“Kaleiçi ile ilgili hiç kimse kafasının estiği gibi davranamaz. Aldığımız kararlara herkes uymalı"

Antalya Valisi Münir Karaloğlu, 9 ay sonra toplanabilen ‘Kaleiçi Komisyonu’ toplantısında yaptı bu çarpıcı konuşmayı..

Karaloğlu, Kaleiçi Yat Limanı’nda iki yıl önce trafikten güvenliğe, temizlikten gürültü sorunu başta olmak üzere Antalya’nın çekirdek kenti tarihi Kaleiçi’ni yeniden eski günlerine dönüştürmek amacıyla alınan kararların son dönemde ciddiyetle uygulanmadığını vurgulayarak, hem kamu kurumlarına, hem de bölge esnafına sert eleştiriler getirdi..

Son 8-9 aydır ise seçimler nedeniyle komisyon toplantısı yapılamadığını belirten Karaloğlu, şunları söyledi :

“Seçim öncesi kampanyalar ve seçim sonrası belediyelerin yeniden yapılanma süreci nedeniyle toplantıyı yapamadık. Şimdi görüyoruz ki Kaleiçi'nde eskiye dönüş var maalesef. Birçok noktada aldığımız kararlar aynı ciddiyetle uygulanamıyor. Bunun farklı sebepleri olabilir. Belediyelerimizdeki görev değişiminden de kaynaklanabilir. Yeniden aldığımız kararları titizlikle uygulama mecburiyetimiz var. Kaleiçi bu şehrin en önemli parçasıdır, bizim en önemli değerimizdir"

Antalya dendi mi ilk akla gelen yerlerin arasında ilk sıralarda yer alıyor Kaleiçi..

Gerçek şu ki Turizm Oscarı olarak bilinen Altın Elma Ödülü’nü kazanmış olan Kaleiçi Yat Limanı’nı çok hor kullandık..

Gözümüz gibi korumamız gereken bu tarihi bölgeyi kaderine terk etti..

Kaleiçi’ni sahipsiz bıraktık, bir boşluk oluştu, bu boşluğu da Kaleiçi’nde asla olmaması gereken kişi ve gruplar doldurdu..

Bir zamanlar yerli ve yabancı gezginlerin favorisi olan, adeta 24 saat yaşayan Kaleiçi, bir dönem denetimsiz, Vali Karaloğlu’nun da söylediği gibi herkesin kafasına estiği gibi davrandığı bir bölge oldu..

Yiğidi öldürüp, hakkını vermeli, tüm olumsuzluklara rağmen esnaf Kaleiçi’ni terk etmedi.

Can ve mal güvenliğinin tehdit altında olduğu dönemde bile Antalya’nın bu tarihi mirasına sahip çıktı..

Esnaf direndi, kötü günlerin bir gün biteceği, Kaleiçi’nin eski görkemli günlerine kavuşacağı ümidini yitirmedi.

Kaleiçi’ni eski günlerine dönüştürme konusunda iyi niyetli çalışmalar yapıldı geçmişte..

Yanlışları en aza indirmeyi hedefleyen kararları alınsa da tam olarak uygulama alanı ve zamanı olmadı..

Son dönemde ise Kaleiçi Yat Limanı’nda çok olumlu, sevindirici gelişmeler yaşanmaya başlandı.

Bu tarihi mekana gönül verenler, özveride bulunarak, hatta risk alarak işletmeler açmaya, bu tarihi mekanı yaşatmak için geceli gündüzlü çalışmaya başladılar..

Kaleiçi Yat Limanı’nın son  hali gerçekten sevindirici..

Bölgeye gelenlerin yüzü gülüyor, işletmeler de en iyi hizmetin vermenin çabası içindeler..

Vali Münir Karaloğlu da bu gözlemlerimizi destekleyen şu açıklamayı yaptı : 

 “Kaleiçi'nin tertibi, düzeni ve güvenliğini sağlayacak bazı önlemler almıştık. Epeyce de düzelme olmuştu. Çok ciddi ilerlemeler elde ettik. Bunu oradaki esnafı ziyaretimizde, esnafın memnuniyetinden de halkın memnuniyetinden de gördük. Düzenlemeler sonrası ailelerin daha çok girdiğini, insanların daha rahat ziyaret ettiğini görüyoruz”

Gelelim 9 ay rötarlı toplanan ‘Kaleiçi Komisyonu’ toplantısına ..

Toplantıya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Muratpaşa Kaymakamı Sedat Sırrı Arısoy, Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan, Kültür ve Turizm İl Müdürü İbrahim Acar, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Adlıhan Dere ve ilgili tüm kurumların temsilcileri katıldı..

Şurası yadsınamaz bir gerçek ki Kaleiçi Yat Limanı’nda yetki kargaşası bir türlü açılamadı..

İyi şeyler olduğunda hemen sahiplenen,tribüne oynayan kişi ve kurumlar, işler kötüye gittiğinde, eleştiriler arttığında üç maymunu oynamayı yeğlediler..

Kurumların yöneticileri, hem yetki gücünü kaybetmek istemediler,  hem de gerçek anlamda sorumluluk üstlenmediler..

Kaleiçi Yat Limanı başka bir ülkede olsa devlet ciddiyetle sarılır, turizme kazandırır ve o ülkeyi adeta uçurur.