Bülent Ecevit, 1967'de yayınlanan "Devlet Ana" romanının hayranıydı...Ecevit Halit Refiğ'in "Devlet Ana"yı dizi film haline getirmesini istiyordu.Devlet Ana'nın yazarı Kemal Tahir ise bu konuda Bülent Ecevit'ten çok farklı düşüncelere sahipti...
***
Stalin, Çar Müthiş İvan, Sergei Eisenstein,Bülent Ecevit, Kemal Tahir, Halit Refiğ'in konu edildiği bir yazı...
***
Stalin Çar Ivan IV Vasilyevich'in (Ива́н Васильевич; 25 Ağustos 1530 – 28 March -18 Mart 1584) hayranıydı...Stalin kendini İvan'ın 20. yüzyıldaki reenkarnasyonu olarak görmekteydi...Çar Müthiş İvan Rusya'nın Kurucu babasıydı...
Stalin, yönetmen Sergei Eisenstein'a bir Çar Ivan filmi sipariş etti..."Иван Грозный, Ivan Grozniy-Ivan the Terrible-Müthiş Ivan" Alma Ata Kazakistan'da çekildi...Hem de Almanlarla savaş tüm hızıyla sürerken...1941-1945 arasında Almanlar 27 milyon Rusya vatandaşını öldürürken bu film çekildi...
Ataları Litvanya Tatarlarından gelen Müthiş İvan’ın annesi Yelena Glinskaya, Altın Ordu hanı Berdibek kızı Tulunbek-hanım’ın torunuydu...
***
Ecevit Kemal Tahir'in "Devlet Ana" adlı eserini Halit Refiğ'in dizi filme uyarlamasını çok istiyordu...Kemal Tahir'in bu konudaki düşünceleri nasıldı?
Kemal Tahir: Bizimkiler Devlet Ana'yı aşırı milliyetçi buluyorlar... "Ivan the Terrible" filmi Sovyetler Birliği için aşırı milliyetçilik sayılmıyor da "Devlet Ana" her ne hikmetse el sürülmez oluyor.Aslında mesele o değil. Bizde ne bir Sergei Eisenstein ayarında rejisör ne de "Ivan the Terrible" (1944 ) filminde oynayanlar kadar güçlü artistler var.Bu kadar güçlü bir ekibimiz olsa onlar da kendilerine güçlü konular arayacaktır.Sergei Eisenstein çok büyük bir rejisördür.
Kemal Tahir bu sözleri Hulusi Dosdoğru'nun Ivan the Terrible filmini seyrettikten sonra sorduğu şu soru üzerine söyledi:
Ruslar biraz zorlayarak da olsa kendi konularını pek ala filme almışlar.Bizim Devlet Ana'mız çok daha mükemmel bir film olmaz mıydı?
Kaynak Kitap: "Batı Aldatmacılığı ve Putlara Karşı KEMAL TAHİR" Yazar: Hulusi Dosdoğru (1974) Müthiş İvan, Sergei Eisenstein bahsi bu kitabın 523-524 numaralı sayfalarında yer alıyor...
BÜLENT ECEVİT "DEVLET ANA"YI ANLATIYOR:
‘‘Kemal Tahir, Devlet Ana romanı ile güç bir işe girişmiştir: Yüzyıllarca dünya tarihinde ağırlığını duyurmuş olan, ona rağmen gerçek kimliği çok az tanınan bir büyük devletin, Osmanlı Devleti'nin karakterini çözümlemeye çalışmıştır.
Kemal Tahir'in çizdiği Osmanlı Devleti öncesi Anadolu tablosu, Anadolu halkının bu özlemlerini canlandırmakta; Anadolu halkının güçlü, güvenli, adaletli bir devlet ihtiyacını belirtmektedir. Heyecanlı bir serüven gibi sürükleyici, bir toplumsal psikanaliz gibi aydınlatıcı, bir tarih araştırması gibi öğretici bir yapıt, Devlet Ana...
. . .
Osmanlı Devleti'nin kuruluşu, Anadolu Türk Ulusunun oluşumunda önemli bir aşamadır. Bu devletin Anadolu'da sağladığı birlik ve kurduğu yeni düzen öyle bir toleransa dayanıyor, öyle geniş bir çerçeveye oturuyordu ki, bu çerçevenin içine giren bütün unsurlar, bütün etnik gruplar, kiminin kökleri Anadolu'nun binlerce yıl derinlerinde, kiminin kökleri Asya'da olduğu halde, tek bir ulus meydana getirebiliyordu.
Devlet Ana'dan, yalnız bir devletin değil, böyle bir ulusun da doğuşunu okuyoruz. Bu yeni ulus, yalnız Anadolu'nun geleceğini değil, Anadolu'nun tüm geçmişini de kapsamış ve Türkleştirmiş oluyordu.
Devlet Ana, edebiyat tarihimizin de, tarih edebiyatımızın da önemli olaylarından biridir.’’
***
Halit Refiğ Bülent Ecevit'in en çok değer verdiği yönetmendi...
Bülent Ecevit ve ekibi, Halit Refiğ’in Halit Ziya Uşaklıgil’den “Aşk-Memnu”yu, Kemal Tahir’den “Yorgun Savaşçı”yı ve “Devlet Ana”yı uyarlaması için neredeyse devlet mekanizmaları üzerindeki bütün kudretini, etkisini ve nüfuzunu kullandı. Örnek vermek gerekirse Türk Silâhlı Kuvvetleri’ni 1978 ve 1979 yıllarında “Yorgun Savaşçı” filminin çekimlerine tam destek vermeye bizzat Bülent Ecevit ikna etti.
Ne yazık ki, “Aşk-ı Memnu” TRT sansürünce makaslandı ve kesilerek yayınlandı, “Yorgun Savaşçı” uzun yıllar rafa kaldırıldı, “Devlet Ana” Ecevit desteğine ve ısrarına rağmen 2001'de çekilemedi bile.
Türkiye’de seçim sandığında en çok oyu alanın her zaman ve her yerde iktidar olamamasının belki de en çarpıcı örneklerinden biriydi bu durum.
Halit Refiğ’in çilesi devlet tarafından kendisine 1989’da ısmarlanan “Gazi ile Latife” adlı senaryosunun da filmleştirilmemesiyle devam etti / sürdü. Kültür Bakanlığımız senaryoyu Refiğ’e sipariş etti ve 1993 ile 1998’de iki kez bu senaryoyu kitap olarak bastı. Üstelik Bakanlık sipariş ettiği diğer Atatürk filmleri senaryolarını kitap olarak basmadı bile.
Bu olayın en çarpıcı yanı Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı’nın Halit Refiğ’in “Gazi ile Latife” senaryosunun filmleştirilmesine karar vermesi ve bu kararını uygulamaması…