
İbrahim Akkaya
Basının sülükleri !
Dün Altı Nokta Körler Derneği Antalya Şubesi’nin çarpıcı açıklamasından yola çıkarak gönüllü sülükleri yazmıştım.
Kimi dostlar, “Basındaki sülükleri unutmuşsun’ dediler..
Unutur muyum hiç..
Basında iki tür sülük var..
Birincisi ‘Sürekli sülükler’
İkincisi ise ‘ Seçim sülükleri’
Basının sürekli sülüklerine her ortamda karşılaşmak mümkün..
Çok önemli adam pozunda gezerler.
Gazetecilik adına racon keserler..
Hiçbir yemeğe, gazetecilerin söylemiyle ‘ fetteyi’ kaçırmazlar..
Sırnaşık tiplerdir, utanma, arlanma nedir bilmezler.
Gazetecilik mesleğini kullanarak nemalanırlar.
Hedef kitleleri belediye başkanları, siyasi partilerin başkan ve yöneticileri, siyasete girme merakını yenemeyenler, kamu kurum ve kuruluşlarının müdür, amir ve şef pozisyonunda olanlardır genelde..
Bir de 5 yıldızlı oteller başta olmak üzere turistik tesisler ile mutfağı ünlü yeme içme mekanlarına postu sererler sıklıkla..
Hep ağlarlar, duygu sömürüsünün kralını yaparlar, müthiş ikna kabiliyetlerini de kullanarak amaçlarına fazla yorulmadan ulaşırlar.
Aralarında genç gazetecilerin örnek aldığı isimlerin de olduğu bu sürekli basın sülükleri cep telefonlarının faturalarını, elektrik ve su paralarını, hatta evlerinin kiralarını bile bir şekilde ikna ettikleri ya da kendilerini acındırarak ödetirler.
Bazıları bu işi ‘çağdaş dilencilik’ noktasına kadar getirir.
Basının sülükleri nedeniyle de Antalya’da toplumun önemli bir bölümü gazetecileri sevmez, onlara sempati ile bakmaz, küçümse, aşağılar, kimi mekanlarda alay eder..
Bir de seçim sülükleri vardır basın dünyasında..
Onlar her seçim öncesinde ortaya çıkarlar.
Seçimler yaklaşınca gazete ve dergi sayısı atar..
Mantar gibi üreyen gazete ve dergilerini yağlama, yıkama işinde kullanır seçim sülükleri..
Siyaset kulislerinin, siyasi partilerin kulislerinin müdavimi olup çıkarlar seçimler ufukta görününce..
Tıpkı sürekli sülükler gibi müthiş bir ikna yeteneğine sahip olmaları yüzünden istediklerini almada güçlük çekmezler.
Sözde gazeteleri ile seçimin kaderini tayin edeceklerine inanırlar.
Kendileri inanmakla kalmaz, adayları, adayların ekiplerini ve siyasi partileri de inandırırlar seçimin kaderinin kalemlerinin hünerinde olduğuna..
Genç kızlar ile yakışıklı delikanlılardan ekip oluştururlar kendilerine.
O garibanlar da gazeteci havasıyla Antalya kazan onlar kepçe dolanıp dururlar..
Seçim bitince gazete ve dergi kapanır, aylardır koşturan, boğaz tokluğuna çalışan gazeteci adayları rüyadan uyanır ama iş işten geçmiş olur.
Havadan para kazanan bu seçim sülükleri, emeğe saygısızlık eder, bırakın çalıştırdıkları gençlerin parasını vermeyi, matbaa ve dağıtıcıya da borç takarak ortadan toz olurlar.
Bu seçim sülüklerinin en önemli kazancı ‘abone parası’dır..
Partilere ve adaylara dil dökerek abone yaparlar, abone parasını peşin alırlar, seçim biter, sonrada sıvışırlar..
Yaygın basının parasız ekleri nedeniyle zaten güç koşullarda Antalyalının haber alma hakkını kullandırmaya çalışan yerel gazeteler, bu sülüklerin abone oyunu nedeniyle en çok zararı görür..
Sürekli yayın yapan yerel gazetelerin yaşamalarındaki en önemli etken olan abonelik konusunda sıkıntı yaşamalarının tek nedeni basındaki seçim sülükleri olur her zaman..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.