Yeni Anayasa Değişiklikleriyle kendi Hitlerimizi yaratıyor muyuz?

         Buna ilişkin bilgilenme, aydınlanma, gerçekleri uzmanlarından dinleme şansını yakaladığımız Antalya Barosu’nun geçen haftaki toplantısıyla ilgili notlarımı siz okuyucularıma sunmayı bir vatan görevi sayıyorum.

         Çünkü bilgi olmadan, doğru düşünce olmaz. Bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunmaz.(*)

PROF.DR.SİBEL İNCEOĞLU:

v  Devlet Denetleme Kurulu da KHK’lerle düzenlenecek. DDK idari soruşturma yapma yetkisine sahip bir kurumdur. Bu kurum da Kanun Hükmünde Kararnamelere bağlanıyor. DDK; BAROLAR, ODALAR, MESLEK KURULUŞULARI, İŞÇİ İŞVEREN SENDİKALARI hakkında idari soruşturma yapabiliyor. Böylece sivil toplum da Cumhurbaşkanı tarafından KHK’lerle yönetilmiş, baskı ve vesayet altına alınmış olacaktır.

v  Demokrasi; parayı kim toplayacak, nasıl harcayacak tartışmasından çıkmıştır. Bütçe bu nedenle çok önemlidir. Bu değişikliklerle bütçe yapma yetkisini yavaşça Türkiye Büyük Millet Meclisinden çekip alıyoruz, Cumhurbaşkanına veriyoruz.

v  Değişikliğe göre eğer Bütçe çıkmazsa eski bütçe TEFE (Tüketici Fiyat Endeksi) ve TEFE (Toptan Eşya Fiyat Endeksi) esas alınarak artırılıp yürütülecek. Bu olacak şey değildir!

v  Bundan sonra koalisyon olmayacak sözü istikrar getirmez. İstikrar; yurt içindeki ve yurt dışındaki koşullara bağlıdır. İstikrar olacak diye Hukuk yoluyla zorlayarak, siyasi partileri yok edemezsiniz. Toplumsal tartışma ve koşullar böyle önlenemez. Her siyasi partinin iktidar umudu olmalıdır.

PROF.DR.İBRAHİM KABOĞLU:

v  Şu anda Anayasal bilgilendirme hakkı mevcut değildir.

v  Bir zamanlar laiklik dersek acaba yanlış bir tavırla karşılaşır mıyız derken bugün koalisyonlar iyidir dersek istikrar istemiyor denilir mi endişesi duymaktayız…

v  Bugün olağanüstü Hal gerekçesiyle çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) Anayasaya aykırıdır, Anayasa dışıdır.

v  Bugün Anayasa dışı bir yönetim söz konusudur, Devlet Bahçeli “bunu hukukileştirelim” dedi. Ancak yönetim tamamen Anayasa dışına düştü.

v  Hukuk kültürünün olmadığı bir yönetimde; değişiklikler kabul edilse bile ona da uyulacağı şüphelidir.

v  Değişikliklerin gerekçesi nedir? Bir buçuk sayfalık göstermelik gerekçeler sığdır. Bugün Kanun Hükmünde Kararnameler için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin “Yetki Kanunu” çıkarması gerekiyor. Değişiklikte ise TBMM’nin bu hakkı kaldırılıyor!

v  Değişiklikler Anayasa yapma tekniğine tamamen aykırı bir metindir. “Üniversite rektörlerini öğretim üyeleri seçemez, ben seçerim” diyor…

v  Değişiklikle Hukuk Devleti ortadan kalkıyor.

v  Görev-Yetki-Sorumluluk ayrılmaz üçlüdür. Devletin en önemli yetkileri bir kişiye veriliyor ama sorumluluk yok! Adam öldürse bile sorumluluk için 301 oyla soruşturma gündeme alınacak, 360 oyla soruşturma açılması kararı verilecek, 400 oyla Anayasa Mahkemesinde yargılama kararı verilebilecek.

v  Böylece Anayasal denge ve denetim sistemleri kaldırılıyor.

v  Hukukumuzun temeli olan “Normlar Hiyerarşisi” kaldırılmaktadır. Bugün Anayasa-Kanun-Tüzük-Yönetmelik olan kurallar sistemi yok ediliyor. Anayasadan sonra Cumhurbaşkanlığının Kanun Hükmünde Kararnameleri geliyor. Böylece tüzük tarihe karışıyor.

v  Bu değişiklikler bir Cumhurbaşkanlığı sistemi değildir, tek adam sistemidir.

v  Değişiklikle getirilen sistem padişahlık sisteminden daha geridir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sistemi padişahın da bulunduğu Tanzimat’tan bu yana süren bir devlet sistemidir.

v  Bugünkü değişiklikler dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir uygulama getirmektedir.

v  1982 Anayasasını defalarca değişmiştir. Artık eskisiyle büyük farklılıklar oluşmuştur. Beğenmedikleri koalisyonlar döneminde, Demokrasi ve İnsan Hakları ve özgürlükler yönünde önemli değişikliklerle donatılmıştır.

v  Bu Anayasa değişikliği; Türkiye’nin tarihsel Anayasa birikimine hakarettir!

v  16 Nisana kadar ne yapacağız? Şu anda ben Paris/Sorbonne Üniversitesi öğretim üyesiyim. Benim pasaportumu bile iptal edebiliyor. Direnme hakkını kullanmak için bugün en önemli günlerdeyiz.

v  Hiçbir TV kanalında bir Anayasa Profesörü yok. Buna “evet” diyen bir Anayasa Profesörü de yok. Bunu da yaptırmazlarsa DİRENME HAKKINI KULLANMAK GEREKİR.ANAYASA DEĞİŞİKLİK METNİNİ KAMU OYUNDAN SAKLAMAK İSTİYORLAR, ÖĞRENİLMESİN İSTİYORLAR.

         Son sözü söylemek gerekirse bütün bu bilgilerin ışığında açık ve kesin olarak anlaşılmaktadır ki eğer bu Anayasa Değişiklikleri kabul edilirse KENDİ HİTLER’İMİZİ KENDİMİZ YARATMIŞ OLACAĞIZ…i