Yarın 13 Mayıs Anneler Günü..

Herkes annesine olan sevgisini anlatacak bir şekilde.

Anne  ve annelik üzerine övgüler düzülecek..

Annenin kutsal bir varlık olduğundan sıkça söz edilecek..

Anne ve annelik nutukları atılacak..

Gazetelerde, televizyonlarda, radyolarda, daha doğrusu tüm kitle iletişim araçlarında Anneler Günü birinci haber, birinci yorum olacak.

Elbette annelik kutsal bir varlık..

Pekala bütün bunlar iyi de annelere, özelikle çalışan annelere bakış açımız nedir, onların hayatını kolaylaştıracak, gelecek nesilleri daha donanımlı yetiştirmelerine olanak sağlayacak koşullar yaratıyor,  sorunlarına çözüm üretiyor muyuz ?

64 bin kadının katılımı yapılan bir anketin çok çarpıcı sonuçlarını sizlerle paylaşmak istedim..

Ankete göre, çalışan annelerin çok büyük sorunlarla boğuştuğunu ortaya koyuyor..

Ankete katılan anneler, özel sektörde anne olmanın zorluklarını yaşadıklarını söylüyorlar..

Başka bir deyişle annelere iş hayatında fazla yer yok..

Çalışan, ya da çalışmak zorunda kalan anneler, iş görüşmesine gittiklerinde şu sorunlarla karşılaşıyorlar :

-Doğum ve süt izinleri yetersiz…

-Esnek ve kısmi çalışma olanağı hemen hemen yok..

-Bakıcı sorunu var..

-Bakıcı bulmak güç, bulunsa bile bazı bakıcılarla sorun yaşanıyor.

Ankete göre, çalışan kadınların büyük bölümü anne olduktan sonra işe devam edip, etmeme kararsızlığını yaşadıklarını vurguluyorlar..

‘Çocuk da yaparım, kariyer de ‘ sloganı pek çok annenin favorisi..

Ancak bu konuda kadınlar ailesinden ve çevresinden baskı da görüyor..

Kuşku yok ki kadınların en önemli hedefleri arasında ekonomik bağımsızlık elde etmek ve aile bütçesine katkıda bulunmak var.

İşte bu noktada çalışan annelerin çocuğuna karşı duyduğu vicdan azabı ve suçluluk duygusu kaos yaratıyor..

Ankete göre hem çalışanların hem de işverenlerin verdiği yanıtlar, kadınlar için ideal doğum izni süresinin bir yıl olması yönünde.

Yanıtlar çalışan  kadınların ancak yüzde 2’sinin bir yıl doğum izni kullanabildiğini gösteriyor..

2 ila 4 ay doğum izni kullananların oranı ise yüzde 40..

Kadınların yüzde 12’si doğum yaptıktan sonra işten ayrılıyor.

Kadınların önemli bir bölümünün doğum yapıp, doğum iznini kullandıktan sonra işe döndüklerinde pozisyonlarının değiştirildiğini belirtiyorlar.

Eğer çalışan kadın ücretsiz doğum izni kullanırsa unvanını ve çalışma pozisyonunu kaybediyor.

Şurası yadsınamaz bir gerçek ki çalışan anneler için en önemli sorun bakıcı bulmak..

Bu noktada en öneli görev aile büyüklerine düşüyor.

Anketin sonuçlarına göre, çalışan annelerin çocuklarına yüzde 58 oranında anneanne ve babaanne bakıyor

Çocukları için özel bakıcı tutan annelerin oranı ise yüzde 33..

Bu noktada kamu kurumları ile özel şirketlerin kreşleri devreye giriyor..

Çalışan annelerin yüzde 7’si çocuklarını kreşe bırakıyor.

Çocuğunu çalıştığı kurum ya da şirketin kreşine bırakan annelerin oranı ise sadece yüzde 1…

Bu sonuçlar Türkiye’de işyerlerinin çok azında kreş bulunduğunu gösteriyor..

Acı ama gerçek, çalışan anneler şu yorumda bulunuyor :

“Çocuğa anneanne bakarsa kariyer var, bakıcı bakarsa ya kariyer oluyor, ya da vicdan azabı oluyor”

Tüm bu veriler annelerin çalışma hayatında olmadığını ortaya koyuyor..

Çalışma hayatında olan ve tutunmaya çalışanlar ise adeta mucize yaratıyor..

Bir yandan iş, bir yandan eş, bir yandan çocuk..

Annelik gerçekten zor zenaat..