Bir dost, bir düşman oluyoruz komşularla ve Avrupa ile. Bir bakıyoruz stratejik ortağız, bir bakıyoruz kapıları kapamışız…

Elbette dış politika, diplomasi, günün getirdikleri veya beklentiler değişir. Değişmesinde de sakınca yoktur. Ama atılan her adımın, ağızdan çıkan her sözün iyi değerlendirilmesi esas olmalıdır…

Günü ya da koltuğu kurtarmak uğruna değil, memleketin geleceği adına hareket edilmelidir…

Sıfır sorunla yola çıkılan dış politikada 15 yılda geldiğimiz nokta; her gün yeni bir kriz. Bugünler de de malum duayen siyasetçilerin, devlet adamlarının da yorumladığı gibi mağduriyet yaratmaya dönük atılan adımlar ve tırmanan kriz…

Oysa zaten OHAL’deyiz…

Terör ve güvenlik tehdidi gerekçesiyle turizmimiz uzun süredir sallanıyor…

Bir de üstüne çizilen imaj, kaybedilen itibar…

Tırmandırılan kriz…

Sertleşen söylem…

Avrupa’da ‘2017 NO TURKEY’ demeye başladı…

Kimsenin memleketin itibarını düşürmeye, zedelemeye hakkı yok…

Uluslar arası hukuk ve mevzuatlarda ve iç hukukta sağlam bir zemini olmayan taleplerde ısrar edip kriz yaratmak belki birilerine birkaç puan kazandırır, referandumda ama milletimize faturası ağır olur…

Kaldı ki şu günlerde görüntü bu…

Berlin Turizm Fuarı’ndan mutsuz döndü, katılımcılar…

Türkiye stantları ilgi görmek bir yana, yalnız kalmış…

Büyük üzüntü duydum…

Sahte çıkışlara, mağduriyetlere gerek yok. Olmamalı da…

Şahsen inanmıyorum böyle bir duruma da…

Ama netice ortada; yönetilemeyen dış ilişkiler, komşu bırakmadı…

Tarımdan turizme önümüzdeki günler ne getirecek bilinmez ama çıkacak fatura ağır olmasa bari…

Turizmci de yatırımcı da kaygılı bu konuda…

E, nasıl olmasın ki…

Hayırlısı olsun memleketimiz için…