Devletin tüm kurumlarını eline geçiren FETÖ sayesinde rahmetli Necmettin Erbakan’ın da söylediği gibi hukuk ‘guguk’ olmuştu..

Pek çoğu gözaltına alınan, önemli bir bölümü tutuklanan FETÖ’nün savcı ve hakimleri, kamu çıkarını gözetmeksizin, tamamen ranta dayalı, kişi ve kurumlar için adrese teslim kararlar vererek, keyfi uygulamalar yaparak,  yargıya olan güvenin çok ciddi bir biçimde sarsılmasına neden olmuştu.

Böylece ‘Adalet Mülkün Temeli’ olmaktan çıkmış, tamamen bir zümrenin çıkarlarına hizmet eder hale gelmişti..

Bu sisli ortamdan en çok zararı Antalya görmüş, kaynaklarını talan edilmiş, doğal ve tarihi zenginliklerini hızla kaybetmeye başlamıştı..

Tüm kamu kurum ve kuruluşları gibi yargı da yeniden dizayn ediliyor.

Elbette bu yeni dönemle ilgili kaygılar da var..

Yeniden düzenleme, sil baştan yapılandırma yargıya olan güveni yeniden tesis edecek mi bunu her birlikte göreceğiz, yaşayacağız..

Bunları niçin mi yazdım ?

Antalya için dün çok önemli iki gelişme oldu..

Birincisi yargı Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin 25 binlik Kaş Planı için yürütmeyi durdurma kararı vermesi..

Kuşku yok ki Kaş çok özel bir bölge..

Müthiş bir doğa, el değmemiş alanlar, yerli ve yabancıların üzerine titrediği bir yer Kaş..

25 binlik planla kırsalla birlikte 100 bin civarında olan Kaş’a 40 bin yeni nüfusun katılması öngörülüyor.

Rant odaklı bir projeydi Büyükşehir’in Kaş Planı..

Mahkeme, Kaş planı için Kaşlıların koruduğu doğal çevrenin ve arkeolojik koruma alanlarının tahribata uğratacağı gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Burada 25 binlik plana ve Kaş’ta havalimanı yapılmasına karşı mücadele veren

Kaş Turizm ve Tanıtma Derneği, Kaş  Kalkan Patara Otelciler Birliği, Kaş Su Altı Derneği(KASAD)ÇEKÜL Vakfı Kaş Temsilciliği, Kaş Çevre Platformu, Kaş Koruma Platformu ve Kaş Kolektiv’i ile diğer sivil toplum kuruluşlarına ve yerel basının çabalarını da gözardı etmemek lazım..

İkinci önemli gelişme ise Antalya Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu’nun HES projeleri ile yaşanmaz hale gelen Kumluca Alakır Vadisi ile ilgili Antalya Valisi Münir Karaloğlu’na mahkeme kararlarının uygulanmasını sağlaması çağrısı..

Kurul, Mimarlar Odası Antalya Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında, Alakır Vadisi’nde yargı kararlarına rağmen devam eden Dereköy HES projesine dikkat çekildi, HES inşaatının koruma altında olan Alakır’da doğada tamiri olanaksız tahribatlara yol açtığı vurgulandı.

Antalya Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu adına basın açıklamasını yapan Avukat Tuncay Koç, Antalya Valisi Münir Karaloğlu’na şu çağrıyı yaptı:

“Hukuk devletinin bir gereği olarak Alakır Vadisi’nde bu doğa kıyımına bir an önce son verilmesini ve OHAL yetkileriyle donatılmış Sayın Antalya Valisi Münir Karaloğlu’dan yargı  kararının uygulanmasını talep ediyoruz’’

Ben Vali Karaloğlu’nun bu çağrıya kayıtsız kalmayacağını biliyorum.

Karaloğlu’nun doğaya verdiği önemi, hassasiyeti dikkatle izliyoruz.

Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nun ‘Careta caretteların da valisiyim’ şeklindeki sözlerinden çok etkilendim.

Doğal ve arkeolojik değerlerin korunması konusunda da kararlı bir duruş sergilediğini gözlüyoruz.

Alakır Vadisi’ni yeniden yaratmak olanaksız..

Vadideki eşsiz güzelliği, doğadaki uyumu, dengeyi kelimelerle, kitaplarla anlatmak mümkün değil.

Bazı şeylerin değerini kaybedince anlıyoruz.

Alakır’ı kaybetmeden, HES’lere kurban etmeden yargı kararları uygulamak pekala mümkün..

Bu noktada Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nun gereğini yapacağına inanıyorum.

Çünkü başka Antalya yok..

Çünkü başka Alakır yok.