Yönetim, Siyaset
ve Dostluk!..
Bir rastlantı sonucu başladığım Bürokratik yaşamım ne
enteresan geçti ya. Savrulmalar, kızaklar, "diyor ise doğrudur"lar
ile ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU olarak geçen bir memuriyet.
--İyi ki yaşamımda ki o terslik olmuş; iyi ki çalıştığım
kurumdan Prof Dr Emel Doğramacı Hocamın, "yarın git, ...... ile görüş ve
hazırlayacağınız projeyi sun ve KT Bakanlığında çalışmaya başla" demiş.
--Her şey bir rüya gibi gelişiyordu. Mevki makam almaya
hizmet sürem yetmiyor ama, o işi de benim yapmam isteniyordu. Yıllarca çalışmam
gereken kadroya vekalet ediyordum. Parası olmasa da yoğunluğu çoktu ve ben de
bundan çok mutluydum.
--Derken yıllar geçti, seçimler yapıldı ve hemşehrim Sami
Küçükbaşkan Antalya Milletvekili olmuştu.
--TBMM çalışmaları dışında tek başımıza ya da Onun
arkadaşları ile görüşüyor, birlikte oluyorduk. İşin enteresan tarafı, grubun
çoğunun siyasi geçmişi SOL idi.
--Bir gün Sami Bey, "İbrahim Bey, biz arkadaşlar ile
görüştük, seni Bakan Antalya Milletvekili İbrahim GÜRDAL'a, Bakanlık Müsteşar
Yardımcısı olarak 16 Milletvekili arkadaşımın imzası ile teklif edeceğiz
demişti. Daha sonra Sami Beyin gayreti ile imza sayısı 36 olmuştu.
--Devlette hep çirkin ördek yavrusu olmuş bir solcu olarak,
bu teklif hoşuma gidiyordu ama, "solcu olduğumdan" olmayacağını
düşünüyordum.
--Ve olmadı da. Olmama sebebi ise, "solcu
olduğum"dan değil, "MEVZUATA ÇOK BAĞLI OLMAMDAN" idi. ne hikmet
ise, Bakanlığın bir numaralı bürokratı, Genel Müdür iken, en doğru ve yasal
çözümü benim bulacağımı düşünür ve danışır idi. Her ne oldu ise, bürokrasinin
bir numarası olunca, ben çözüm bulan değil, yolu tıkayan adam oluvermiştim.
--Daha sonra Aslan Sosyal Demokratlar döneminde aynı
görevi yürüten "değerli, maharetli" ağabeyimiz, bir değerli
hemşehrimizin de solun bir numarası olduğu Hükümetlerde ben sürgünden sürgüne
yol alırken, bürokrasinin "değerli büyüğü" ha bire Antalya'nın batı
sahillerinden yerler alıyordu.
--İlahi Ankara Kültür ve Turizm İl Müdür Doğan ACAR,
nereden çıkardın bu Ankara CERMODERN'de ki emeklilik kokteylini. Sağ ol hem
eğlendik, hem de çok eski dost ve arkadaşları gördük,
--Milletvekili sayın Sami Küçükbaşkan ile birlikte o
listede imzası olanların birisi de daha sonra Bakanımız da olan sayın Erkan MUMCU
idi.
--Siyaset ve Yönetimler sorumluk gerektiren işlerdir.
Dostluk,, arkadaşlık başka, "gereken öncelikler" başka idi. Ben bir
talepte bulunmadan, sayın Bakan ile sorumlulukları gereği davranarak süreçleri
olduğumuz gibi tamamladık.
--Ben kendisine her zaman bir Bakana davranılması gereken
terbiye ve nezaket içinde davrandım. Sağ olsun o da beni hep bürokratik olmasa
da, nezaket sınırları içinde hep özel bir yere koyuyordu.
--Baş başa oturduğumu masada o gün neler konuştuk neler..
Zaman nasılda geçiyor bazen. Beş saat göz açıp kapayıncaya kadar çabuk geçti.
Ve Kendisini artık sürekli yaşadığı İstanbuluna uğurladık. Geriye de bir anı
daha kaldı. O da bu fotoğraf.
--Her ne kadar BÜROKRATİK YAŞAMIMDA hep bir ÇİRKİN ÖRDEK
YAVRUSU oldum ise de, MUHALİF OLMANIN onuru da bir başka tatlıydı.
--Sağ ol Sayın bakanın sayın Erkan Mumcu.
--Sağ ol Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mine Acar ve
Doğan Acar.
--Sağ ol, CERMODERN
--Sağ olun birlikte olduğumuz güzel dostlar.
--Bir anıya sebep olduğun için sağ ol sevgili Dostum Sami
Küçükbaşkan.
--Mutluluk her zaman bir işi başararak değil, başarma
olasılığı ile de oluyor.
--Ben zaten, bir şeyleri yapmanın yanında, BİR ŞEYLERİ
YAPABİLME İHTİMALİNİ DE ÇOK SEVDİM!..