Antalya, Türkiye’nin vizyon kenti..

Yerlisinin de yabancısının da rüyalarını süsleyen bir kent..

Haritada Türkiye’nin yerini gösteremeyen yabancılar, Antalya’yı biliyor ve abartmıyorum Antalya’yı Antalyalılardan çok tanıyorlar..

Pek çok Antalya’nın görmediği tarihi eserleri biliyor, yerlerini, geçmişini adları gibi biliyorlar..

Antalya’nın turizmdeki en önemli müşterisi konumundaki Ruslar, Antalya’nın ayrı bir ülke olduğunu sanıyor..

Çünkü Antalya, tarihi ve doğasının yanında turistik tesisleri ile rakiplerinin çok önünde..

Aslında konumuz Antalyaspor..

Antalya’nın en önemli tanıtım aracı olması gereken kentin gururu bugünlerde büyük kriz yaşıyor.

Hem de öyle böyle bir kriz değil..

Kasa tamtakır, takımın neredeyse uçan kuşa borcu var..

Gelirlerine temlik konuldu, kimse Antalyaspor’a mal ve hizmet vermek istemiyor.

Yani tablo kara hem de kapkara..

Çok değil, birkaç gün önce Antalyasporlu oyuncular, paralarını alamadıkları gerekçesiyle iki  antrenmanı boykot ettiler..

Kelimenin tam anlamıyla bir skandaldı bu..

Haraç mezat arazi bir akaryakıt istasyonu sahibine satıldı da skandal daha çok dallanıp budaklanmadan şimdilik çözüldü..

Dün ise sadece Antalyaspor camiasını değil, tüm kente, spor alemini sarsan bir mesaj geldi Antalyaspor Yönetim Kurulu’ndan..

Antalyaspor Yönetimi, ekonomik sıkıntılarını gerekçe göstererek Basketbol Takımını ligden çektiğini açıkladı..

Devamını düşünmek bile acı verici..

Antalyaspor Yönetim Kurulu’nun Basketboldan Sorumlu Üyesi Güray Kanan, "Hiç istemeyerek çekildik. Kulübün borcu, mali durumu nedeniyle bu kararı aldık. Ligden çekilmemek için elimizden geleni yaptık. İstemeyerek aldığımız bu karar nedeniyle çok üzgünüm” açıklamasını yaparken ağlamaklı oldu..

Güray Kanan’ın duygularını anlamak zor değil.

Hayatı basketbol olan, basketbola katkı vermek için çırpınan,bu amaçla kırmızı beyazlı takımın yönetimine giren Kanan’ın yaşadığı hayal kırıklığını anlatmak için sayfalar yetmez..

Pekala Antalyaspor neden bu duruma düştü, ya da düşürüldü ?

Nedeni apakçık ortada, Antalyaspor, bırakın spordan, futboldan zerre kadar anlamayan amatör yöneticilerin oyuncağı oldu ve olmaya da ne yazık ki devam ediyor..

Antalyaspor’u  uzaktan kumandalı yöneterek prim sağlamaya çalışan siyasetçiler ile onların seçtiği yöneticiler batırdı..

Eto’o gibi bir dünya yıldızını kayıkçı kavgası yüzünden kaybetti Antalyaspor..

Geçen sezon Eto’o gibi dünya çapında oyuncular kadrosunda olduğu için 17 bin kombine bilet satan Antalyaspor, bu sezon çift rakama bile ulaşamadı..

Bir takımın itici gücü elbette taraftar..

Taraftarı küstürdü iş bilmez yöneticiler, yıldızları kaçırdıkları için yeni sezonda 33 bin koltuk kapasiteli Antalya  Stadyumu’nun boş kalacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok..

Cihan Bulut yönetimi ve Bulut ve arkadaşlarını Antalyaspor Yönetim Kurulu’na tayin edenler, suçu eski başkan Ali Şafak Öztürk’e atarak aklanmaya çalışıyor..

Eski Başkan’ın yanlış yaptığını camia biliyor, biliyor da şimdiki yönetimi tayin eden siyasi erk, Eto’o gibi ünlü bir oyuncuyu Antalyaspor’a getirerek,dünyanın gözünün Antalya’ya çevrilmesini sağlayan eski başkanlardan Gültekin Gencer’i koltuğundan indirerek Ali Şafak Öztürk’ü başkan olarak atamadı mı ?

Gün oldu devran döndü, iktidar partisinin bir spor şubesine dönüştürülen Antalyaspor’da Şafak Öztürk infaz edildi, yerine Cihan Bulut getirildi..

O Cihan Bulut ki geçen sezon Ankara’da oynanan Gençlerbirliği maçında İzmir Marşı’nı söyleyen, ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganı atan Antalyaspor taraftarlarını suçladı, bir terörist ilan etmediği kaldı..

Ne ekersen onu biçersin der eskiler..

Haksız da değiller..

Antalyaspor’u Antalyaspor’dan siyasi prim kazanmak ve nemalanmak için kullananlar, kentin gururunu acınacak hale düşürdüler..

Eserinizle övünün, yazıklar olsun size..