Ambalajı albenili ama
içi boş insanlar var. Konuştuğunda dürüstlük abidesi, kent savunucusular.
Oysa makyajlarının ardında kir var, leke var, şaibe var…
38 Yıllık yaşantımda
çok gördüm böyle siyasi, meslek erbabı, dernekçi, sendikacı…
Ama son 9 yıllık meclis üyeliği tecrübem hepsine bedel oldu.
Meğer benim için sadece ‘hizmet’ etme
aracı olarak gördüğüm ve kentin çıkarlarını savunmak adına dirsek çürüttüğüm,
ranta, talana, yağmaya karşı tek başıma kalsam da kavga ettiğim, bedel
ödediğim, davalar açtığım bu makam başkaları için ‘olmazsa olmazmış’…
Birileri meslek haline getirmiş, meclis üyeliğini. Bakıyorsun yaşının yarısı kadar meclis
üyeliği geçmişi var. Kente katkısı sıfır…
Ama katkı sunduğu çok
şey var elbette…
Nerede şaibeli bir tadilat var, orada zatı muhteremler. Önce
hafif bir kafa tutuş, sonra tadilat onlarda…
Olmadı mı, yandı gülüm keten helva…
Bu tadilat olayını
öyle benimsemişler ki bir partide foyaları çıkınca, miatları dolunca başka
partiye yelken açarken şartları ‘İmar Komisyonu’ oluyor…
Olmadı mı…
Mecliste ceket atmalar, küfür savurmalar, yumruk sallamalar…
Ne ararsanız var…
Buradan tüm partilere çağrımdır…
Siz siz olun
kendinizi de kentinizi de bu simsarlardan koruyun…
Dürüst, ilkeli, kentini seven, meslek sahibi insanlardan
seçin meclis kadrolarınızı…
İktidarı muhalefeti herkesin başına beladır bu tipler…
Çünkü onlar için ne kamu ne Antalya vardır…
Tek dertleri kazançları…
Ha ne kazanırlar bilmem…
Ama başka bir geçim kaynağı olmayan birilerine göre yaşam
standartları oldukça yüksektir…
Günahları boynuna…
Partilerden beklentim özellikle plancı, mimar, mühendis vs
teknik insanları meclise taşımaları ve etkin görevlerde tutmaları…
İş takipçisi, rantçı
çetelere geçit vermeyin…
Hem vatandaşa günah…
Hem belediyeye…
Hem kente…