
İbrahim Akkaya
İmdaaat boğuyoruz !
Bir zamanlar hava kalitesi en iyi kentlerin başında gelen Antalya’da son yıllarda özellikle akşam saatlerinde nefes almak bile zorlaşıyor..
Antalya’nın kendine has halk araksında ‘Manavgat’ olarak bilinen rüzgarının olmadığı günlerde hava kirliliği had safhaya ulaşıyor, görüş mesafesi azalıyor, hava partikül olarak bilinen zehirli maddelerin oranı insan hayatı açısından endişe verici boyutlara ulaşıyor.
Ben Konyaaltı’nda oturuyorum..
Geçen yıl hava kirliliği sınırı 5 M Migros’tu..
Bu yıl Liman’a kadar uzandı kirlilik..
Uzun yıllar AKP’nin beleş seçim kömürüne bağladık bu kirliliği..
Antalya’nın üstüne kabus gibi çöken sis ve pusun sadece seçim kömüründen kaynaklanmadığını söylüyor uzmanlar..
Antalya’da yeşil örtünün giderek azalmasının sonucu havanın kirlendiğini vurguluyorlar..
Haluk Bilginer’in seslendirdiği reklama da belirtildiği gibi Antalya’da ağaçları fazla yormaya başladık.
Yeşil dokunun katledilmesi ile birlikte karbon ayak izi de büyüyor.
Karbon ayak izinin büyümesi havanın tehlike sınırlarının üstünde kirlenmesi anlamına geliyor.
Antalya merkezinde Vakıf Zeytinliği ve Dokuma Fabrikası dışında yeşil doku kalmadı..
Bu nedenle Vakıf Zeytinliği için Antalya Ticaret Borsası(ATB) ve Başkanı Ali Çandır’ı kutlamak gerekli..
Bir kutlama da Dokuma Fabrikası alanını Antalya’ya kazandıran Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü ve ekibi ile Dokuma’ya dokunma şansını tanıyan Antalya’nın dinamiklerine..
Dokuma Fabrikası, ilk aşamada ‘Kent Parkı’ olarak 30 Aralık Çarşamba günü saat 11.00’da törenle kapılarını Antalya’ya açacak..
İçinde yaşadığımız için pek farkına varamıyoruz..
Dışarıdan gelenler Antalya’yı daha iyi yorumluyor..
Onların izlenimleri, Antalya’nın hızla betonlaştığı yönünde..
Kentin havasının değişmesinin yegane nedeninin de betonlaşma çılgınlığı olduğunu söylüyor gözlemciler.
Eskiden yüksek bir yerden bakıldığında Antalya’da yeşilin ve mavinin tüm tonlarını yılın 365 günü görmek mümkündü..
Şimdi Dokuma ve Vakıf Zeytinliği dışında Antalya merkezinde yeşil bir alan görmek olanaksız..
Sadece kent merkezinde değil betonlaşma çılgınlığı..
Sahil kesimlerinde olunca hızıyla sürüyor..
Ormanlar katlediliyor turizm yatırıma ayağına..
Yaylalar imar planları ile yok ediliyor.
Antalya’yı bir anne sıcaklığında kucaklayan Toroslar taş ve mermer ocakları dışında ‘site’ adı verilen beton bloklarla yok ediliyor.
Rantçılar hızını alamıyor doğal, kültürel ve tarihsel miraslarımıza da göz dikiyorlar..
Onlardan birisi de Phaselis Antik Kenti..
‘Paralel yapı’ zırvasından sonra Fethullah Gülen’i terk edip, iyice AKP’ye kapılanan, ancak ağabeyler tarafından hala affedilmediği iddia edilen 7 yıldızlı Rixos Otelleri’nin sahibi Fettah Tamince’nin Beydağları Olimpos Milli Parkı içinde yapımını planladığı 'Dreams of Phaselis'(Phaselis Rüyası) projesi şimdilik rafa kaldırıldı..
Şimdilik diyorum Fettah Tamince’nin Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, mevcut imar planlarının iptaline karar verdiği projesinin peşini bırakmayacağını söylüyor yakın çevresi..
Bu iptal kararı elbette sevindirici..
Çevreciler için de moral mesajı..
Dileriz müjdeli haberlerin devamı gelir..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.