Ramazan
ayının son günlerinde İsrail'in İslam dünyasının hassasiyetlerini hiçe sayarak
Mescid-i Aksa'ya fütursuzca saldırdığını ifade eden Saadet Partisi Antalya İl
Başkanı Ramazan Düzen, "Müslümanların ilk kıblesi tehdit ediliyor. Onurumuz
ve izzetimiz adeta çiğnenmeye çalışılıyor. Mescid-i Aksa'ya yapılan bu alçak saldırıyı
nefretle lanetliyorum" diye konuştu.
İsrail'in bölgede nihai olarak bir hedefe doğru yürümekte olduğunu ve kendilerine vaat edildiklerine inandıkları Arz-ı Mevud topraklarını ele geçirmek istediklerini dile getiren Düzen, "Son gelinen noktada artık nihai hedefine doğru adım adım ilerleme kararlılığı gösterdiği kanaatindeyiz. Bu hedeflerin göbeğinde ise ne yazık ki Mescid-i Aksa vardır. Bugün karşı karşıya kaldığımız bu saldırılar bundan sonra da devam edeceğe benzemektedir" şeklinde konuştu.
Düzen, İsrail'in 1969'da başlayan ve bugüne kadar devam eden Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılarını kronolojik olarak sıralayarak, bir süre önce Şeyh Cerrah Mahallesi'nde yaşayan Filistinlilerin zorla tahliye edilmeye çalışılmasının ve evlerinin Siyonistler tarafından gasp edilmesinin yaşanan son olayların fitilini ateşlediğine işaret etti.
Artan gerilimin akabinde Kadir Gecesi İsrail polisinin Mescid-i Aksa'ya hunharca saldırdığını hatırlatan Düzen, şöyle devam etti:
"Bugüne kadar yaşadığımız onlarca tecrübelerle gördük ki İsrail, laftan ve sözden anlamıyor. İsrail, cuma günleri camilerden okunan hutbelerden de anlamıyor. İsrail, kınanmaktan, basın toplantısında, salon toplantılarında ve mitinglerde dile getirilenlerden hiç mi hiç anlamıyor, ders çıkarmıyor.
Tarih şahittir ve bugünlerde bir daha tescil edilmiştir ki İsrail ancak ve ancak güçten anlar. ve bu gücü harekete geçirmenin zamanı çoktan gelmiş, geçmektedir ne yazık ki. Gün, topyekûn İslami olarak, İslam olarak İsrail'in tepesine balyoz gibi inme günüdür kanaatindeyiz. Gün, İsrail'le anlayacağı dilde ve en yüksek perdeden konuşma günüdür.
Türkiye olarak nasıl ki Azerbaycan için
askeri destek sağladıysak Filistin için de en az aynı desteği sağlamamız
gerektiği kanaatindeyiz. Şimdi buradan iktidarı bu konularda adım atmaya davet
ediyoruz."
‘KINAMANIN ÖTESİNE GEÇİLMELİ’
Türkiye'nin
bir an önce kınamanın ötesinde bir yol haritası ortaya koyması ve işgalci
İsrail ile normalleşme hedefinden süratle vazgeçtiğini açıklaması gerektiğini
belirten Düzen, "Terör devleti ile katliamlarını durdurana ve işgali
altındaki toprakları boşaltana kadar ilişkilerin askıya alınmalıdır."
dedi.
Düzen,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı
olma sorumluluğu çerçevesinde hem içeride hem de dışarıda harekete geçmesi,
Türkiye'nin tamamının bu konuda desteğini aldığını tüm dünyaya göstermek için
de tüm siyasi partilerin katılacağı bir toplantıyı TBMM'de gerçekleştirmesi
çağrısında bulundu.
‘VOLKAN BOZKIR İNİSİYATİF ALMALI’
Türkiye'nin Filistin'in yanında olduğunun bütün dünyaya ilan edilmesini öneren Düzen, şöyle devam etti:
"İsrail hak ve hukuk tanımadığını Mavi Marmara saldırısı ve katliamıyla ortaya koymuştu. Bu geçen süre içinde bu konu gündemden düşürülmeye çalışıldı ama biz şimdi iktidara teklifte bulunuyoruz ki Mavi Marmara davası yeniden başlatılmalıdır. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Başkanı olarak Volkan Bozkır inisiyatif almalı ve bu sorunun BM nezdinde etkili bir şekilde gündeme alınmasını sağlamalıdır.
Barış
Gücü gönderilmesi için gereken hukuki altyapı vardır aslında ve bu konu bir an
önce karara bağlanmalıdır. Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) geçtiğimiz
şubat ayında aldığı işgal altındaki topraklarda işlenen savaş suçlarıyla ilgili
kararı önemlidir ve biz bu noktada UCM'nin harekete geçirilmesi gerektiğine
inanıyoruz ve bunun için girişimlerde bulunulmalıdır."
‘STRATEJİK ORTAKLIKLAR GÖZDEN GEÇİRİLMELİ’
Düzen, D-8 Dönem Başkanı Bangladeş'in Kudüs ve Mescid-i Aksa gündemli toplantıyı ivedilikle organize etmesi gerektiğini ifade ederek, "Askeri veya stratejik bütün ortaklıklar gözden geçirilmeli ve yeni anlaşmalar yapılmamalıdır. ABD eski Başkanı Donald Trump döneminde taslak olarak sunulan ve Filistin'i tarih sahnesinden silmeyi hedefleyen sözde 'Yüzyılın Anlaşması' gibi yol haritalarının yok hükmünde olduğu ve asla kabul edilmeyeceği bütün dünyaya deklare edilmelidir" diye konuştu.
Mescid-i
Aksa bizim izzetimizdir. Gerekirse canlarımızı ve kanlarımızı Mescid-i Aksa'yı
müdafaa etmek için vereceğimizden hiç kimsenin tereddüdü olmamalıdır diyen Düzen,
Aksa'yı postalları ile çiğneyen İsrail'in bunu bildiğini ve bunun bir daha
kendilerine hatırlatılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Akdeniz Gerçek Haber Merkezi