Mısır, İsrail ile 1979 yılında ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda ilk adım atan ülke olarak biliniyor. Kahire'yi 1994 yılında Ürdün izlemişti.


14 Ağustos 2023'te Mısır ve Ürdün liderlerinin buluşması sonrasında  yapılan açıklamada İsrail - Filistin sorununun öncelikle masaya yatırıldığı belirterek, “iki devletli çözüm ve Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti olması konusundaki kararlılıklarını yinelediklerinin altı çizildi...


Yakın zamanda, Mısır topraklarındaki Sina'ya 1 milyon Gazzelinin kabul edilmesine ilişkin tekliflere ilişkin bilgiler bilinçli olarak sızdırıldı.


Mısır yöneticileri kategorik olarak buna karşılar çünkü Filistinlileri Sina'ya kabul ederlerse Filistinlerin bir daha Gazze'ye asla dönemeyeceklerini biliyorlar...

Amerikalılar ve Avrupalılar Cumurbaşkanı Sisi'ye Filistinlileri Sina yarımadasına kabul etmesi için baskı yapıyor. Mültecileri kabul etme anlaşması karşılığında Mısır'ın milyarlarca dolarlık borçlarının silinmesine yönelik bir teklif öğrenildi...



İsrail İstihbarat Bakanlığı’nın 13 Ekim 2023'te hükümete sunduğu yol haritasındaki tespitler bu konuda bize ışık tutuyor.10 sayfalık belgede Gazze’deki Filistinlilerin Sina Yarımadası’na sürülmesi en iyi seçenek olarak sunuluyor...


Yerinden edilen insanlar için Mısır’da kurulacak şehirlere mali destek sağlamaları, için İslam ülkelerine baskı yapılması tavsiye ediliyor.


“Müslüman Kardeşlere vurulacak ağır darbe nedeniyle böyle bir operasyonun Körfez ülkeleri tarafından destekleneceğini varsaymak makul” deniliyor... 


Gazze’deki Filistinlilerin Sina Çölü'ne sürülmesi planına direnen Kahire yönetimi, bu seçeneğin Mısır’ı direnişin yeni üssüne, haliyle İsrail’in de hedefine dönüştürebileceğini düşünüyor.

Mısır ayrıca hem 2013’te darbeyle yönetimine son verilen Müslüman Kardeşlerin tetiklenmesinin yanı sıra istikrarın zor sağlandığı Sina Yarımadası’nda selefî-cihadî oluşumların güçlenmesinden korkuyor.


İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'daki devlet terörünün bir an önce durması, Mısır’ın kendi iç güvenliği için de hayati önemde...


Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile yaptığı görüşmede İsrail'in Gazze halkını zorla göç ettirme emellerinden açıkça bahsetti.



Mısır cumhurbaşkanı, İslam dünyasının aklında Gazze'yi İsrail'e teslim eden kişi olarak kalmak istemediğini de belirtti...

İsrail Gazze'deki Filistinlileri kovabilirse ardından   Batı Şeria sakinlerini Ürdün'e göç ettirmeye çalışacak...


Reuters'ın haberine göre İsrail'in yabancı medyadan sorumlu baş askeri sözcüsü Albay Richard Hecht, Filistinlilere Sina'daki Mısır topraklarına gitmelerini tavsiye etti. 


Mısır'ın Gazze Şeridi ile olan sınırı 12 kilometre boyunca uzanıyor ve tek bir geçiş noktası var; Refah kara sınır kapısı.


Burası, İsrail'in karadan ve denizden kuşattığı Gazze Şeridi'nde yaşayan 2,3 milyon insan için dış dünyayla tek bağlantısı noktası...


Gazze Şeridi'nde havaalanı bulunmuyor. Mısır Temsilciler Meclisi'nin eski bir üyesi, "Gazze halkını Sina'ya itmek, İsrail ordusunun planlama dairesi başkanı ve Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Giora Eiland'ın haritalarla desteklenen projesini sunduğu milenyumun başlarına kadar uzanan bir projedir" diye konuştu.



