Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Antalya Şubesi Başkanı Ebru Manavoğlu, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olmasına karşın yeterli önlemlerin alınmadığını ve hükümetin buna yönelik olarak adım atmaktan imtina ettiğini belirtirken imar barışının yarattığı risklere de dikkat çekti.

 

Başkan Manavoğlu, “İmar barışı altında imar affı düzenlemesi ile kaçak yapılar yasallaştırılarak, doğal alanlarımız ve kıyılarımız plan değişiklikleriyle farklı kullanımlara dönüştürülerek açık-yeşil alanların zarar görmesine neden olunmakta, kamusal yaşam alanlarımız bu durumdan olumsuz etkilenmektedir” dedi.

 

‘MASTER PLAN HAZIRLANMALI’

 

Antalya’da depremlerin neden olabilecekleri fiziksel, ekonomik, sosyal, çevresel ve politik zarar ve kayıpları önlemek veya etkilerini azaltmak, depreme dirençli, güvenli, hazırlıklı ve sürdürülebilir yeni yaşam çevreleri oluşturmak için bilim ve tekniğe uygun, kapsamlı ve bütüncül planlama çalışmalarına ihtiyaç bulunduğunun altını çizen Manavoğlu şu ifadeleri kullandı:

 

 “5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda belirtildiği üzere il düzeyinde yapılan planlara uygun olarak doğal afetlerle ilgili planlamaları ve diğer hazırlıkları yapmak görevi büyükşehir belediyesine verilmiştir. Dolayısıyla, Deprem ve Afet Master Planı hazırlamak, deprem ve zemin inceleme amaçlı rapor, etüt, harita, plan ve proje yapmak, yaptırmak, yürütmek ve geliştirmek konuları bu kapsamda yer almaktadır.

 

 Kentimiz için de Büyükşehir Belediyesi koordinatörlüğünde, farklı kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları katılımıyla depremde meydana gelecek risklerin önlenmesi konusunda toplumsal bir katılım ortamının oluşturulması gerekmektedir.”

 

MEKANSAL PLANLAMA İHTİYAÇ!

 

Bir doğa olayı olan depremin afete dönüşmesini engellemek için toplumsal bir bilinç oluşturmaya, kentsel riskleri en aza indirgeyecek Sakınım planlama çalışmalarına ihtiyaç duyulduğunu anlatan Manavoğlu şöyle devam etti:

 

 “Antalya genelinde kentsel dönüşüm ilkelerinin belirlenmesine ve mekânsal planlama kararlarına aktarılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Kenti yönetenlerden kentsel riskleri en aza indirgeyecek planlı adımları atarak yaşam hakkımızın korunmasını talep ediyoruz.”

 

Emel Bayram

Editör: TE Bilisim