Alanya’dan sevgili meslektaşım Zeki Demir davet
etti, biz de ‘Olur’ diyerek Alanya Medya
TV’nin ‘İyi Akşamlar Alanya’ programına
katılmak üzere yola çıktık. Manavgat gibi il olma iddiasını sürdüren Alanya’yı
eskiden beri çok severim. Çocukluğumda sahillerinde denize girdiğim Alanya,
bugün bambaşka bir Alanya ama hala çok güzel…
Neden böyle
dediğimi anlıyorsunuz muhakkak. Her güzel ilçe gibi rantı yüksek bir yer olması
sebebiyle betonlaşma tehdidi altında. Her yer bina, kent merkezinde yapılaşma
çok fazla. Sahillerde durum da merkezdekinden farklı değil…
Bence o masmavi denizi, gerdanlık gibi
ilçeyi saran sahili, Kalesi, Dim Çayı ile doğasıyla Alanya’yı da korumak ve daha fazla
betonlaşmasına engel olmak lazım…
Gelelim 2
saati geçen canlı söyleşimize. Alanya
Medya TV’nin sahibi Uğur Kısa’nın ev sahipliğinde gerçekleştirdiğimiz program
oldukça zevkli ve akıcıydı. Alanyalıların mesajlarıyla destek verdiği
programın yapımcısı ve sunucusu Zeki Demir’den zaman zaman rol çalmışsam özür
dilerim ama iki televizyoncu bir programda buluşursa böyle olur…
Gazeteci
olarak davet edildim ama konuşmadığımız pek bir konu kalmadı sanıyorum.
İnsan hakları ihlalleri ile başladık, hukuk ve demokrasideki durumumuz, kadına
yönelik şiddet, İstanbul Sözleşmesi, artan şiddet dilinin ülkeyi getirdiği
nokta, muhalefet partilerine dönük provokasyonlar, erken seçim, kent suçları…
İzlemeyenlerin
https://www.facebook.com/alanyamedyatv/videos/522276952471582/
adresinden takip edebileceği programda aslında şu ortaya çıktı ki gazeteciler, yaşadığı coğrafyanın
sorunlarına en vakıf meslek olmakla kalmayıp maalesef son dönemde bu sorunları
dile getirmek sorumluluğunu neredeyse tek başlarına yerine getiriyorlar…
Büyük bir
şevkle 22 yıldır icra etmeye çalıştığım, meslek onurunu yüceltmek için mücadele
ettiğim mesleğimde pekçok meslektaşım gibi çok baskı, ambargo, tehdit vs. ile
karşılaştım. Ancak tüm bu zorluklara rağmen mesleğimi icra ediyorum. Çünkü
mesleğimi seviyorum. Gençlere acizane
tavsiyem de sevdikleri işleri yapmaları. Başarının yolu bu çünkü…
Çok çalışmak,
kendini geliştirmek, yeni yollar açmak lazım her zaman…
Ben mesleğime
minnettarım ki ufkumu her zaman genişletti…
Sürçülisan ettiysek affola Alanya. Ama
umarım hem Alanyalılar hem de izleyen tüm konuklar için keyifli bir söyleşi
olmuştur…
Buradan
programda zikrettiğimiz bir konuyla köşemizi sonlandıralım. Ülkenin ekonomiden sağlığa, eğitimden
demokrasiye yaşadığı tüm sorunları aşmak mümkün. Ancak bunun için önce sevgi,
barış ve huzur ortamı yaratılmalı. Ötekileştirmeden vazgeçilmeli…
Herkes
üzerine düşeni, sorumluluğu bir başkasına atmadan yerine getirmeli ki aydınlık,
demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nde huzurla, barış içinde yaşayalım…
İnanıyorum her şey çok güzel olacak…
***Kısıtlama nedeniyle ziyaret
edemediğim, haber veremediğim tüm dostlara söz ilk fırsatta sizdeyim…