İsrailli yazar Eddie Cohen, Mısır'ın dış borçlarının silinmesi karşılığında Filistinlileri Sina'ya yerleştirmeyi teklif etti.


Monte Carlo radyo ağına açıklama yapan Cohen, "Mısır bu fikri reddetse bile, Suriyeli mültecileri kabul etmeyen Avrupa ülkeleri bile Suriyeli mülteci akınına uğradı... Çünkü mülteci akınını durdurmak çok zor bir şey..." dedi.


Cohen ayrıca, Mısır'ın içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle bu çözümü reddetmesinin pek olası olmadığını, ABD'nin de bu fikre destek verme ihtimali olduğunu söyledi.


Filistinli lider Mahmud Abbas, eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin Filistinlileri buraya yerleştirmek için Sina'dan bir parça sunma teklifini reddettiğini belirtmişti.


Abbas, Mayıs 2018'de Filistin Ulusal Konseyi önünde yaptığı konuşmada, "Mısır'ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi döneminde Müslüman Kardeşler yönetimi sırasında bize Sina'dan bir parça teklif edildi ve biz reddettik" diyen Abbas, bunun Filistin meselesini tamamen ortadan kaldırmayı amaçlayan Giora Eiland adlı bir İsrail projesi olduğunu dile getirdi.

Abbas ayrıca, "Filistinliler bunu kabul etmeyecek, topraklarını terk etmeyecek ve başkalarının topraklarında yaşamayacaktır" dedi.


Öte yandan, Suudi Arabistan, sürgün adresi olarak Sina’nın öne sürülmesine direnen Mısır’a arka çıkıyor.  


Son dönemde İsrail, ABD'nin arabuluculuğunda Suudi Arabistan ile normalleşmeye ilişkin açıklamalarını artırırken, Suudi Arabistan, daha önce birçok kez iki ülkenin normalleşmesi için Filistin meselesinin çözümünü şart koşmuştu.

Suudi Arabistan, 2002’de Filistin devletinin kurulmasına karşılık, Arap Birliği’nin İsrail’i tanımasını öngören Arap Barış Girişimi’ne öncülük etmişti.


İsrail İstihbarat Bakanlığı’nın 13 Ekim 2023'te hükümete sunduğu yol haritasındaki tespitlerden birinde,  İsrail'in Hamas'a karşı net bir zafer kazanmasının Suudilerin çıkarına olduğu belirtiliyor. Hamas’ın hem Müslüman Kardeşlerin uzantısı olması hem de İran’ın başını çektiği eksenle yakın olması, öteden beri Arap rejimlerini Hamas'tan uzak tutuyor...

Kral Faysal döneminde Suudiler Yom Kippur Savaşı'ndan (1973) sonra İsrail destekçisi ülkeleri cezalandırmak için astronomik bir petrol fiyatı zammını silah olarak kullandılar...


2023 döneminde Suudiler petrol fiyatı zammı silahını kullanmayacaklarını açıkça ilan ettiler...

Suudi Kral Faysal; Kudüs için hassasiyet gösteren, 1969’da Mescid-i Aksa ateşe verildiğinde cihat çağrısı yapan, petrolü siyasi bir kaldıraca dönüştürmek için Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Birliği (OAPEC) ile İslam Konferansı Örgütü'nün kuruluşuna öncülük etmişti.


ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt ve Suudi Kral Ibn Saud 14 Şubat 1945'te buluşup anlaşmıştı...Suudiler petrol satacak, ABD devleti her türlü yolla Suudi Arabistan'ı düşman devletlerden koruyacaktı...


Kral Faysal 1970'lerde 1945’ten itibaren Suudi Arabistan'ın ABD ile ortaklığının temelindeki petrol-dolar-güvenlik ilişkisinin getirdiği yumuşak diplomasinin Araplar aleyhine işlediğini düşünüyordu.1973'teki Yom Kippur Savaşı sırasında Mısır ve Suriye ile dayanışma için İsrail’i destekleyen ülkelere karşı OAPEC’ten ambargo kararı çıkarttı. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ambargoyu bitirmezse Aramco’nun tesislerini bombalamakla tehdit etmiş ve Faysal’dan “Biz hurma ve deve sütü ile ayakta kalırız ama siz petrolsüz yaşayamazsınız” yanıtını almıştı.



