
İbrahim Akkaya
‘Tecavüz Marşı’ masummuş !
Antalyaspor’un 5 Şubat 2016’da Fenerbahçe’yi 4-2 yendiği maçta 5 kez çalınan ‘tecavüz marşı’ için mahkeme takipsizlik kararı verdi.
Antalya 14’ncü Asliye Ceza Mahkemesi, önceki gün ilginç bir duruşmaya baktı..
Antalya Stadyumu’nda geçen yıl çalınan ‘The End’ şarkısı ‘tecavüz marşı-müziği’ olarak biliniyor..
Yeşilçam filmlerinde ilaçlı gazozun mucidi Nuri Alço’nun oynadığı tecavüz sahnelerinde çalınmıştı bu müzik..
Tecavüz Marşı’na tepki büyük oldu…
Özellikle kadın örgütleri isyan etti..
Antalya Kadın
Danışma ve Dayanışma Derneği ile Cinse Suçla Şiddetle Mücadele Derneği harekete
geçti, Antalyaspor için suç duyurusunda bulundu.
Antalya Spor Suçları Soruşturma Bürosu da boş durmadı, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Antalyaspor aleyhine hazırladığı soruşturmaya müdahil oldu.
Savcılığın hazırladığı iddianamede, marşı çaldırmaktan bir Antalyaspor yöneticisi ile Antalya Stadyumu anons görevlisi için soruşturma dosyası hazırlandı.
Şu suçlamalar yer aldı :
“Halkın bir kesimini sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet, bölge farklığına dayanarak alenen aşağılama ve suç işlemeye tahrik, suçu ve suçluyu övme”
Suçlananlar için yani Antalyaspor’un bir yönetici ile maçta Tecavüz Marşı’nı çalan anons görevlisine 1,5 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Antalya 14’ncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen tecavüz marşı davasında Antalyaspor görevlileri Ertan S. İle Adem K. Hakim karşısına çıktı.
Antalyaspor görevlilerinin avukatı Cenk Soyer suçlamaları kabul etmediklerini. Antalya 14’ncü Asliye Ceza Mahkemesi’nin yargılama yapma konusunda görevsiz olduğunu iddia etti..
Mahkeme isnat edilen suçun 6222 sayılı ‘Sporda Şiddet ve Düzensizliğinin Önlenmesine Dair Kanun’un 18’nci maddesinin bu suçlara bakan Antalya 3’ncü Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi kararını verdi.
Antalya 3’ncü Asliyle Ceza Mahkemesi’nden nasıl bir karar çıkar bilinmez..
Ama bilinen bir şey varsa maçlarda küfrün, hakaretin, aşağılamanın önüne örnek teşkil edecek bir karar çıkmasıydı.
Futbol bir temaşa sporu, ancak bizde ölüm-kalım savaşına döndürülüyor..
‘Vur kır parçala bu maça kazan’ ‘Ölmeye ölmeye geldik’ sloganları ne kadar ürkütücü ise, rakip takıma, taraftarlarına, hakeme, federasyona her türlü hakaretin yapıldığı, dahası saldırıldığı bir zorlu dönemi yaşıyoruz.
Maç maç olmaktan çıkıyor, kazanmanın öncelikli olduğu bir mücadeleye dönüştürülüyor.
Tüm olumsuzluklar sergilenmesine rağmen suçlular korunuyor, caydırıcı cezalar ve yaptırımlar uygulanmıyor, özellikle deplasmana gelen takımlar ve taraftarlar baskı ve tehditle sindiriliyor, tribünlerde adeta terör estiriliyor.
Çocuklar ve
kadınların gözleri önünde her türlü rezillik sergileniyor.
Bu ülke terörden çok çekti, bir de spor terörü gibi bir bela var başımızda.
Deplasman takımlar ve taraftarlara olduğu kadar hakemlere de adeta kabus..
Yerel yöneticiler,
fanatik birer taraftar gibi hareket ettikleri için, ev sahibi akımın
taraftarlarının ve yöneticilerinin tepkisinden ürktükleri için olaylara
objektif bakamıyor, önlemleri ciddi olarak alamıyor, sporcuları ve taraftarları
yeterli ölçülerde koruyamıyor.
Mesele burada Antalyaspor’un ceza alması değil..
Olayın bu noktaya çekilmemesi gerekir..
Mesele sporun spor gibi yapılmasında..
Fair-play çağrıları sürekli yapılsa da hakem düdüğü çaldıktan sonra işin rengi değişiyor.
Özeleştiri
yapmakta yarar var, gazeteci meslektaşlarımız bile fanatik birer taraftar gibi
davranıyor.
Son derece zor günlerden geçiyoruz.
Toplumsal barışı
tehdit eden eylem ve söylemler artıyor.
Böylesine bir ortamda hiç olmazsa spor teröristlerini dizginlemek, suç işleyenlerin gözünün yaşına bakmamak gerekli..
Sorumlular sorumsuzca davranmaya devam ettiği sürece spor spor olmaktan çıkıyor..
Dileriz Antalya’da
bir daha böyle talihsiz olay olmaz..
Dileriz bir daha ‘tecavüz marşı’ çalmak gibi bir yanlışa düşülmez..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.