Siyaset kulislerinde sıkça duyarız, “İstanbul kazanan, Türkiye’yi kazanır” sözlerini..

23 Haziran’da yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi siyasetin deneyimli isimlerinin bu öngörüsünü destekliyor..

Yüksek Seçim Kurulu(YSK)Başkanı Sadi Güven’in açıkladığı resmi olmayan kesin sonuçlara göre Millet İttifakı’nın CHP’li Adayı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yüzde 54.21 oranla ve 4 milyon 741 bin 868 oyla kazandı..

İmamoğlu’nun rakibi Cumhur İttifakı’nın AKP’li Adayı Binali Yıldırım ise yüzde 44.99 oranla ve 3 milyon 935 bin 453 oy aldı.

Seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu, kariyerinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, AKP Genel Başkanlığı, Başbakanlık ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı gibi çok önemli görevlerde bulunan Binali Yıldırım’a tam 806 bin 715 oy fark attı..

AKP açısından gerçekten çok büyük bir bozgun İstanbul seçimleri..

Ekrem İmamoğlu’nun seçim zaferi, Türkiye’de yeni bir dönemin de işareti olarak görünüyor..

Siyaset dilini sertleştiren, ‘azgın azınlık’, ‘terörist’ gibi toplumu geren, bebek katilinden mesaj getiren, bebek katilinin kardeşini devletin televizyonuna çıkaracak kadar kontrolü kaybeden iktidar partisi sözcülerinin, ‘Osmanlı Tokadı’ çağrılarına ‘Halkın Tokadı’ yanıt verdi..

Başta CHP ve İYİ Partililer olmak üzere milyonlar dün daha mutlu açtılar gözlerini..

Seçim yorgunu olduğumuz gibi toplum olarak çok gergin bir süreci yaşıyorduk..

Özellikle AKP sözcülerinin ayrıştıran, ötekileştiren, suçlayan açıklamaları gerginliği

iyice tırmandırmıştı..

Kibir ve ‘ben yaptım oldu’ mantığı artık toplumda tepki yaratmaya, AKP seçmenlerini bile kızdırmaya başlamıştı..

Görevi halkın haber alma hakkını kullandırmak olan havuz medyasının yayın politikası ise iktidar yandaşlarını bile çileden çıkarmaya başlamıştı.

Pekala AKP, İstanbul’da  halkın tokadını hangi yanlışları yaparak yedi :

Deneyimli, gazeteci Fatih Portakal, tek tek sıralamış AKP’nin İstanbul bozgununun nedenlerini..

İşte AKP’yi Türkiye’nin en büyük kentinde sandığa gömen yanlışlar:

“Tek adam yönetimi, fazlaca kibir, yakınları kollama-kayırma, halktan kopukluk, nefret dili, insanları güzel sözlerle kandırma, şatafat, politika üretememe, ülkeyi ABD ve Rusya’ya dahi bağımlı hale getirme, vasıfsız, liyakatsiz yöneticiler, tek adama karşı parti içi cesaretsizlik, getirdikleri ucube sistem, günü gününe uymayan sözler, parti devlete dönüşme arzuları, nasırlaşan vicdanlar”

Şimdi yanıt aranan soru şu :

AKP, İstanbul yenilgisinden pay çıkarır mı?

800 bini aşkın oyla nasıl seçim kaybedildiğinin nedenlerini araştırır mı ?

Yanlışların hesabını sorar mı ?

Bunları yanıtlarını şimdiden bilemeyiz ama İstanbul kaybedilince AKP teşkilatlarında kaynama 23 Haziran akşamından başladı bile..

Bakınız Antalya’ya..

AKP Antalya Kurucu İl Başkanı Habip Akhan ve partinin ağır toplarından Ramazan Feten, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulundular.

Ramazan Feten de, Habip Akhan da değişim işareti verdiler..

Habip Akhan, Erdoğan’ın ekibini ve danışmanlarının değiştirmesi gerektiğini iddia etti..

Ramazan Feten ise AKP teşkilatlarında köklü bir değişimin yapılması gerektiği düşüncesinde olduğunu sosyal medya üzerinden duyurdu..

AKP’nim iki önemli isminin çağrısı elbette sadece İstanbul seçimi için değil..

Çağrılarının satır aralarında 31 Mart yerel seçimlerinde Antalya’da yaşanan yenilginin hesabının sorulması gerektiğini söylemeye çalışıyorlar..

Kamuoyunda ve siyaset kulislerinde AKP’de yerel seçimlerin faturasının kimlere kesileceği tartışması aralıksız olarak yapılıyordu.

Reis’in yenilenen İstanbul seçimlerini beklediği de, değişim için akşam sabah düğmeye basacağı da konuşuluyor..

AKP’nin iktidar olduğu Antalya Büyükşehir, Kumluca, Finike, Demre, Elmalı, Gazipaşa belediye başkanlıklarını muhalefet adaylarına kaptırmıştı..

Antalya yenilgisinin faturasının çıkarılacağı isimler arasında ilk sırada doğal olarak AKP İl Başkanı İbrahim Ethem Taş ile Büyükşehir Belediye Başkanı ve Adayı Menderes Türel bulunuyor..

Gözler Ankara’da Erdoğan’ın değişim için yapacağı hamlelerde..

Bu hamleler Antalya’yı ne ölçüde etkileyecek onu da yaşayıp göreceğiz..