1994’de Vadi Araba Anlaşması ile İsrail’i tanıyan Ürdün ise Batı Şeria’yla bağlantısı ve nüfusunun büyük çoğunluğunun Filistinli olması nedeniyle diken üstünde.



Ürdün'de 2 milyondan fazla Filistinli yaşıyor.Filistinli nüfusa yeni Filistinliler eklenmesi, Ürdün’ün aklından çıkarma lüksünün olmadığı bir ihtimal. Amman yönetimi Gazze’nin "Mısır’ın üzerine yıkılması" halinde, Batı Şeria’daki Filistinlilerin de Ürdün’e göç ettirilmesi planının devreye sokulmasından korkuyor.


Ürdün, Filistinlilerle çatışmaların yaşandığı 1970’deki Kara Cuma’nın tekrarından kaygılı. İsrail’le barışı, Batı ile de iyi ilişkileri temin eden Vadi Araba Anlaşması’nın öncesine dönmek istemiyor.




Golan Tepeleri'nin İsrail tarafından işgali ve daha sonra ilhak edilmesi de Birleşmiş Milletler kararlarına göre yasadışı ve uluslararası toplumun hemen hemen tamamı bu toprakların Suriye'ye ait olduğu kabul ediyor.


2011'den sonra İran, Türkiye, Rusya askeri unsurlarının yerleştiği Suriye, 1967’den bu yana işgal altındaki Golan Tepeleri nedeniyle İsrail’le teknik olarak savaşta. Suriye kendi içindeki çatışmalar nedeniyle yeni bir savaşı kaldırabilecek durumda değil. İsrail’in Şam ve Halep havaalanlarına yönelik saldırılarına yanıt veremiyor. Fakat devlet dışı aktörlerin Golan tarafından İsrail’e cephe açma ihtimali var.


Hizbullah lideri Şeyh Nasrallah İsraill Başbakanı Netanyahu'nun İsrail Anayasa Mahkemesi'ni etkisiz hale getirmek için verdiği mücadeleye karşı İsrail halkının verdiği tepkinin İsrail halkını ikiye böldüğünü söylemişti...Nasrallah "İsrail toplumu, ordusunun yenilmez olduğuna ve devletlerinin de denizden nehire (Akdeniz'den Ürdün Nehri'ne) kadar uzanacağına inanırdı. Bu inanç bugün yaşadıkları krize kadar giderek zayıfladı" dedi.


Lübnanlı Şii siyasi partisi ve onun milis örgütü Hizbullah, İsrail, ve Batılı birçok ülke tarafından 'terörist' bir örgütlenme sayılıyor ve İran'ın desteğine sahip.Hizbullah'ın milis gücü, İsrail'in 1982 yılında Lübnan'ı işgaline karşı direnmek üzere örgütlenmişti, şu anda ülkedeki en güçlü siyasi yapılardan biri.Tabandaki gücünü ise kuruluşunu belirleyen şeyden yani İsrail'e karşı direnme temasından alıyor. Lübnan ordusunun zaafiyetleri de Hizbullah'ın 'varlık sebebini' güçlendiriyor.

İran'daki beklentiyse, Türkiye'nin İsrail rejimi ile ilişkilerini kesmesi ve Türkiye üzerinden İsrail'e yapılan ihracat ve ithalatı durdurması ve Türkiye üzerinden İsrail'e giden petrolü durdurmasıdır. 

Standard & Poor’s (S&P) raporunda coğrafi yakınlık ve çatışma kapsamının genişleme olasılığı nedeniyle, İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'daki saldırılarından dolayı Lübnan, Mısır ve Ürdün’ün ekonomik hasara karşı en savunmasız ülkeler olduğunun altı çizildi. Söz konusu raporda bu ülkelere ilişkin ayrıca, “Görüşümüz, her ülkede turizm gelirinde yüzde 70’e bile ulaşabilecek düşüşler öngörüyoruz" denildi. 


