‘Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu için adalet yürüyüşü yaptığı CHP’de muhalifler olağanüstü kurultay yürüyüşü yapmaya hazırlanıyor’

Sosyal medyadaki bu paylaşım hem çok çarpıcı, hem de çok üzücü..

Atatürk’ün partisi, Cumhuriyetin Kurucusu CHP, Genel Başkan ve koltuk sevdalısı üst yönetim yüzünden belki de tarihinin en çalkantılı dönemini yaşıyor..

Daha da vahim olanı, CHP’lilerin sosyal medya paylaşımlarında 630 noter tasdikli imzaya rağmen olağanüstü kurultayı toplamayan Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na partililer tarafından sosyal medya paylaşımlarıyla  ‘diktatör’ suçlaması yapılması..

Kuşku yok ki olağanüstü kurultay inatlaşması CHP’yi hem yıprattı, hem de kamplaştırdı..

Yönetim erkini bırakmak istemeyen Merkez Yönetim Kurulu(MYK)üyelerinin etki altına aldıkları öne sürülen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na olan destek ve sempatinin giderek azaldığı da dikkati çeken bir başka nokta.

Kılıçdaroğlu, her fırsatta parti içi demokrasiden söz ettiği gibi, şunları söylüyordu :

“Bu ülkeye demokrasiyi, kaliteli demokrasiyi yeniden getirmek için gece gündüz uyumayacağız, çaba harcayacağız. Çocuklarımız, gençlerimiz, geleceğimiz ve Türkiye için mücadelesi yapacağız”

Demokrasi aşığı Kılıçdaroğlu’nun söz konusu koltuk olunca parti içi demokrasiyi bile askıya aldığını ibretle ve hayretle izliyoruz.

CHP, böyle karıştıkça, tartıştıkça AKP’liler keyiften dört köşe oluyor.

Partinin duayen isimlerinin şu yorumu da yaşanan sürece cuk oturuyor :

‘CHP’nin en büyü rakibi kendisi’

Tepkileri en aza indirmek, kurultay tartışmalarının tansiyonunu düşürmek isteyen Kılıçdaroğlu’nun bugün yapması beklenen MYK değişiminin ise pek yararı olmayacağı görüşü hakim ana muhalefet partisinde..

Kılıçdaroğlu’nun bazı MYK üyelerini değiştirip, yeni isimleri A Takımı’na alarak parti tabanına mesaj vermeye çalışsa da, olağanüstü kurultay talebinin CHP gündeminin zirvesindeki yerini koruyacağı biliniyor.

Olağanüstü kurultay tartışmalarının Antalya ayağında ise imzasını geri çeken kurultay delegesi Özcan Yılmaz’a yönelik eleştiriler öne çıkıyor.

Özcan Yılmaz, 16 Temmuz Pazartesi  başlayan olağanüstü kurultay için 23 Temmuz’da noter tasdikli imzasını veren Antalya kurultay delegelerin arasına katıldı..

Ancak Yılmaz, 30 Temmuz Pazartesi günü, yani bir hafta sonra yeniden notere giderek, imzasını geri çekti.. Özcan Yılmaz, noterde imzasını geri çekerken, "Cumhuriyet Halk Partisi Kurultayı'nın güvenoyu ve seçim maddeleri konulu olağanüstü toplantısını talebini istemiştim. Şimdi ise gördüğüm lüzum üzerine bu beyanımı ve talebimi geri çektiğimi ihbaren bildirir, gereğinin yapılmasını arz ederimşeklinde beyanda bulundu.

CHP Genel Merkezi’nin bizzat, ya da milletvekilleri, il ve ilçe yöneticilerine kurultay delegelerinin imza vermesinin önlenmesi, verilen imzaların da geri çekilmesi konusunda talimat verildiği bir süreçte, Antalya Kurultay delegesi Özcan Yılmaz’ın imzasını geri çekmiş olması çeşitli yorumları da beraberinde getirdi.

Pati tabanında şu soruya yanıt aranıyor :

“ Özcan Yılmaz, olağanüstü kurultay için 23 Temmuz’da noterde imza verdi, 30 Temmuz’da ‘görünen lüzum üzeri’ne diyerek imzasını geri çektiğine göre, bir hafta de ne değişti ? Yılmaz’ın kararını değiştirmesinin asıl sebebi nedir ? Birileri baskı mı yaptı ?, Yılmaz’a yaklaşan yerel seçimler için vaat mi verildi ?”

Büyük bir olasılıkla Özcan Yılmaz, sessizliğini bozarak imzasını geri çekmenin nedenini CHP tabanı ve kamuoyu ile bu hafta içerisinde paylaşacak..

CHP Genel Merkezi de olağanüstü kurultay tartışmasına yönelik resmi bir açıklama yapacak..

Bekleyelim ve görelim..