Özellikle 2021 yılının son aylarında ülkemizdeki ekonomik tablo nedeniyle endişe ve kaygılarımız tavan yaptı.

 

Enerji ve gıda fiyatları başta olmak üzere petrol ve petrole bağlı sektörlerin yaptıkları üretim maliyetleri nedeniyle en hayati yaşam kaynaklarımızın fiyatları dikkate alındığında korku ve üzüntülerimizi daha da ileri taşımaktadır.

 

Yakın tarihlere kadar dolar arttığında petrol ürünleri de artar, dolar düştüğünde de petrol fiyatları da düşerdi. Şimdi bu sır bozuldu.

 

Dolar 20 liraya yaklaştı, benzin mazot 12 TL'yi geçtiği sırada dolar 14'e düştü ama petrol fiyatlarına tam aksine (mesela mazot 1.29 TL) bir kere daha zam yapıldı. İğneden ipliğe akıl almaz zamlar yapıldı.

 

Yakın çevremde yaptığım gözlemlere göre AVM’ler başta olmak üzere tüm ticari sektörler kafalarına göre anormal zamlar yapıyor ama bunun önüne geçen bir güç yok. Kıyımlar, acımasızlıklar, hoyratça uygulamalar canımızdan bezdirdi. Ben vatandaşım, ben bir kamuoyuyum. Kazıklanan benim ve milyonlar, yani biz bunları söylemeyelim mi? Bu acımasızlıkların önüne niçin geçilmiyor... Allah aşkına halk olarak bizi çıldırma noktasına getiren bu rezaletin sahibi kim, niçin bu soygun bu vurgun engellenmiyor, engellenmiyor mu engellenemiyor mu lütfen önce bunun bir adını koyun.

 

Kanun nizam, devlet millet, kamuoyu dinlemeyen bu güç ve güçler kimdir, kimlerdir, Enerjinin direksiyonunda kim var. Lütfen hakim olun bu araba kaza yapacak, yolcular zarar görecek.

 

Coğrafyamız itibarıyla 10 civarındaki yenilenebilir temiz enerji kaynakları var iken bu imkânların yolu niçin açılmıyor, Ulusal enerji politikamızın fizibilitesi yapıldı mı, enerji planlamamız nedir, enerji fiyatları neden bu kadar yüksek, gerçek manada bu işin hesabını kitabını bize anlatacak ve bizim de fikirlerimize teknik görüşlerimize başvuracak, ortak akılla ulusumuzu rahatlatacak bir güç bir insan kaynağı arıyoruz.

 

Beyler bu iş böyle gitmez. Devlet millet iş birliği içinde bu işlere bir çözüm getirelim. Canımız yanıyor, hem de cayır cayır...

 

Bizler uzun yıllar devlet ve millet hizmetinde ömrümüzü geçirmiş insanlarız. Gariban emeklileriz diyebilirim. Freni patlamış bu piyasaya lütfen bir laf anlatın Özelleştirilen işletmelerimizi ve ulusal kaynaklarımızı bir kere daha gözden geçirerek evrensel insan hakları ve hukukun kabul edeceği şekilde olaylara yönünüzü bir dönünüz. Açlık ve yoksulluk sınırları daha fazla değişmeden acilen bir çözüm getirilmesi en önemli beklentilerimiz arasındadır.

 

İşimiz, siyasetin işine karışmak, kurumları hırpalamak değil, işimiz ekmek, işimiz kaygı ve korkularımızın giderilmesidir. Yarın çok geç olabilir...