Songül Başkaya’nın Antalya Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi olarak açtığı ve Danıştay’da kazandığı davanın tüm belediyelere emsal olacağını kaydeden Ağırel, belediyelerin TÜRGEV, ENSAR, İlim Yayma Cemiyeti vs vakıf ve derneklere yaptığı tahsis ve kaynak aktarımının artık o kadar kolay olmayacağını belirtti. Murat Ağırel, önceki gün de Osman Güdü’nün Kent ve Yaşam programında konuyu KRT ekranlarından Türkiye’ye duyurdu. Haber Halk TV, Diken’de de geniş yer buldu.
ÖĞRENCİ YURDU TÜRGEV’E VERİLMİŞTİ
2014
Yılı Ağustos ayında meclisten protokol yetkisini alan Menderes Türel, CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açtığı öğrenci yurdunu TÜRGEV’e tahsis etmişti.
Ayrıca İlim Yayma Cemiyeti, Ensar gibi vakıflarla da protokoller yapılmıştı.
Yine AKP’ye yakın KADEM’e de tahsis yapıldığı biliniyor. Şimdi gözler
belediyenin bu tahsisleri iptal edip etmeyeceğinde.
KAYNAKLAR KAMUYA GERİ DÖNMELİ!
Gazeteci-yazar Murat Ağırel’in “ENSAR, TÜRGEV VE DİĞERLERİNE KÖTÜ HABER” başlıklı yazısı dün Yeniçağ Gazetesi’nde yayınlandı. İşte o yazı:
“Geçen
günlerde elime bir Danıştay kararı geçti.
Konu,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın yönetiminde olduğu
TÜRGEV ile ilgiliydi.
Öyle
ki verilen kararla birlikte AKP'li belediyeler tarafından kamu malı olup da
TÜRGEV ve benzeri vakıflara tahsis edilen tüm kaynakların kamuya geri
verilmesinin önü açılıyordu.
Süreci
anlatayım…
Adı:
Songül Başkaya
Antalya'nın
tanınmış gazetecilerinden, Akdeniz Gerçek Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni.
Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi iken açtığı davanın sonucunda, belediyelere
emsal teşkil edecek bir olaya imza attı.
Meclisin
protokol yetkisinin toptan alınarak belediye başkanlarınca kullanıldığı
protokol ve tahsisler bahsettiğim bu davayla boşa çıktı.
2014'te
başlayan süreçte CHP Grup Sözcüsü olan Songül Başkaya, belediyeye ait öğrenci
yurdunun, dönemin AKP'li Başkanı Menderes Türel tarafından TÜRGEV'e verilmesine
ve ayrıca İlim Yayma Cemiyeti, Ensar gibi vakıf ve yandaş kurumlara kamu
kaynaklarının tahsisine karşı çıkarak konuyu yargıya taşımıştı.
Üstelik
o yurdu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu açmıştı.
Yani
TÜRGEV'e devredilen yurt üzerinden rövanşist bir yöneticilik anlayışı da vardı.
2014
yılının Ağustos ayında 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 75. maddesiyle meclise
verilen protokol ve tahsislere ilişkin yetkinin 5 yıllığına Büyükşehir Belediye
Başkanı tarafından kullanılmak üzere alınması kararının iptali için açılan
davada, yerel mahkemenin reddettiği dava, temyizde Danıştay tarafından bozuldu.
Danıştay
8. Dairesi oy birliğiyle yerel mahkemenin kararını bozdu.
Başkaya,
meclisin yetkilerinin 5 yıllığına dönemin Antalya Büyükşehir Belediye
Başkanı'na devrini içeren ilgili meclis kararının iptali için yürütmeyi
durdurma talebiyle yargıya gitti.
Kendisiyle
konuştum, şunları söyledi:
"Antalya
1. İdare Mahkemesi davamı reddetmişti. Davanın takipçisi olup konuyu temyiz
ettim. Danıştay 8. Dairesi de yerel mahkemenin bu kararının hukuka aykırı
olduğunu kaydederek, oy birliğiyle kararı bozdu. Sonuçta tüm Türkiye'deki
belediyelere de emsal teşkil edecek bir durum ortaya çıktı. Kamunun
kaynaklarının tekrar kamuya dönmesi için kararın uygulanmasını talep
ediyorum."
Peki,
Danıştay kararında ne dedi?
Onu
da aktarayım…
Danıştay
kararında, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 75. maddesindeki yetkiyi
hatırlatarak "Meclisin görev süresi boyunca ve meclisi
işlevsizleştirilecek biçimde devrinin mümkün olmaması, maddede yer verilen tüm
yetkilerin, öncesinde bir anlaşma olmaksızın genel bir biçimde, sınırları belli
olmaksızın devrine cevaz veren yasal bir düzenlemenin bulunmaması karşısında,
maddede bahsi geçen ve tümüyle meclise ait olduğunda kuşku bulunmayan
yetkilerin genel biçimde, muğlak, hangi proje ve anlaşma için kullanılacağı
kararlaştırılmaksızın devrine ilişkin meclis kararında hukuka uyarlık
bulunmamakta olup, aksi gerekçe ile davayı reddeden mahkeme kararında hukuki
isabet görülmemiştir" ifadelerini kullandı.
Anlayacağınız
Ankara'da hâlâ hâkimler var.
Bu
TÜRGEV, Ensar, İlim Yayma Cemiyeti gibi kuruluşların, iktidara "parti
üyesi" yetiştirme konusunda nasıl birer araç olduğunu isim isim, tarih
tarih SARMAL isimli kitabımda yazdım.
İlim
Yayma Cemiyeti'nin kuruluşundaki CIA nüvelerini, Ensar Vakfı'nın nasıl din adı
altında kullanıldığını, TÜRGEV'in hangi bağlantılarla İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden
milyonlarca liralık devirler aldığını…
Saymakla
bitmez.
Ama
bu karar eğer uygulanırsa -ki zamanla uygulanacaktır- artık dinci vakıfların o
kadar kolay hareket edemeyeceğini düşünüyorum.”
Songül BAŞKAYA