Geçen yıl, turizmin Lübnan’a katkısı yüzde 26 olurken, bu katkı Ürdün’de yüzde 21, Mısır’da yüzde 12 ve İsrail’de ise yüzde 3 olarak kaydedildi.


S&P’nin raporuna göre, ‘mevcut temel senaryoda’, savaşın Körfez ülkeleri, Türkiye ve Irak’ın turizm gelirleri üzerinde pek önemli etki etmesi beklenmiyor. Raporda, “Bu büyük ölçüde çatışmanın ne kadar süreceği ve bölgenin daha geniş kesimlerini kapsayacak şekilde genişleyip yayılmayacağına bağlı olacak” ifadeleri de kullanıldı.


Fas Kralı VI. Muhammed'i Facebook üzerinden eleştiren bir kişiye hapis cezası verildi. Başkent Kazablanka'da görülen duruşmada, Said Boukioud'a 2020'de paylaştığı gönderiler nedeniyle 5 yıl hapis cezası verildiği belirtildi.48 yaşındaki Boukioud'un avukatı Hasan Essuni ise kararı "acımasız ve anlaşılmaz" diye niteleyerek itiraz ettiklerini söyledi.Boukioud, söz konusu paylaşımları, Fas ve İsrail'in Aralık 2020'de ABD'nin arabuluculuğunda "İbrahim-Abraham Anlaşmaları"nı imzalayarak ilişkilerini normalleştirmesinin ardından yapmıştı.



Amerikalı milyarderler Harvard ve Pensilvanya Üniversitesi gibi prestijli üniversitelere yönelik bağışlarını çekmeyi düşündüklerini açıkladı.Gerekçe olarak açıklanan ise, bu üniversiteler İsrail'e yeterince destek vermiyormuş




Yahudi toplumunun eğitimini destekleyen Wexner Vakfı, Harvard Kennedy School ile olan ortaklığını sona erdirdi.Bath & Body Works (Victoria's Secret) mağaza zincirinin kurucusu milyarder Leslie Herbert Wexner, bu kararın "Harvard yönetiminin masum İsrailli sivillere yönelik barbarca cinayetlere karşı açık ve net bir duruş sergilemedeki başarısızlığına" yanıt olarak alındığını söyledi. Yatırım fonu Apollo Global Management'ın CEO'su ve UPenn'in önemli bağışçılarından biri olan Marc Rowan, iki hafta önce bir Filistin edebiyat festivaline ev sahipliği yaptığı için eleştirdiği Pensilvanya Üniversitesi Başkanı Elizabeth Magill'in istifasını istedi.Amerikan medyasına göre, Citadel yatırım fonunun CEO'su ve Harvard'ın en büyük bağışçılarından biri olan Kenneth Griffin ve UPenn'in bağışçılarından, Estée Lauder kozmetik grubunun varisi Ronald Lauder da hoşnutsuzluklarını dile getirdi. Bath & Body Works (Victoria's Secret) mağaza zincirinin kurucusu milyarder Leslie Herbert Wexner, bu kararın "Harvard yönetiminin masum İsrailli sivillere yönelik barbarca cinayetlere karşı açık ve net bir duruş sergilemedeki başarısızlığına" yanıt olarak alındığını söyledi. Yatırım fonu Apollo Global Management'ın CEO'su ve UPenn'in önemli bağışçılarından biri olan Marc Rowan, iki hafta önce bir Filistin edebiyat festivaline ev sahipliği yaptığı için eleştirdiği Pensilvanya Üniversitesi Başkanı Elizabeth Magill'in istifasını istedi.Amerikan medyasına göre, Citadel yatırım fonunun CEO'su ve Harvard'ın en büyük bağışçılarından biri olan Kenneth Griffin ve UPenn'in bağışçılarından, Estée Lauder kozmetik grubunun varisi Ronald Lauder da hoşnutsuzluklarını dile getirdi.Colombia ve Stanford üniversiteleri de bu eleştirilerden nasibini aldı. Bu üniversitelere, İsrail'i soykırım yapmakla suçlayan pankartlar ve afişler kullanan Filistin yanlısı öğrenci gruplarıyla aralarına mesafe koymaları çağrısı yapıldı.