
İbrahim Akkaya
Özledim, hem de çok
Özlem; içimde
ta şurda bir yerde
dinmeyen bir sızı...
Özlem; içimde,
ta şurda bir yerde
patlamaya hazır bir volkan gibi
kan kırmızı! ..
Özlem; içimde,
saplanmış bir ok misali yüreğime
susuzluk kıvamında bir acı,
alnımdaki yazı! ..
Ne güzel de yazmış Ahmet Turan Altunsu, benim 106
günlük özlemimi ne güzel de anlatıyor.
Gazeteci için yazamamak, gazetesinden,
sevdiklerinden, kentinden ayrı kalmak inanın çok zor..
Bu özlemi, bu susamışlığı anlatmaya ne
kelimeler, ne cümleler, ne sayfalar, de kitaplar yeter..
Ya özgürlük?
İşte acıların, özlemlerin en büyüğü..
Yazacak, anlatacak, sizlerle paylaşacak o
kadar çok şey var ki…
Nereden başlasam, nasıl başlasam
bilemiyorum..
Sevdiklerimin, dostlarımın özlemi ve
desteğini mi yazayım, Vedat Gürhan’ın
söylediği gibi vefanın İstanbul’da bir kent olduğunu mu?
İnsanın başına ummadığı işler açılıyor..
Hele yaşadığımız süreçte..
Yandaş
değilseniz, candaş değilsiniz, dindaş değilseniz her zaman hedefsiniz..
Doğruluktan bir an olsun ödün
vermiyorsanız, yetim hakkı yemiyorsanız, yalana, dolana, vurguna, talana prim
tanımıyorsanız yaşama hakkınız yok.
Dik duruyorsanız, ilkelerinizden ödün
vermiyorsanız işiniz gerçekten zor..
Dönek değilseniz, devrin adamı olmak gibi
bir şahsiyetsizliği kabullenmiyorsanız hedef adam oluyorsunuz..
Sıkıntıya düşünce, özgürlüğünüz elinizden
bir şekilde alınınca kimin dost, kimin düşman, kimin yüzünüze gülüp, ardınızdan
kuyunuzu kazdığını gözlüyorsunuz.
Bu duygu içinizi derinden acıtıyor.
Hele iyi gün
dostları..
Hele suya sabuna dokunmaktan ürken korkan,
kabuğuna çekilenler.
Hele düşündüklerini bile söylemekten korkanlar, gölgesinden bile şüphe
edenler..
Sizi tanıdığı halde ‘acaba’ saplantısının esiri olanlar.
Ama üzülmeyin dostlar, dimdik ayaktayım,
ayaklarım yere daha sağlam basıyor, insanları şimdi daha iyi tanıyorum, dünyaya
ve olaylara bakış açım şimdi daha net..
Yılmak, sinmek, korkmak, ürkmek benim
kitabımda yazmıyor.
GERÇEK’te
gerçekleri savunmaya devam edeceğiz..
Kimseye diyet borcum yok, kimseden
herhangi bir şekilde beklenti içinde değilim, kişiliğimden taviz vermeye asla
ve asla niyetim yok.
Beyninde hain
planlar dolaşanlara taviz vermek gibi bir düşünceyi 61 yıllık
hayatımda hiç ama hiç benimsemedim, bundan sonra da doğru bildiğim yolda daha
azimli, daha kararlı bir şekilde yürümeye devam edeceğim.
Sizlerin desteği ve sevgisi beni daha da
kamçılayacak.,
Hepimiz güzel
günler göreceğiz..
Zorlukları yenip, aydınlığa yol alacağız..
O günler yakın dostlarım..
Hem de çok yakın..
Şöyle diyor Sabahattin Ali:
Görmesen bile denizi
yukarıya çevir yüzü
deniz gibidir gökyüzü
aldırma gönül, aldırma...
Antalya’da yaşayıp ta denize görememek
çok acı..
Toprağı, yeşili görememek,
sevdiklerinize sarılamamak daha da acı..
Gerçek dostlar olduğu gibi, fırsat
kollayanlar, sizi itibarsızlaştırmak, kamuoyu önünde aşağılamak, zayıf düşürmek
isteyenlere alkış tutan, destek verenler de var..
Hem de en yakınınızda, sizinle kader
birliği yaptığını söyleyenler onlar..
Akdeniz
GERÇEK’in önceki günkü manşetindeki gibi,
içimizde çıngıraklı yılanlar var..
Önüne geleni sokmayı marifet, görev
sayıyor onlar..
Zehirlerini suçsuz, günahsız insanlara
saçmak için olağanüstü çaba içindeler..
Bilmezler ki çıngıraklı yılan bir gün
gelecek kendilerini de sokacak..
Daha çok yazmak istiyorum, yazmaya
inanılmaz susadım ancak boğazımda bir şeyler düğümlendi dostlar.
Bugünlük bu kadar, daha çok şeyi
paylaşacağım sizlerle…
Kimi zaman gülecek, kimi zaman
ağlayacağız birlikte..
Kimi zaman memleketimizden insan
manzaralarını aktaracağım, bazen gülümseyip, bazen de acımızı içimize
gömeceğiz..
Özgürlüğün ne büyük nimet olduğunu
paylaşacağız birlikte..
Yazımı Behçet Necatigil’in şiirini sevdiklerime, canımdan çok sevdiğim kızıma ve oğluma, eşime, altın gibi
kalpleri olan dostlarıma, bana desteklerini hiçbir zaman esirgemeyenlere, bana
güç ve moral veren arkadaşlarıma armağan ederek bitirmek istiyorum.
Şöyle diyor üstat:
Seni her özlediğimde sevgilim,
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Denizlere bakıyorum.
Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Kuşlara bakıyorum.
O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü.
Ve aşkım, seni her özlediğimde,
Adında isyan ediyorum.
Seni özlemek istemiyorum ben,
Ben seni yaşamak istiyorum,
Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum
Ve seni sende görmek sadece
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.