Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş mücadelesini anlatmaya, tarih kitaplarında daha çok yer vermeye, alanlarda, meydanlarda eski milli bayram coşkusunu yükseltmek, birlikteliğimizi perçinlemek için daha çok ihtiyaç var…

Yoksasını düşünemiyorum…

Günbegün bölünüyor, kutuplaşıyoruz…

Bilinçli ya da bilinçsiz bu değirmene su taşıyan da çok…

Dünyada tüm milletlerin örnek aldığı Türk milletinin verdiği kurutuluş mücadelesinin mimarı, Başkomutanımız, Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsiyetine, devrimlerine ve en büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti’ne dönük saldırılar ve küçümseyici adımlar içimizi kanatıyor…

İsmine, heykeline tahammülsüz bir yönetim tarzı hüküm sürüyor…

Dünyanın hayran kaldığı liderimize, kendi yöneticilerimizin yaptığı saygısızlık üzüyor bizi…

Cumhuriyet Meydanları’ndaki milli bayramların törenlerinde yaşanan ‘çelenk krizi’ acıtıyor canımızı…

Oysa bitmez, bitemez O’na olan bağlılık ve sevgimiz…

Kutuplaşan toplumumuzu daha fazla germemek için tüm yöneticiler ve siyasiler attığı adıma dikkat edecek…

Misal Atatürk, adının kurumların, kamu binalarının, ortak kullanım alanlarının adından çıkarılması yanlış…

Heykellerin atılması, kaldırılması, minimalize edilmesi şık değil…

Milli bayram kutlamalarının, Atatürksüz olması kabul edilemez…

Sevseniz de sevmeseniz de her makamın sahibi önderimize saygı ve minnet duymak zorunda…

Başka çıkar yolu yok…

Bakıyoruz milli bayramlarımızda çoğunlukla valimiz yok çelenk sunma törenlerinde…

Büyükşehir belediye başkanımızı da çok sık gördüğümüz söylenemez…

Elbette mazeretleri vardır…

Vekilleri yerine gelmiştir, gelmemiştir…

Ama bu görüntü bile yetiyor, toplumu kutuplaştırmaya…

Dileğim birlikteliğimizi perçinleyecek portrelerin oluşması…

Yönetenlerin, bu hassasiyetle bayram coşkusuna katılması…

Zaferimizin yıldönümünü, Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk ve şehitlerimizin şahsında kutluyorum…

Huzurlarında saygı, minnet ve özlemle eğiliyorum…