
İbrahim Akkaya
Yürek, destansı mücadele
Antalya, sivil toplum hareketinin en yoğun olduğu bölge.
Kamu yararı bulunmayan, rant kokan ve kaynakların hovardaca kullanılmasına karşı dirençli mücadele veren bir il Antalya.
Yani halk susmuyor, hakkını aramaya, Antalya’nın talan edilmesine seyirci kalmamaya çalışıyor.
Bununla yetinmiyor yargıya giderek yanlışların önüne geçilmesine çalışıyor.
Zaman zaman bunda başarılı da oluyor.
Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var.
Bu kentin sahipleri, sevdalıları ne yaparsa yapsın, siyasi idare bildiğini okuyor.
Er ya da geç kafasına koyduğunu yapıyor.
Bunun adı da ‘ileri demokrasi’ oluyor.
Rantçıların, sırdaşların, yandaşların gözdesi olan Antalya’da inanılmaz bir talan ve paylaşım söz konusu son yıllarda.
Bir yanda ‘maden arama ruhsatı’ ile çevreye verilen ve tamiri kesinlikle olanaksız olan zararlar.
Taş, kum ve mermer ocakları.
Adamların gözünü öylesine para bürümüş ki, ormanları yok ediyorlar, tarım alanlarını parselliyorlar, kamu kullanım alanlarını ticarete çeviriyorlar.
Son yıllarda bir de HES belası sardı Antalya’yı..
Akarsular, dereler, göller başta olmak üzere tüm su kaynaklarının bulunduğu alanlarda HES kuruluyor.
Su kaynakları yok ediliyor, tarım bitiyor, bununla kalınmıyor iklim değişiyor.
Antalya’nın kimi cennet köşeleri Kerbela’ya dönmeye başladı.
HES şirketleri yakında suyu parayla satmaya kalkışırlarsa şaşırmayın.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen köylü direniyor, çevreciler çırpınıyor.
Antalyalılar, ‘bana dokunmayın yılan’ anlayışı ile yeterli desteği vermese de onlar seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Dün de HES direnişi vardı.
Direnişin adresi Antalya Valiliği idi..
Kumluca’nın Büyükalan Köyü’nden gelen vatandaşlar, çevrecilerin de desteği ile Alakır Nehri üzerinde HES kurulmasını engellemek amacıyla başlattıkları kampanyada toplanan imzaları Antalya Valiliği’ne verdiler.
80 yürekli imza vardı toplanan.
Eylemde taşınan şu pankart çok anlamlıydı :
'Biz; Su Şırıltısı, Rüzgar, Kuş Ötüşü, Yapraklar, Ağaç Dalları ve Halkız... Alakır'da HES İstemiyoruz'
Köylerine HES ‘lerin yapılması halinde tarım ve hayvancılıkla kullandıkları suyun yok olacağını haykırdı köylüler.
Alakır Nehri Kardeşliği uzunca bir süredir HES’lere karşı destansı bir mücadele veriyor.
Tüm baskı ve tehditlere rağmen haklı davalarını sürdürüyorlar, helal olsun onlara.
HES projelerinin en yoğun olduğu Kumluca’nın Alakır Vadisi’nin 170 bin kişinin ekmeğini kazandığı Türkiye’nin yaş sebze ve meyve ambarı olan Kumluca Ovası’nı beslediği biliniyor.
HES’lerle birlikte tarımın ne denli darbe yiyeceğini söylemeye sanırım gerek yok.
Elbette su çok önemli..
Su hayat, susuz yaşamanın olanağı yok.
Olayın perde arkası da ilginç..
HES’e karşı çıkanlar kadar köylerinde HES kurulmasını isteyenler de var.
Şirketler uyanık, köylerde sözü geçen kişilere çeşitli vaatlerde bulunuyorlar.
İş sözü veriyorlar, bölgenim kalkınacağını iddia ediyorlar.
Göz boyamak için de yol yapıyorlar, çevre düzenlemesi yaptırıyorlar.
İddialara göre eylemcilerin direncini kırmak için köylerde para dağıtıyorlar.
Kimsenin günahını almak istemeyiz ama bazı seçilmişlerin de HES şirketleriyle kol kola oldukları, yakınlarını işe yerleştirdikleri, maddi ve manevi kazanımlar elde ettikleri iddiaları var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.