Şu Diyalektiği, Diyalektik ve Tarihi Meteryalizmi,
Diyalektik Düşünce Tarzını ortaya çıkaran, geliştiren ve insanlar ile benim de
yaşamıma sokanlara öyle kızıyorum ki sormayın gitsin. Salak salak, abuk subuk
şeylere inanmak, kanmak varken, nereden çıktı bu sorma, sorgulayıcı düşünme
ya!..
--Bir şeye eleştirel iki kelam ettiğiniz zaman, hemen ne
yazacağınızı, söyleyeceğinizi sananlar ve hemencecik buna iki kelamlık ne yanıt
vereceğini arayanlar o kadar çoğaldı ki. Bunun sağı solu olmadığı gibi,
okumuşu, cahili de kalmamış.
--Bir ülke düşünün, Dünya'da sosyal, siyasal ve ekonomik
alanda harikalar yaratıyor. Bırakın evrimsel değişimi, devrim üstüne devrim
yapıyor. Koynunda ki yılanlara, bağında ki, dağında ki hain, işbirlikçi ve
alçaklara rağmen, Orta Doğu'nun Hasta Adam'ından, dünyanın sayılır ekonomileri
arasına giriyor; kendi fabrikalarını yapıyor, kendi tarlalarını açıyor. Kendi
öğretmenleri yetiştiriyor ve kendi okullarında Dünya çapında bilim insanlarını
bilimin dünyasına katıyor.
--Bir Asır'a yaklaşan zaman dilimi içinde, Devlet
yönetiminde Laiklik, Demokrasi, Karma Ekonomi, Eğitimin en küçük yerleşim
yerinden, KÖY'den başlaması için her şeyi bilen ve yapan, (evet bu bir laf
değil, uygulaması yaşama geçirilmiş proje) Öğretmenler, Köye Öğretmenleri
yetiştiriliyor.
--Üç kuruşluk birikimler, yurtsever vicdanlı aydınlar ve
bu Ülkenin Namuslu Siyasilerinin özverili tavırları ile Fabrikalar kuruluyor.
Tarım İşletmeleri açılıyor. Limanlar, taş üstüne taş konarak dünyaya açılıyor.
--Özverili ve uzak görüşlü çabalar sonucu yaratılanlardan
dünyanın haberi oluyor. Bu günün Ekonomi Dünyasının Devlerinden ÇİN'in, Lideri
MAO'nun olanlardan haberi oluyor ve eğitim dahil bir çok uygulamaları
ülkelerine taşıyorlar.
--Son yüzyılın en önemli Liderlerinden, Hindistan'ın
Bağımsızlık Lideri Mahatma GANDİ'nin ""Mustafa Kemal, İngilizleri
yeninceye kadar, Tanrıyı da İngiliz zannederdim!.." diyecek kadar,
Türklere ve Atatürk'e hayranlığına da şaşmamak gerek.
--Ne oldu ise, şu Kapitalizm'in ikinci bunalımından sonra
oldu. İkinci Paylaşım(Dünya) Savaşı ile Dünyanın yeninden ekonomik olarak
paylaşımı yapılmış, biz her ne kadar İsmet İnönü sayesinde savaşın
ölümcüllüğünden uzak kalsak da, ekonomik yıkıcılığından uzak kalamadık.
--Bu ekonomik bunalım Ülkemizi de etkiledi. Yoksulluk,
yeni kurulan, taşı taş üstüne yeni koyan genç Türkiye Cumhuriyeti'ni
yurttaşlarını da etkiledi.
--Her zaman, her yerde hazır bekleyen işbirlikçiler ile
halkın bu sorunlarına gerçekçi olmasa da, umutlarını besleyen hayali vaatler
ile bir süreç yönetildi. Emperyalizm, öyle saksıda açan bir çiçek değildir.
Emperyalizm, bir ayrık otu gibidir. Başı nerede, kökü nerede belli olmaz. Kimin
bahçesinde kök salıp, kimin bahçesine musallat olduğunu çok sonra anlarsınız.
--Ve işte 1946'lardan sonra başlayan ATATÜRK
CUMHURİYETİNİ yok etme planları bir birer yerli işbirlikçileri sayesinde
uygulamaya konuldu ve geldik bu güne.
--Necmettin Erbakan'ın "Fabrika yapan, fabrikalar
yapacağız", "Yerli ve milli sanayi hamlesi" gibi hamleleri, ne
yazık ki, öğrencileri tarafından bile anlaşılamamış demeğe dilim varmıyor, ama
durum işte bu.
--Ve bir gün bu ülkenin siyasi ve ekonomik tarihini
yazacak vicdanlı ve yürekli tarihçileri, "24 Ocak 1980" denen o kara
günü, ATATÜRK CUMHURİYETİNİN temeline dinamit konulduğu gün diye yazacaklar..
--Ve bütün bunları görmezlikten gelen sizler. İnanın
torunlarınızın şu isyanlarına diyecek sözünüz olmayacak, kalmayacak. Nazım
Babanın dediği gibi "Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
- demeğe de dilim varmıyor ama –
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim"
--Hep birlikte düşünme zamanı. CHP'lisi, AKP'lisi,
MHP'lisi, HDP'lisi, İYİ P...'lisi, ....'lisi olarak.
--Hep sıcak gündeme takılıp gidiyoruz. Uyandığımızda da,
"iş işten çoktan geçmiş oluyor"
--Dedim ya, bu topraklar hep dert üretmiş, aydınları da
hep dertlenmişlerdir. Pir Sultan gibi:
"Durnam niçin ahvalimi bilmezsin
Bendeki yareler türlü türlüdür
Öğüt versem öğüdümden almazsın
Bendeki yareler türlü türlüdür
----Uçup havalanma yellere karşı
----Bülbül figan eder güllere karşı
----Gel beni al atma ellere karşı
----Bendeki yareler türlü türlüdür
---------Abdal Pir Sultan'ım hey hey ben de böyleyim
----------Emir Hak'tan geldi hey hey kime n'eyleyim
----------Derdim çoktur hangisini söyleyim
----------Bendeki yareler hey hey türlü türlüdür"
Evet ya, bendekiler de!..