Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan öte dostumuz, sevdiğimiz, ağabeyimiz Muhittin Böcek’in 17 Ağustos’tan beri verdiği korona mücadelesini üzüntüyle ve dikkatle izliyoruz. Sağlığına bir an önce kavuşmasını dilerken, yaşanan o çirkin kulisleri de iğrenerek duyuyoruz…

 

İlk kez konuyu 27 Ağustos’ta gazetemizde manşet yaptık. Ve ‘Siyasetin çirkin yüzü’ yazısıyla da koltuk için yapılan kulisleri yazdık. Hemen ardından ‘Koyun can derdinde’ göndermesi yaptık…

 

Taa komşu ile giden kulislere Burdur Belediye Başkanımız Orkun Ercengiz’den dönüş geldi. Biz de ‘Hevesiniz kursağınızda kalacak’ dedik…

 

CHP Antalya İl Başkanı Nusret Bayar’ın ilk açıklaması ise 28 Ağustos’ta ancak gelebildi. Sonrasında da ara ara bilgilendirmeye başladı kamuoyunu. Ama çok gecikti ki arada boşluğu kriz fırsatçıları doldurdu. İsim vererek hedef saptırma atakları geldi…

 

Ve adeta sonuçta kulisleri çıkaranlarca hedef; Böcek’in A takımına, yakınlarına kadar getirildi…

 

Bunun adı çirkinliktir. İhanettir. Kriz fırsatçılığıdır…

 

Başkan Böcek’in sağlık durumu, kronik astım rahatsızlığından kaynaklanan zorluklar nedeniyle zaman zaman sıkıntıya girmiştir belki ama mücadelesi devam etmektedir. Durumu dün, önceki güne göre iyidir. Sağlığına kavuşması temennisinde bulunmak gerekirken, seçimle gelinemeyen koltuğa oturmaya çalışma gayretini anlamak mümkün değil…

 

Ötesinde CHP cephesinde yaratılan kaotik durumun kimin işine yaradığını söylemeye gerek yok. Sesi, soluğu çıkmayan AKP Antalya İl Başkanı Ethem Taş, nefes aldı, kalktı ayağa…

 

Taş, “Koltuk hesaplarınıza bizi katmayın” diyerek, bir başkanın ölümü üzerinden yapılan hesapta olmadıklarını bildirdi…

 

CHP cephesinden O’na cevap gelmedi…

 

Ama Türkiye’nin dört bir yanından dedikoduları duyanlar aradı. İnanmak istemesek de herkesin duyduğu fakat söyleyemediği bir hesap işi olduğu muhakkak…

 

Buradan şu kadarını söyleyeyim; o hesaplarınız tutmaz…

 

Ne olursa olsun tutmaz…

 

Gelin içinde olduğunuz yanlıştan dönün, biran evvel…

 

Hırslarınızın, aklınızın önünde olduğu muhakkak…

 

Ama hatırlayın o meşhur sözü…

 

Bugün ona, yarın sana…