Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Antalya’nın başına bela olan Konuksever AVM ile ilgili olarak çok ilginç bir yorumda bulundu..

Uysal, “ Sarı kızla kim samimi olmuşsa tabutunu da o taşısın” dedi..

Uysal’ın bu değerlendirmesi kafaları fena halde karıştırdı..

Ümit Uysal, ‘sarı kız’ yorumu ile Konuksever AVM’yi yapmayı planlayan şirketi işaret ediyor da, sarı kızla samimi olan ve tabutunu taşımasını işaret ettiği kim ya da kimler ?

Konuksever AVM’yi ilk kez 2008 yılında Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nin gündemine taşıyan AKP’li Büyükşehir Belediye  Başkanı Menderes Türel mi ?

Türel değilse 2009 yılında Meclisin gündemine alan Mustafa Akaydın mı ?

Türel ve Akaydın’dan söz etmiyorsa AVM firmasıyla bir takım ilişkiler içine girdikleri iddia edilen önceki dönemin AKP, CHP ve MHP il başkanları mı ?

Ya da bir bölümünün şimdi de AVM firmasıyla dirsek temasında olduğu öne sürülen bazı Büyükşehir Belediye Meclis üyeleri mi ?

Antalyalı haberciler, Uysal’ın sarı kızla kimin samimi olduğu iddiasıyla ilgili değişik yorumlar yaptılar..

Gerçek şu ki siyasetçiler kadar Antalyalı gazeteciler arasında da Konuksever AVM’yi şirin görenler, Meclisin mahkeme kararının uygulanması gerektiğini savunanlar var..

Bir de Büyükşehir Belediye Meclisi’nin ‘ben her şeyi bilirim’ havasını basanlar var..

İçlerinde ‘Karara katılmaktan imtina ediyorum’ diye kaşe bastıran da tutun da, “ 100.Yıl’da olduğu gibi bize de zimmet çıkar’ diyerek Antalyalının oylarıyla Meclis’e seçilip de Antalyalı adına karar vermekten çekinen, dahası, irade beyan etmeyeceğini söyleme gafletinde olanlar var.,.

Sarı kız’la kim samimi oldu, sarı kızı kim öptü tartışmasını bir kenara bırakıp, Antalya için çok önemli olan Konuksever AVM konusunda ciddiyetle hareket edecek bir meclis ve parti gruplarına gereksinim var.

BAYRAM BİZİM NEYİMİZE ?   

Bugün 24 Temmuz, iki kutlama yapılacak..

Birincisi Türkiye’yi karanlıktan kurtaran, aydınlık geleceğe, bağımsızlığa taşıyan Lozan Barış Antlaşması..

92. yıl önce İsviçre’nin Lozan kentinde mağrur devletlere diz çöktüren İsmet İnönü ve arkadaşlarını, İnönü’yü bu tarihi göreve atayan Mustafa Kemal Atatürk’e bir kez daha en derin duygularla saygı ve sevgilerimizi iletiyoruz.

Lozan kutlu olsun..

Lozan’a dil uzatan, Lozan zaferine imza atan rahmetli İsmet İnönü ve Atatürk’e ‘iki sarhoş’ diyenlere milyonlarca kez lanet olsun..

İkincisi sözde basın bayramı..

Basından sansürün kaldırılışının yıldönümü..

Şimdiki iktidar ve havuz medyasının övgüler düzdüğü Osmanlı İmparatorluğu zamanında tüm gazeteler sansür memurlarının kontrol ve denetiminden geçtikten sonra yanlanıyordu..

Yani basına sansür uygulanıyordu..

24 Temmuz 1908’de İkinci Meşrutiyet yürürlüğe girince basında sansür uygulaması kaldırıldı..

Bu nedenle ‘24 Temmuz Basın Bayramı ve Basından Sansürün Kaldırılış Günü’ olarak kutlanıyor..

Günümüzde basın bayramından da,basının hür olduğundan, yani basında sansürün olmadığından söz etmek olanaksız..

Gazete, televizyon, radyo ve sosyal medya araçlarının büyük bölümü AKP iktidarının güdümünde..

Dahası Türkiye Radyo Televizyon Kurumu(TRT) iktidarın borazanlığını yapmakla kalmıyor, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı yaptığı gibi örümcek kafalı tipleri ekranlarına çıkarıp, bölücülük yapıyor, saçma sapan fikirleri dayatmaya çalışıyor.

AKP, kendisine biat etmeyen basın kuruluşlarını düşman gibi görüyor, ambargo uyguluyor, yandaş olmayanları hedef gösteriyor.

Baskı, tehdit ve gözdağı devam ediyor.

Yandaş olmayan basın kuruluşları ve gazeteciler diken üstünde mesleklerini yapmaya,halkın haber alma hakkını yerine getirmeye çalışıyor.

Bu koşullarda basın bayramından ve basında sansürün olmayışından söz etmek mümkün olur mu ?