Hatay'da depremin yıkıcı etkileriyle sarsılan bölgede yaşayan el sanatları eğitmeni Çiğdem Fakı, açtığı 'Taş Bebek' kursuyla 33 afetzede kadına meslek öğretiyor. Doğadan toplanan taşlarla yapılan bebekler, bölge halkının ilgisini çekiyor.

A W159215 04

Felaket Sonrası Sanat Eğitimi ve Kurtuluş Yolu

Kahramanmaraş merkezli depremlerin en fazla etkilediği Hatay'da, yıkımın izleri hala taze. İskenderun ilçesi İsmet İnönü Mahallesi'nde yaşayan 42 yaşındaki Çiğdem Fakı, depremde hem evini hem de el sanatları atölyesini kaybetti. Ancak bu felaket, Fakı'yı umutsuzluğa değil, yeni bir başlangıca yönlendirdi. İskenderun'un Mustafa Kemal Mahallesi’nde açılan bir vakıfta, Fakı, afetzede kadınlara ‘Taş Bebek’ yapımı eğitimi vermeye başladı. Hızla ilgi gören kurs, 33 depremzede kadına umut oldu. 12 yıldır el sanatları eğitimi veren Fakı, bu kurs aracılığıyla kadınları sanatla buluşturarak, onların kendilerini daha iyi hissetmelerini ve sosyalleşmelerini sağlıyor.

Doğadan Toplanan Taşlarla Oluşturulan Sanat Eserleri

Kadınların ellerinde, doğadan toplanan taşlar, gerçek birer sanat eserine dönüşüyor. Kursun en büyük avantajı, doğal malzemelerle üretilen bu bebeklerin, kadınlara depremin olumsuz etkilerinden kurtulma fırsatı sunması. Fakı, tutkal ve silikonla yapıştırılan taşları, seramik hamuruyla kaplayıp boya ve vernikle süsleyerek, yöresel kıyafetli bebeklere dönüştürüyor.

A W159215 05A W159215 02

Mersin Sahnesinde Mabel Matiz ve Manuş Baba Rüzgarı Esti Mersin Sahnesinde Mabel Matiz ve Manuş Baba Rüzgarı Esti

Geleneksel Sanatın Yeniden Canlanması ve Ekonomik Katkı

Hatay'daki taş bebek kursunu açan Fakı, bu geleneksel sanatın unutulmaya yüz tuttuğunu belirtiyor. “Taş bebek; hanımlarımızın dikkatini çeken ve bize ekonomik anlamda katkı sağlayan bir meslektir” diyen Fakı, bu sanatın kadınların ilgisini çektiğini ve aynı zamanda onlara ekonomik kazanç sağladığını vurguluyor. Kendi deneyimini paylaşan Fakı, “6 Şubat depreminde İskenderun'daydık. Depremin yıkıcı etkilerini herkes gibi bizler de hissettik. Çalışma alanlarımız, atölyelerimiz hepsini depremle birlikte ağır hasar almış bir şekilde kaybettik. Bu süreç biz hanımları, çalışmalarımızı çok kötü etkiledi. Toparlanmamız hala devam ediyor. 12 yıldır Adana'nın Yumurtalık ilçesinde yaşarken taşlardan yola çıktım. Kurslara giderek kendimi geliştirdim. Geleneksel el sanatları benim ilgi alanımdır. Taş bebek üzerine yoğunlaştım. Taş bebek; biz hanımlarımızın da dikkatini çeken ve bize ekonomik anlamda katkı sağlayan bir meslektir. Bunu kurslarımızda gönüllülük bazında ilerletiyoruz. Taş bebeklerimiz doğadan topladığımız taşlarla ve materyallerle gerçekleştiriyoruz. Taş bebeklerimiz binlerce yıllık geçmişe sahip geleneksel birer sanatımızdır. Mezarlardan çıkartılmıştır. Türkülere, ninnilere, masallara ve hikayelere konu olmuştur. Dört taş ve hamur seramiğinden yapılır. Biz bu mesleği icra ederken aslında dört sanatı da birlikte yapıyoruz. Bu sanatlarla; terzi, ressam ve de vücuduna şekil verirken heykeltıraş oluyoruz” şeklinde konuştu.

A W159215 01

Kaynak: İHA