
İbrahim Akkaya
Kan donduran itiraf..
Bir kadın düşünün, koca şiddetinden bıkınca dava açıp
eşinden 8 Mart 2016’da yani Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde boşanıyor..
Acı bir tesadüf 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne saatler kala 7 Mart 2017 akşamı bir yıl önce boşandığı eşi tarafından pompalı tüfekle öldürülüyor.
Karısını öldüren Cuma Akkaya, boşandığı eşini öldürdükten sonra oğlunu arıyor ve kan donduran cinayeti şu kan donduran sözlerle itiraf ediyor :
“Ananızı öldürdüm,
gelip alın’
Soyadımız benzeyen bu canavara ne kadar lanet okumaz azdır..
İnsan eski eşini, çocuklarının anasını nasıl acımazca katleder ?
Antalya, 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü’nde bu vahşi cinayetle anıldı..
Kadınlar dün alanlardaydı..
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde seslerini duyurmaya çalıştılar.
Mesajların, sloganların ve açıklamalarının ağrılığını ‘şiddet’ oluşturdu.
Ülkemizde kadınların
kaderi oldu şiddet, cinayet, taciz, mobbing..
Töre, gelenek, namus davası gibi çağ dışı anlayışın ürünü kadın cinayetleri..
‘Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2016 yılı raporu Türkiye’de ve Antalya’da kadınların hayatının pamuk ipliğine bağlı olduğunu ortaya koyuyor.
Çünkü Antalya kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddette ilk 6 sırada yer alıyor.
2016 yılı raporunda kadın cinayetlerinin bir önceki yıla göre artış gösterdiği, 2015 yılında cinayete kurban giden kadın sayısı 303 iken, bu sayının 2016 yılında 328’e yükseldiği vurgulanıyor.
2017 yılında kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet rakamlarının daha da yüksek olacağını tahmin etmek güç olmasa gerek.
Raporda dikkati çeken bir nokta da kadın cinayetlerinin yarısının 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal(OHAL) dönümünde işlenmiş olması..
Acı ama gerçek kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddet, taciz, mobbing ve benzeri olayların önlemeyişi..
Türkiye’nin ev sahibi ve ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’ne göre kadın cinayetleri verilerinin çıkartılması ve nedenlerinin tespiti devletin görevi.
Ancak, AKP iktidarı bunları yapmak yerine yaptığı açıklamalarla kadın cinayetlerinin üstünü örtmeye çalışıyor, bu da kadın cinayetlerinin artmasına neden oluyor.
‘Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2016 yılı raporunda şu çarpıcı tespitlere yer veriliyor:
“Çocuk düşmanı
politikalar çocuk istismarının artmasına, çocukların öldürülmesine yol
açmıştır. OHAL dönemi kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin artmasıyla
beraber vahşetin de oranda artmasına sebep olmuş, kadınlar türlü işkencelerle
öldürülmüştür”
Raporda 2017 yılının Ocak ayında Diyanet İşleri Başkanlığı adına fetva veren kurum olarak bilinen ‘Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu’nun resmi internet sitesine gelen bir soruya ‘Baba kızına şehvet duyabilir’ cevabının verildiği, Ocak ayında öldürülen 36 kadından 24’nün çocuğu olduğu ifadesine yer verildi.
Raporda şu dehşet verici bilgiler de yer alıyor:
“Öldürülen kadınların
yüzde 45’i kendi hayatlarına dair karar almak istediği, boşanmak istediği,
ilişkisini sonlandırmak için öldürüldü. En yakınları tarafından öldürülen
kadınların yüzde 46’sının çocuğu vardı. Kadınların yüzde 70’i silah ve kesici
aletle öldürüldü. Öldürülenlerin yüzde
20’si genç kadın, 15 yaşından küçük kız çocukları da erkekler tarafından
öldürüldü”
‘Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2016 raporunda Antalya için de kaygı verici veriler var.
Buna göre Antalya, İstanbul, Adana, Ankara ve İzmir’den sonra en çok kadın cinayetlerinde 5’nci sırada..
İşte böylesine ürkütücü, vahim bir tabloda kutlandı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü..
Acı ama gerçek kadın cinayetleri, kadına şiddet, cinsel istismar-taciz kadınların isyanına rağmen durmuyor, tersine artıyor..
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde verilmesi gereken ön önemli mesaj “ Türkiye’de ve Antalya’da kadın olmak zor’ olmalıydı..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.