Antalya, yükünü aldı..

Antalya’ya dün başlayan yerli turist akını başta Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’ unkiler olmak üzere tesislerde yüzde 100’e yakın doluluk sağladı..

Bundan önce de  olduğu gibi, bayram tatili için Antalya’yı seçenlerin önemli bir bölümü deniz keyfini yaşamak için Konyaaltı ve Lara sahillerini tercih edecek..

Antalya denince akıllara öncelikle Konyaaltı Sahili(AKP’li Türel yönetimi, Antalya Sahil Yaşam Antalya Parkı adını vermişti)  geliyor..

AKP’li Türel yönetimi, dünyaca ünlü sahil proje için belediyenin kasasından, yani Antalyalıların parasından 254 milyon 289 bin 127 Türk lirası harcadıktan sonra yıllık 8,5 milyon Törküş Lira’ya AKP sever sinema sanatçısı Hülya Koçyiğit’in damadı ve Antalyalı ortağına ihale ile vermişti..

Damat Bey ve Antalyalı ortağı Büyükşehir’in 254 milyonun üstünde harcama yaptığı üniteleri işletmecileri sıkıntıya sokan fahiş fiyatlarla kiralayıp, çekip gitti..

İşletmeciler Damat Bey’in parasını verebilmek için büyük çaba harcıyor.

Bunları niçin mi yazıyorum ?

Dünyanın Konyaaltı Sahili olarak bildiği, AKP’li eski yönetimin ise’ Antalya Sahil Yaşam Antalya Parkı’ adını verdiği 7 kilometre uzunluğundaki sahilin yıllık 8,5 milyon lira olan gelirinin 5 milyon 187 bin lirası ecrimisil(işgal parası) Maliye Bakanlığı’na ödeniyor..

Yani CHP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi, dünyaca ünlü sahil projesinden 3 milyona yakın bir gelir elde ediyor..

Buna karşılık tüm sorumluluk çöp, temizlik ve genel bakımı dahil Büyükşehir Belediyesi’ne ait..

Deniz keyfi için Antalya’ya gelenlerin bunlardan haberi olsun istedim..

Bakınız Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, bu torpili ihale için ne diyor :

“Bunlar sizin paranızdır. Tüyü bitmemiş yetimin parasıdır. 254 milyon lira Antalyalıların cebinden gitmiş ödenmiş ama karşılığında kalan para 3 milyon 300 bin TL’dir. Burada 91 tane ünite vardır. Güvenlik bizde, temizlik bizde, park bahçe bizde bitki dikmeyi her şeyi bize bırakmışlardır. Yasal anlamda gerekli çalışmaları yapıyorum”

Yarın bayram..

Bayramlar, dayanışma ve birlik, beraberlik duygularının güçlendiği özel günlerdir..

Ancak diğerlerinde olduğu gibi bayram sevincini yaşayamadığımız bir süreci yaşıyoruz..

Toplum, huzursuz ve mutsuz..

Ekonomik kriz, toplumun tüm kesimlerini etkiliyor..

Her şey ateş pahası..

İşsizlik giderek artıyor, herkeste yarın endişesi var..

Endişe yaratan bir sessizlik hüküm sürüyor.

Bayramla sayılı saatler kala Denizli merkezli deprem hepimizin moralini bozdu..

Deprem, Antalya’da da hissedildi, kimi vatandaşlar son iki geceyi sokakta geçirdi..

Antalya’nın bazı bölgeleri birinci, bazı bölgeleri ise ikinci derecede deprem kuşağında..

Hal böyle iken Antalya’da depreme hazırlık gibi ciddi bir çalışma hala yapılamadı..

Olası bir depremde Antalya’da toplama alanı bile yok..

Bazı firmaların toplanma alanı olarak tabela astıkları yerler için ceviz kabuğu büyüğünde..

Acı ama gerçek..

Antalya’nın hala bir deprem Master Planı yok..

Bu konuda atılmış önemli bir adım da yok..

Son sarsıntılar, Antalya için uyarı olarak algılanmalı..

Bugüne kadar atılmayan adımlar, son depremin toplumda yarattığı psikolojik sıkıntı göz önüne alınarak ivedilikle atılmalı..

Yerel yönetimler, insan sağlığının çok önemi olduğu gerçeğinden hareket ederek Antalya’yı depreme hazırlamalı..

Bayram öncesi kara bir tablo çizerek moralini bozduğumu biliyorum..

Ancak gerçekleri de gözardı etmek olanaksız..

Bayramınız kutlu, herkes mutlu olsun..