruluşlarına verildiğinde çok daha fazla dikkat çekiyor ve bu ülkenin basın özgürlüğü alanında Türkiye’ye bakış açısı noktasında da olumlu bir duruma çevirmiyor. Hakkımızda olumsuz yorumlara sebep oluyor’’ dedi.

‘’GAZETECİLİK, SUÇ İŞLEME İMKANI TANIMAZ’’

Gazeteciler Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç’ın tutuklanıp daha sonra tahliye edilmeleri ve Türkiye’de 70 gazetecinin şuan cezaevinde bulunması konusunda da düşüncelerini ifade eden Yeni, ‘’Cezaevinde bulunan 70 gazetecinin 70’nin de Cumhuriyet Gazetesi veya Oda TV muhabirlerinin, yazarlarının aynı suçla değerlendirmelerini doğru bulmuyorum. Bunların hangi suçla cezaevinde bulunduklarına bakmak lazım. Ayrıca gazetecilik, gazetecilere de suç işleme özgürlüğü tanımıyor” dedi.

“ONLARIN PROPAGANDALARINI YAPMAMALI”

“Eleştiri ile hakareti karıştırıyoruz” diyen Başkan Yeni, şöyle konuştu: “Normal vatandaşlar hangi hukuki sorumluluklara tabiiyse gazeteciler de aynı sorumluluklara tabidir. Dolayısıyla bizim ülkemizde bazen elmalar armutlar birbirine karışıyor. Eleştiri ile hakareti karıştırıyoruz. Eleştiri ayrı şeydir, hakaret ayrı şeydir. Hakaret ettiğiniz zaman TCK’da yeri neyse yargılanıyorsunuz ve ceza alıyorsunuz; o zaman kalkıyor basın özgürlüğü ile değerlendiriliyor. Hiçbir gazeteci, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, birliğine, dirliğine dil uzatmamalı, bebek katillerini reklam etmemeli. Onların propagandalarını yapan yayın organı olmak doğru değil.  O da yine bizim ülkemizde kanunlara tabidir.”

“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DARBE ALIYOR”

“Ülkemizde maalesef 15 Temmuz’u yaşadık. PKK ve diğer terör örgütleriyle mücadele eden bir ülkeyiz. Terörle mücadele eden bir ülkede elbette istemediğimiz bir şekilde basın özgürlüğü de zaman zaman darbe alıyor. 70 gazeteci ve Halk TV’nin veya muhalif televizyon ve yayınların üzerine gidilmesi sindirilmek istenmesi çok ayrı şeyler. Ben açıkçası bir gazeteci olarak, Cemiyet Başkanı olarak TV ekranının karartılarak ceza verilmesini çok doğru bulmuyorum. Başka yöntemler uygulanabilir. Zaten bu televizyonlar zor bir şekilde yayınlarını sürdürmekte. Biraz seslerini yükselttiğinde kafalarına bir demokrasinin kılıcı gibi ceza vurmak, cezayı indirmek bence hiç kabul edilecek bir şey değil. Ceza neden verildi, ona bakmak lazım.  Zaman zaman gazeteciler, yayın kuruluşları bu konuda mağdur olmakta. Yayın kuruluşları da yayın ilkeleri ve yayın politikaları doğrultusunda yayın yapıyorlar.”

“PARÇALANMIŞ MEDYA SEKTÖRÜ

BİRİLERİNİN İŞİNE GELİNE GELİYOR”

Gazete emekçilerinin birlik ve beraberlik anlayışı içerisinde hareket etmesi gerektiğine vurgu yapan Yeni, ‘’Bunları da aşacağız diye düşünüyorum. Bölünmüş parçalanmış medya sektörü birilerinin işine geliyor. Böl, parçala, dağıt, yönet. Bu açıdan Türkiye’de en büyük sorunlardan bir tanesi basın özgürlüğü, gazetecilerin ceza almasında Türk basınındaki emekçilerin birlik olamamasından da kaynaklanıyor. Herkes birbirinin paçasından tutmuş asılıyor daha fazla kenetlenme durumunda Türk basını karlı çıkar diye düşünüyorum” dedi.

Emel BAYRAM 

Editör: TE Bilisim