Ekonomim'de yer alan habere göre, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), açıkladığı enflasyon verilerinin vatandaşlar tarafından 2 kat daha yüksek hissedildiğini hesaplayarak, bu durumu resmi istatistiklere güvensizliğin bir göstergesi olarak değerlendiriyor. Kurum, ECB gibi diğer merkez bankalarının vatandaşların tüketim alışkanlıkları ve harcama kalıplarını dikkate alarak hissedilen enflasyonu düşünmeye yönlendirdiği bir süreç yaşandığını belirtiyor.

TÜİK enflasyon rakamları açıklandı TÜİK enflasyon rakamları açıklandı

TÜİK'e göre, 2023 yılı tüketici enflasyonu yüzde 64,7 iken, vatandaşlar tarafından hissedilen enflasyon oranı yüzde 129,4 civarında olabilir. Ancak, TÜİK'in verileri ile Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerini karşılaştırmak mümkün değil ve bu durum güvensizlik sorununu daha da artırıyor. Ayrıca, TÜİK ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) endeksleri arasındaki yapısal farklar yıllardır ölçümlerde farklılık yaratmış durumda.

TÜİK, hissedilen enflasyonu hesaplarken tüketicilerin gelir seviyeleri, harcama kalıpları ve tüketim alışkanlıklarını göz önünde bulunduruyor. Bu durum, algılanan enflasyonun resmi enflasyondan daha yüksek olmasının sebeplerini açıklıyor. Tüketicilerin genellikle tüketim sepetindeki belirli ürünlerin fiyat değişimlerine odaklandığı ve bu ürünlerin fiyat artışlarını temel alarak genel enflasyon algılarını oluşturduğu belirtiliyor.

THY'nin 2033 hedefi yıllık 171 milyon yolcuya hizmet vermek THY'nin 2033 hedefi yıllık 171 milyon yolcuya hizmet vermek

ENAG enflasyonu açıkladı ENAG enflasyonu açıkladı

TÜİK'e göre, ENAG'ın Mayıs seçimlerinden sonra işlevini tamamladığına dair bilgiler bulunuyor. Hızlı kur ve petrol fiyatlarındaki yükselişin seçim sonrasında yaşanan yüksek enflasyonu etkilediği ve TÜİK verilerinin güvenilirliğini sorgulattığı belirtiliyor. Ağustos ayında TÜİK'in ENAG'ı geçmesi ise ENAG'ın verilerini şişirme eğiliminde olduğuna işaret ediyor.

Son olarak, ENAG'ın yayımladığı verilerin güvenilirliği konusunda şüpheler bulunuyor. TÜİK uzmanlarına göre, ENAG'ın kendi verileriyle TÜFE'de kaydedilen artışları gösterememesi ve metodolojik bilgilerin eksikliği bu verilere olan güveni azaltıyor.

Kaynak: Haber Merkezi