Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar ve Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, dini motiflerin laik eğitim sisteminin içine yerleştirilmesi ve bazı okullarda AKP’nin seçim faaliyetlerini yürütürken çaldığı Dombra şarkısının zil sesi olarak kullanması hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, “İktidar partisinin siyasi propagandasının yapıldığı müziğin ya da laik bir eğitim anlayışında ilahinin ders zili olarak kullanılması, hiçbir şekilde doğru bir yöntem değil ve kabul edilemez. Bunu kabul etmemiz mümkün değil şiddetle karşı çıkıyoruz” derken Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar ise, “Bir partinin seçim faaliyetlerinde kullandığı şarkıyı okul içerisinde derse girerken veya teneffüslerde kullanmak resmen çocuklarımızı o partiye davet etmektir. Burada algı yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu kabul edilemez” dedi.
“ÇOCUKLARIMIZIN BEYİNLERİ YIKANMAKTA”
Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar konuyla ilgili şunları aktardı:
“Bu resmen iktidarın kendi ideolojini, siyasetini okullara sokmaktır. Bu kabul edilemez. Biz okullarda siyaset yasak diyoruz. Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet kurumları olsun özel okullar olsun siyaset yasak.
Burada resmen çocuklarımızın
beyinleri yıkanmaktadır. Geleceğimiz
olan çocuklarımızın bu şekilde, daha geleceklerini kendileri görmeden, çizmeden
birileri tarafından doldurulması çocukları kendilerine oy potansiyeli olarak
görmek için çizdikleri bir yol. Burada bunu yapanların mutlaka il ve ilçe milli
eğitim müdürlükleri tarafından en yakın zamanda cezalandırması gerekir. Milli
Eğitim Bakanlığı’nı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nü göreve çağırıyorum. Gerekenin
en yakın zamanda yapılmasını talep ediyoruz.”
“ALGI YARATILMAYA ÇALIŞILMAKTA”
Başkan
Acar, “Bir partinin seçim faaliyetlerinde kullandığı şarkıyı okul içerisinde
derse girerken veya teneffüslerde kullanmak resmen çocuklarımızı o partiye
davet etmektir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın illere ve ilçeler gönderdiği
müfredatta seçim müzikleri diye bir konu yoktur. Burada algı yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu
kurumları denetleyecek olan öncelikle okul idaresi daha sonra ilçe milli eğitim
müdürlüğü il milli eğitim ve bakanlıklar. Hiçbir öğretmen sınıf içerisinde ve
okul içerisinde siyaseti çağrıştıran müzikler yapamaz, yazılar, projeler
dağıtamaz. Bu çocuklarımızın gelecekteki davranış ve psikolojisini
etkileyecektir. Milli eğitim
müdürlüğünün yapması gereken şikayetleri değerlendirip soruşturma açıp yapanları
cezalandırmaktır” diye konuştu.
“KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL”
Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez ise konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
“Zaman zaman liyakatsiz yöneticiler atandığını hep beraber görüyoruz. Dolayısıyla eğitime siyasetin tam anlamıyla girdiğini, siyasetçilerin, Türkiye’yi yönetenlerin, eğitimi kendi ideolojileri doğrultusunda şekillendirmeye çalıştıklarını bu doğrultuda sürekli adımlar attıklarını söylüyorduk. Böyle bir durumda aslında bazı okul idarecilerinin kraldan çok kralcı kesilerek iktidarın propagandasına yönelik, okullarda hiç yapılmaması gereken, öğrenciyle siyaseti birbirine bağdaştırmak isteyen idareciler bu tutum ve davranış içerisinde olabiliyor.
Bunu kabul
etmemiz mümkün değil şiddetle karşı çıkıyoruz. Bir taraftan demokratik hak
arayanları baskılıyor öğrencilere zaman içerisinde önemli disiplin cezaları verebiliyorsunuz
ama diğer taraftan da kendi ideolojinizin seçim meydanlarında yaptığı propaganda
müziğini ya da anlayışınızın çeşitli şekliyle argümanlarını okullarda
kullanabiliyorsunuz. Onu biz Eğitim-Sen olarak kabul etmiyoruz. Bu konuyla
ilgileneceğimizi belirtiyoruz.”
“OKUL İDARESİNİN İŞGÜZARLIĞI”
Başkan
Nurettin Sönmez, “Okullarda teneffüs zilleri ya da ders zili okul idarelerinin
belirlediği, öğrencileri de aslında motive edecek şekilde olması gerektiği
üzerinden bir değerlendirme var. Ama
iktidar partisinin siyasi propagandasının yapıldığı müziğin ya da laik bir
eğitim anlayışında ilahinin ders zili olarak teneffüs zili olarak kullanılması,
hiçbir şekilde doğru bir yöntem değil ve kabul edilemez. Onun için okul
idaresinin işgüzarlığı olarak görüyorum. Eğitimin gericileştirilmesine dönük sürekli
adımların atıldığını biliyoruz zaten. Bu da o örneklerden birisi. Bu nedenle gerekli itirazları gerekli yerlere
yapacağız” dedi.
“ÇOCUKLARI OKULDAN SOĞUTUR”
Başkan Sönmez şöyle devam etti:
“Bu durumun çocukları çok olumsuz etkileyeceği kesin. Çünkü çocuklar eğitimi daha çok evrensel ilkeler çerçevesinde almak için okula geliyorlar. Dolayısıyla burada kendilerine ideoloji sürülmesi çocukları psikolojik olarak çok olumsuz bir şekilde etkiler ve birçok öğrenciyi de okuldan soğutur. Eğitim, öğretimden soğutur. Eğitimde bu tür yaklaşımların öğrenciler üzerindeki etkilerini bilim insanları aslında uzun zamandır tartışıyor.
Onun için öğrenciler açısından da çok büyük bir problem oluşturacağı kesin. Bu tür girişimlere il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin kesinlikle izin vermemesi gerekiyor. Yapılan şikayetler iyi bir şekilde araştırılmalı ve gerekli tedbirler alınmalıdır. Çünkü eğitim öğretim bir kişinin keyfi tutum ve davranışlarıyla heba edilemez. Öğrencilerimizin psikolojisi bozulamaz. İdareciler politik bir yaklaşım içerisinde olamaz. Dolayısıyla bunun bir an önce sonlandırılması gerek."
Fadime Yiğit