Bir zamanlar ilklerle, yerli ve yabancı herkesin
kıskançlık duygularını köpürten başarılarla adını duyuran Antalya’ya son
aylarda nazar değdi.
Türkiye’nin çok özel kenti olarak bilinen Antalya, artık
olumsuz, toplumda tepki yaratan, yürekleri dağlayan haberlerle anılır oldu..
Son örnek ise Kepez Devlet Hastanesi’ndeki utanç tablosu.
Türkiye’nin
gündeminin zirvesine oturan ve CHP Antalya Milletvekili ve Adalet Komisyonu
Üyesi Rafet Zeybek tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşınan çocuk
anneler konusu Antalya’nın ve Türkiye’nin bir utanç tablosu olarak karşımıza
çıkıyor.
CHP Zeybek, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın
yanıtlaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na verdiği soru
önergesinde, çocuk annelerin ilgili makamlara bildirilmiş olması yasal bir
zorunluluk olduğunu belirterek, şu ifadelere yer veriyor:
“Aksi takdirde
çocuk istismarı dahil birçok suçun üzeri örtülmüş olacağını belirten Zeybek,
“Oyun oynaması ve okula gitmesi gereken yaşlarda anne olan çocukların durumu
AKP iktidarının öncelikleri arasında değildir, çünkü geçtiğimiz yasama
döneminde gece yarısı önergesi ile TBMM'de çocuk istismarcılarına af getirmeye
çalışması hala toplumun hafızasında yerini korumaktadır”
Pekala Türkiye’yi ayağa kaldıran olay neydi, anımsatmakta
yarar var.
Kepez Devlet
Hastanesi’nde 15 Mart 2017 ile 26 Mayıs 2019 tarihleri arasında yaşları 14 ila
17 arasında değişen 274 kız çocuğunun doğum yaptığı ortaya çıktı..
Bu utanç tablosuna göre çocuk annelerin 115’i Türk, 159’u
ise Suriyeli ve Afgan kökenliler olmak üzere, Türkiye’ye sığınanların çocukları
ya da yakınları..
Kepez Devlet Hastanesi yetkilileri, küçük yaştaki kız
çocuklarının doğumlarının ilgili makamlara zamanında bildirildiğini söylemesi,
olaya olumlu yaklaşım getirmiyor elbette..
Başta kadın
örgütleri olmak üzere Türkiye’de yıllardır mücadelesi yapılan ancak başarı
sağlanamayan ‘çocuk gelinler’ sorunu canımızı sıkarken, ülkelerinden kaçarak
Türkiye’ye sığınanların yarattığı toplumsal sorunlar, çocuk anneler skandalı
ile karmaşaya dönüştü.
Kepez’deki utanç tablosunu,yani çocuk anneler konusunu
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği(TÜKD) Antalya Şube Başkanı Ayla Yüksel ile Kadının
Sosyal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği(KASAİD)Antalya Şube Başkanı Füsun
Urunga ile konuştuk..
Antalya’nın en etkili iki kadın örgütünün başkanları
çocuk anneler-çocuk gelinler sorununun toplumun kanayan bir yarası olduğunu
vurguladılar..
Türk Üniversiteli
Kadınlar Derneği Antalya Şube Başkanı Ayla Yüksel, ülkelerindeki savaştan
kaçarak Türkiye’ye sığınan yabancılar ile başta barınma, çalışma ve eğitim
olmak üzere ciddi bir program bulunmadığını belirterek, şu çarpıcı açıklamayı
yaptı :
“Suriyeliler başta
olmak üzere küçük yaştaki yabancı uyruklu küçük kızlar birilerine peşkeş
çekiliyor. Kepez’deki 247 çocuk anne doğumu devletin kayıtlarına giren resmi
sonuçlar. Gizlenen doğumlar var, dahası çocuk yaşta evlendirildikleri için
hayatlarını kaybeden küçük kızlar, çocuk anneler var, bunlar gizleniyor”
Başka kadın örgütlerini olmak üzere herkeste derin kaygı
yarattı bu son olay..
Kadının Sosyal
Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği(KASAİD)Antalya Şube Başkanı Füsun
Urunga, Kepez Devlet Hastanesi’ndeki utanç tablosunun çok üzücü olduğunu, çocuk
anneler-çocuk gelinler sorununun toplumun kanayan yaralarından birisi olduğunu
söyledi. Füsun Urunga, çocuk anne
doğumlarının, küçük çocuklara cinse istismar, tecavüz, kadınlara şiddet ve
kadın cinayetlerinin siyasetçilerin kadın konusundaki düşünce ve söylemlerinin
bir sorunu olduğunu vurguladı.
Ayla Yüksel ve Füsun Urunga, kadın örgütlerinin
çabalarının yetersiz kaldığını belirterek, sorunun çözümü için şu öneride
bulunuyorlar :
“ Siyasetçilerin şiddet içeren söylemleri bu olaylara
kışkırtıyor. Bu toplumsal bir olay, etnik kimliği, cinsiyeti, ülkesi ne olursa
olsun kadınları ve kız çocuklarını koruyacak, güvence altına alacak
yasal düzenlemeler yapılmalı, toplum bu konularda bilinçlendirilmeli, kadına
bakış açısı mutlaka olumlu yönde değişmeli”
Dileriz iki Başkan’ın
önerileri dikkate alınır, görüşlerine ciddi olarak kulak verilir, Türkiye’de
kadını layık olduğu yere taşıyacak düzenlemeler yapılır..
Çünkü kadınlar baş
tacımız..