Antalya sivil toplum hareketinin yoğun olduğu kentlerin başında geliyor.

Sivil toplum örgütlerinin çokluğu ve kent ve ülke sorunlarına olan duyarlı yaklaşımları nedeniyle de eylem ve etkinlikler de yoğun oluyor.

Antalya’ya bu nedenle ‘eylemler kenti’ adı da veriliyor.

Dün de öyle oldu..

Yazı İşleri Müdürümüz Esin Kümbetlioğlu, dün eylemden eyleme koştu.

Eylemleri izlemek için olağanüstü bir çaba gösterdi.

Dünkü eylemler oldukça dikkat çekiciydi.

Antalya da artık geleneksel hale gelen 2B eylemleri dün de yapıldı.

Aksulu 2B mağdurları ile Kepezliler, Antalya Defterdarlığı’nda eylem düzenlediler.

Ancak polis dün orantısız güç kullanmadı ama, Defterdarlığın kapılarını kapatarak, 2B mağdurlarının binaya girmesini engelledi.

2B mağdurları soğanlı, ekmekli eylemlerinde seslerini yine duyurmaya çalıştılar.

Onların isteği aslında yerine getirilemeyecek türden değil.

Dededen, atadan kalma toprakları için biçilen rayiç bedelin indirilmesini istiyorlar.

Saptanan rayiç bedelleri ödeme güçleri yok, topraklarını, evlerini, yurtlarını kaptırma endişesi içindeler..

Eylemlerini Ankara’ya kadar taşıdılar ama bekledikleri sonuç henüz çıkmadı.

Hükümet geri adım atmıyor, zaman daralıyor.

Bunun için de 2B mağdurlarının sıkıntısı da giderek artıyor.

Dünkü eylemde “Barınma Hakkımız Engellenemez”,“2B Dediler Hakkımızı Yediler” sloganları atarak ne denli zor bir süreçte olduklarını kamuoyuna duyurmaya çalıştılar.

2B mağdurları dışında Kepez’de gecekonduda yaşayanlar da korku içinde..

Diyorlar ki “Bizler buralara uzun yıllar önce ev yapmış Kepez’in gecekonducularıyız. Köyümüzden kopup Antalya’ya işçi olmak için geldiğimizde bu evleri yaparken sadece başımızı sokacak bir ev olsun istedik”

2B eylemcisi köylülerden Raziye Karabulut, 3 aydır sokaklarda olduklarını söyleyerek, “Başbakanımıza oyumuzu verdik. Bizi rezil etsin diye vermedik oylarımızı. Onu başa bizler çıkardık. Bizim derdimize derman olsun. Başbakan Erdoğan’a şunu sormak istiyorum. Ölüm döşeğinde olsa bizimle helalleşebilecek mi?” diyor..

Bir başka eylem de PTT’nin şirketleştirilmesine karşıydı.

PTT çalışanları, PTT’nin anonim şirket yapılmasına yönelik yasa tasarısının geri çekilmesini istiyor.

PTT’cilerin eyleminde konuşan Haber-Sen 1 Nolu Şube Örgütlenme Sekreteri Mehmet Can Çelik, “PTT emekçileri, geleceğine, aşına, işine sahip çıkacak, baskılara boyun eğmeyecek ve PTT’yi sattırmayacaktır” diyerek haklı davalarını duyurmaya çalıştı.

Çelik, “AKP hükümeti PTT’nin özelleştirilmesine yol açacak bu yasa tasarısını geri çekmediği gibi temel mantığında da hiçbir değişiklik yapmamıştır. Yeni PTT’nin talan edilmesi noktasında kararlıdır ve çeşitli aldatmacalarla yoluna devam etmektedir. Oysa PTT emekçilerinin ücretlerini gerçekten yükseltmek istiyorsa, bunu şimdi de yapabilir. Anonim şirkete hiçbir şekilde ihtiyaç yoktur. PTT emekçileri, geleceğine, aşına, işine sahip çıkacak, baskılara boyun eğmeyecek ve PTT’yi sattırmayacaktır” diyor

Akdeniz Üniversitesi kaynayan bir kazan..

Sular bir türlü durulmuyor, öğretim üyeleri üzerindeki baskılar her geçen gün artıyor.

Bu baskılardan nasibini alanlar arasında bulunan Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlker Belek’e dayanışma etkinliği düzenlendi dün.

Etkinliğe Antalya dışından Türk Tabipler Merkez Birliği’nden de destek verdi yöneticiler.

Üniversitede garip şeylerin olduğunu söyledi Üniversite Konseyleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Erhan Nalçacı etkinlik sırasındaki konuşmasında.

İlker Belek’in bir sene önce soruşturmaya uğradığı vurgulayarak, “İnsanlara eşit davranmamakla suçlanan bir süreçti. Çeşitli dini simgelerle öğrencileri derste uyardığı için soruşturma geçirilerek cezaya çarptırılıyor. Bu sefer İlker Belek dernek adına üniversiteye mescit açılması üzerine basın açıklaması yaptı. Bunun sonucunda rektörlük tarafından suçlu görünürse ikinci kez de aynı suçu işlemiş sayılacağı için istifa etmiş sayılacağı kabul ediliyor. Ama sürece baktığımız zaman tamamen usulsüz ve hukuksuz süreç olduğunu tahmin ediyoruz” dedi.

Antalya’da eylem bitmez..

Sonuçları ne olur bunu da yaşayıp birlikte göreceğiz.