Kadına yönelik şiddet ülkemizde de dünyada da bitmedi, bitmiyor!

Son tahminlere göre dünyada 15 yaş ve üstü neredeyse 3 kadından 1’ i hayatları boyunca en az bir kez yakın partnerleri veya partnerleri olmayan biri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz bırakılıyormuş!

Ve yine araştırmalara göre dünya çapında şiddete maruz bırakılan kadınların sadece yüzde 40’ ı şiddeti raporluyormuş! Şaşırtıcı değil mi?

Konuyla ilgili mevcut verilere sahip ülkelerin büyük kısmında yardım isteyen kadınların çoğu, ailelerine ve arkadaşlarına ulaşırken, çok azı, polis ve sağlık hizmetleri gibi resmî kurumlara başvuruyormuş! Yardım isteyenlerin sadece %10’ undan azı polise gidiyormuş!

Bizim ülkemizde durum daha da vahim! Ülkemizde fiziksel veya cinsel şiddete uğrayan kadınların yarısından çoğu, bu durumu yakın sosyal çevrelerine anlatırken, yalnızca %11’ i yardım almak için resmî bir kuruma veya bir sivil toplum kuruluşuna başvuruyormuş!

Kadınların şikayetçi olmak konusundaki çekimserliğinin nedenlerini anlamak çok da zor değil aslında. Öncelikle çok utanıyorlar. Şiddet uygulayan, taciz ve tecavüz edenin utanması gerekirken, şiddete maruz kalan kadının utanması insanı isyan ettiriyor! Ama toplumsal yargıyı ve gelenekleri de gözardı etmemek gerek! Özellikle “ erkek egemen” toplumlarda kadını suçlayıcı bir tahrik sebebi mutlaka bulunuyor! Suçlu erkekler için bolca uygulanan “ tahrik sebepleri” suçu hafifletirken, suçluyu da koruyor! Caydırıcılık olmuyor cezalandırmada ne yazık ki!

Kadının suskun kalmasının bir başka nedeni de ekonomik anlamda bağımsızlığının olmaması ve erkek tehdidinin devam etmesi oluyor! Ülkemizde pek çok kadın, polise başvurup korunma hakkını elde etmesine rağmen bile öldürüldü maalesef! Bu kötü örnekler de kadının zorbaya karşı mücadele cesaretini kırıyor! Kadın hem toplum, hem de ailesi tarafından korunamıyor! Daha etkin ve caydırıcı cezaların gelmesi ve İstanbul sözleşmesinin yeniden yürürlüğe konması gerekiyor!

Birleşmiş Milletler 25 Kasım’ı “ Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü”ilan etmiştir! Küresel ölçekte kampanyalarla kadına yönelik şiddete son verme çalışmaları sürdürülse de, bu şiddet bitmiyor! Oysa bitmeli, çünkü kadın_ erkek eşitliği, insanlık ve uygarlık bunu gerektiriyor! Zorbalığa karşı susmayıp, savaşmalıyız!