Türkiye’nin
neresinde bir kıyım, haksızlık olsa bizim de canımız acır, yanar. İşte
Burdur’da son birkaç yıldır süren tahribat canımızı acıtıyor. Beyaz kumullarının Mars’a benzemesiyle
NASA’nın ve bilim insanlarının dikkatini çeken Salda Gölü’nde koruma yerine
kullanma odaklı projeyle büyük bir yıkım var…
UNESCO Doğal
Mirası Listesi’ne alınması gereken Salda’nın kumullarına kepçeler girdi, önce. Kumlar
taşındı. Sonra tepkiler üzerine kamyonlarla tekrar getirildi. Üzerinde
ayakkabıyla yürünmemesi gerekirken. Proje adıyla ahşap büfeler, yapılar konuldu
o eşsiz kumlara. İhtiyaç adıyla dünyadaki canlı yaşamının başlangıcı olan tek
hücreli canlıların oluşumunun halen devam ettiği bölgeye dokunuldu…
Salda Gölü’nü Koruma Derneği Başkanı
Osman Şakar öncülüğünde başlayan ve örgütlenen çevreciler aylardır direniyor.
Basın da baro da STK’lar da bilim insanları da sanatçılar da Salda için sesini
yükseltiyor…
Dava sürerken
devam eden projeden vazgeçilmezi Ankara’yı küçük düşürmez. Aksine yanlıştan
dönmek erdemdir. Koruma ve kullanma dengesinde korumanın ağır bastığı açıktır…
Pamukkale’de travertenlere kıyılıp
sonra yanlıştan dönüldü. Burada kıymadan dönülse müthişti ama olmadı. En
azından şimdi dönülsün…
Salda, sadece
bizim değil. Salda, dünya mirası. Bize emanet bir doğa harikası…
Milletvekilleri, STK’lar ile birlikte
ben de imzacısıyım Salda’nın, korunmasının…
Korunmalı ve
gelecek kuşaklara tahribatsız aktarılmalı…
Yılda 1.3
milyon ziyaretçi ağırladığı söylenen Türkiye’nin Maldivleri’ne Millet Bahçesi projesi
yanlıştı ve bu yanlıştan dönülmeli…
Eğer bugün bunu
yapmazsak yarın dönüşü yok…
Halkın ihtiyaçları için,
ziyaretçilerin konforu önemlidir ama Salda daha önemlidir…
İhtiyaçlar
her yerde karşılanır…
Salda ise tek…
Başta Antalya Barosu olmak ve Antalya’dan
komşu ile destek veren tüm kişi ve kurumlara teşekkür ediyorum…
Umuyorum
direnenler kazanır…
Salda
kazanır…
Salda ölürse,
yarın tehlike her yer için…
Diliyorum ekonomik ve siyasi gündemin kurbanı olmaz Salda…