
İbrahim Akkaya
‘Elim kırılsaydı’ dememek için !
‘Elim kırılsaydı’ dememek için !
Çok zor ve sıkıntılı günlerden geçiyoruz.
İstanbul’da yaşanan vahşet hepimizi derinden üzdü..
Emniyet Müdürlüğü binasına gündüz gözüyle saldırı oluyor.
İki polis memuru yaralanıyor.
Vatandaşlar canını zor kurtarıyor.
AKP binası silahlı kişilerce işgal ediliyor.
Kimsenin burnunun kanamamış olması büyük şans.
Nereden ne zaman saldırı olacağı bilinmez..
Herkes ürkek, herkes sinmiş durumda..
Türkiye tarihinin hiçbir döneminde, darbe yıllarında bile böylesine zorluklar yaşamamıştı.
Terör belası horlarken, bir de siber saldırı iddiası ortaya atıldı.
Antalya ile birlikte diğer yerleşim birimlerinde önceki gün hayat adeta durdu.
Ülkenin 8 saat karanlığa gömülmesinin nedeni de kamuoyuna açıklanamıyor.
Bırakın terör saldırısını başka bir ülkede elektrik enerjisi değil 8 saat 10 dakika bile kesilse, o ülke karanlığa teslim olsa sadece Enerji Bakanı değil, hükümet istifa ederdi..
Türkiye’de ise bu ve benzer skandalları görmezlikten gelen, tersine yaşanan acı olayları lehine çevirme becerisini gösteren bir siyasal iktidar görev başında..
Teröristler adliyeye avukat kimliğinde girdiler diye tüm avukatlar suçlu ilan edildi.
Utanmasalar bütün avukatları terörist- paralelci ilan edip, vatandaşın savunma hakkını da elinden alacaklar..
ANTALYA OPERASYONU
Cumhuriyet Savcısı Kiraz’ın ölümünden hemen sonra Antalya’da operasyon yapılması da ilginç..
Dikkatlerin bir anda Antalya çevrilmesi dikkat çekici..
Antalya’da dün sabaha karşı DHKP-C üyesi oldukları gerekçesiyle 22 kişi gözaltına alındı.
Suçlananların avukatı Hakan Evcin, gözaltına alınması gerekçesini ‘makul şüphe’ olarak belirtti..
Operasyonun nasıl sonuçlanacağı şimdilik belirsiz..
Doğal olarak Antalyalılar bu operasyonu kaygı ile karşıladı.
Son olaylar zaten bozuk olan sinirleri iyice gerdi..
Ülkeyi yönetenler hiç bir şey olmamış gibi davranarak 77 milyonla adeta alay ediyor..
Herkes korku içinde..
Her an kötü bir şey olacakmış hissi insanların ruh sağlığını ciddi biçimde bozdu..
Yarın endişesinin daha çok duyulduğu bir süreçten geçiyoruz.
Tam bir kaos yaşanıyor..
İşte böylesi zorlu dönemde genel seçime hazırlanıyoruz.
7 Haziran’ a sadece 64 gün kaldı..
Olaylar birbiri ardına gelince seçim güvenliği ile ilgili kaygılar da arttı..
Adliyede terör, emniyet müdürlüğü binasına silahlı saldırının olduğu bir dönemde seçim ve sandık güvenliği ile ilgili kaygıların olması da doğal..
Gerçek şu ki AKP hükümetine olan güven her dakika azalıyor.
Önceki seçimlerde yaşanan olayların 7 Haziran genel seçimlerine yansımasının ne olacağı tartışmasını yapıyor Antalyalılar.
Yerel seçimlerde elektriklerin kesilmesini sorumlu bakan “ kediler trafoya girdi” gibi son derece komik, bir o kadar da tutarsız sözlerle geçiştirmeye çalışmıştı.
AKP, genel seçimler için kedilere görev verecek mi bilinmez ama adliyeyi, emniyet müdürlüğünü koruyamayanların seçimde sandıkların güvenliğini nasıl sağlayacakları merak konusu..
Burada görev seçmene düşüyor..
Çabuk unutma alışkanlığımız olsa da ayakkabı kutularını, yatak odasındaki para kasalarını unutmayalım..
77 milyonun fişlendiğini gözardı etmeyelim..
Hepimizin ‘makul şüpheli’ kabul edileceği, Türkiye’yi bir polis devletine dönüştürme çabalarını aklımızdan hiç olmazsa sandık başında anımsayalım..
Yani kendi göbeğimizi kendimiz keselim..
Yarın ‘elim kırılsaydı’ dememek için.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.