
İbrahim Akkaya
Kaygı veren gelişmeler
Antalya’nın gündemi ve sorunları o kadar yüklü ki, medya gelişmeleri izlemekte zorluk çeker oldu.
Sorunları çözmekle yükümlü olanlar, kolayı seçip, sürekli öteleyince, mazeret üzerine mazeret, bahane üzerine bahane üretince işler iyice karışıyor.
Şurası yadsınamaz bir gerçek ki Antalya sahipsiz bir kent.
Bakınız son yıllarda hangi soruna kalıcı bir çözüm üretilmiş ?
Hangi sorun kamuoyunun bilgisi dahilinde giderilmiş, çözüm noktasında hangi olumlu adımlar atılmış?
Bir de gündem değiştirme konusunda mahir olanlar var.
Sorunlar içinden çıkılmaz bir hale gelince, yeni gündemler oluşturuluyor, kamuoyunun dikkati başka yönlere çekilerek oyalama taktikleri üretiliyor.
Defalarca olduğu gibi dün de yazdık Antalya, tam 9 yıldır ucube bina için bir karar veremedi.
Veremediği gibi Antalya’nın oylarıyla seçilenler, halka karşı sorumlulukları yokmuş gibi zaman kazanmak istiyorlar.
Pek çok konuda olduğu gibi Antalya İl Özel İdaresi binası konusunda da siyasi ikbal, siyasi rant ön plana çıkıyor.
Kentin sorunlarına çözüm üretmek, halkın beklentilerine yanıt vermek için seçilenler, Antalyalıları unutarak siyaset yapmayı yeğliyorlar.
Son günlerde Antalya gündemi iki konu üzerine daha çok yoğunlaştı.
Birisi Antalya’nın çekirdek kenti tarihi Kaleiçi’nde bulunan Kesik Minare ile tartışma..
Kesik Minare’yi cami yapma girişimlerine Antalyalı sanatçılar karşı çıkıyor.
Buranın müze olarak değerlendirmesinin çok uygun olacağını savunuyorlar.
Aynı düşüncüye Antalya Kent Konseyi’nin ilgili komisyonu da katılıyor.
Ancak siyasi otorite Kesik Minare’nin cami olmasında ısrarcı.
Muratpaşa Kaymakamı Fatih Kocabaş’ta konseyde yaptığı konuşmada Kesik Minare’nin cami olarak düzenlenmesine karşı çıkanların kültür ve sanatı iyi algılayamadıklarını söylüyor.
Pekala cami beklentisi doğru mu ?
Kaleiçi’nde yeni bir camiye gereksinim var mı ?
Gerçek şu ki Kaleiçi’ni Kaleiçi’nin sakinleri, sahipleri çoktan terk etti.
Çok az sayıda Antalyalı burada oturuyor.
Kaleiçi’nde ibadet için de yeterli cami var.
Bunun ötesinde Kaleiçi artık sadece bir eğlence mekanı haline geldi.
Kesik Minare’nin çevresinde de çok sayıda eğlence mekanı bulunuyor.
Ayrıca bu tarihi mekanın yanı başına masalar atılıyor, içki içiliyor, gürültünün fazla olduğu bir bölge konumunda..
Hal böyle iken camide ısrar etmenin mantığını bulmak gerçekten güç.
Antalya’da son günlerde gündemi oluşturan bir başka konu da liselerde mescit yapılması..
4 lisede öğrenciler için bodrum katlarında açılan mescitlere eğitimcilerin üyesi olduğu sendikalar tepkili..
Bordum katlarında oluşturulan mescitlerin yönetmeliğe aykırı olduğu gibi, dini açıdan da sakıncası bulunduğunu ileri sürüyor sendikacılar.
Döşemealtı’nda bulunan Levent Aydın Anadolu Lisesi’nde açılmıştı ilk mescit.
Tepkiler üzerine kapatıldı.
Ancak yönetimler tıpkı AKP iktidarı gibi davranarak geri adım atmıyor.
Mescitlerden birisi Kepez Atatürk Anadolu Lisesi’nde açıldı, araştırdık burada namazını kılan öğrenci sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
Korkuteli ve Kumluca’da da Anadolu liselerinde mescit açıldığı haberlerine tepkili eğitimciler.
Elbette kimsenin siyasi ve etnik olduğu gibi dini düşüncesine de karşı olunamaz..
Ancak okullara mescit açılmasının ardındaki asıl düşüncedir kafalarını karıştıran.
Doğal ihtiyaçlarını karşılayamayan minicik çocukların ucube 4+4+4 sistemi ile zorla okullu yapıldığı bir süreçte Türkiye’nin vizyon kenti olan Antalya’nın nasıl bir yapıya büründürülmek istendiği sorgulanması gerekirken, şimdi de okullarda mescit açılması, çağdaş eğitimden uzaklaşıp, dini esaslara dayalı bir eğitim sisteminin yerleştirilmek çabasının hızlandığını gösteriyor ki, gerçekten kaygı verici bir durum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.