Çok büyük sürpriz olmaz, Ankara’nın ceylan derisi koltuklarının gediklisi olan abiler devreye girmezse CHP’de değişim kaçınılmaz oldu.

CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin ekibinin  yaptığı ‘Değişim ve Dönüşüm Kurultayı’ çağrısı kurultay delegelerinden ilk iki günde beklentilerin ve tahminlerin çok üstünde kabul gördü..

CHP’de önceki gün başlatılan noter tasdikli Olağanüstü Kurultay imza kampanyasına dün akşama kadar katılan delege sayının 450’yi geçtiği bildiriliyor.

Parti tüzüğüne göre Olağanüstü Kurultayın toplanması için delege tam sayısının salt çoğunluğu olan 625 delege imzası gerekli..

CHP Genel Merkezi ve Genel Merkezi destekleyen örgütlerin iddia ve tahminlerinin aksine kurultay delegeleri değişimin gerekli olduğu belirterek, Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün söylediği gibi koşa koşa notere gidip, imzalarını verdiler.

Elbette Antalya’yı merak ediyorsunuz..

CHP’de Anadolu örgütleri, eskiden bu tür bir hareketlenme olduğunda gözlerini Antalya’ya çevirir, tavır almakta, karar vermekte Antalya örgütünün rol model olarak görür ve seçerlerdi.

Gün oldu devran döndü, CHP’de artık Antalya örgütünün rol modelliği rafa kalktı..

Çünkü 22 Mayıs 2010’da 33’ncü Olağan Kurultay’da bin 189 delegenin oyunu alarak CHP Genel Başkanı seçilen Kemal Kılıçdaroğlu, geride kalan 8 yılda 8 seçim kaybetmesine rağmen Antalya Örgütü, vefalı çıktı, hep arkasında durdu.

Genel Başkanı ve yönetimleri eleştirenlerin bir bölümü hain ilan edilerek, disiplin mekanizması devreye sokularak ihraç edildi, partinin tozu yutan, hayatlarının en verimli yıllarında CHP’nin çeşitli kademelerinde görev yapanlar da ‘parti içi muhalefet’  söylemleri ise itibarsızlaştırıldı, etkisizleştirildi.

Partiye demokrasiyi getiren Kılıçdaroğlu, ‘dikensiz güç bahçesi’ istediği için, söylemlerinin tersine eleştirilere katlanma gibi bir yapıya sahip olmadığı için kendisine biat eden yönetimleri ve o yönetimlere de kendisine koşulsuz oy verecek kurultay delegelerinin listelere yazılması talimatını verdi..

Tüm bu nedenlerden dolayı 28 kişiden olan içlerinde il ve ilçe yöneticileri, belediye başkanları, belediye meclisi üyeleri de olan CHP Antalya Kurultay delegelerinin yarısının, büyük bir olasılıkla 14’nün olağanüstü kurultay için kesin olarak imza vermeme kararında olduğu öne sürülüyor.

CHP Antalya Kurultay Delegasyonu’nun diğer yarısının ise yani 14’nün ise değişiminden yana olduğu, Antalya’dan halen 6 olan imza sayısının birkaç gün içerisinde 14’e yükselmesinin beklendiği bilgilerine ulaştık..

Antalya’da ilk imzaları Mehmet Özbey,Serik İlçe Başkanı Abdullah Akbaba ve Alanya İlçe eski Başkanı Ali Takavut verdiler.

İlk günden Muharrem İnce’ye desteğini açıklayan İbradı Belediye Başkanı Serkan Küçükkuru, Aksu İlçe Başkanı Kenan Yıldız ve Alanya delegesi Ömer Zavlak da noter kanalıyla imza veren isimler oldular.

Ben değişim yanlısı olan ve birkaç gün içinde notere giderek olağanüstü kurultay için imza verecek olan 8 Antalya kurultay delegesini biliyorum..

Ancak kendilerine baskı yapılmaması için şimdilik isimlerini yazmayı doğru bulmadım..

Yani onları siyasi gladyatörlerin önüne atmak istemedim.

CHP’ye yakın kaynaklar Antalya’dan olağanüstü kurultay imzasının artmaması için Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak’ın devreye girdiğini, il ve ilçe yönetimlerine de ‘safları sıkı tutun’ türü talimat verdiğini öne sürüyor..

Antalya’da imza sayısının şu anda 6’da kalmasında bir diğer önemli etken ise siyasi ikbal beklentisi.

Önümüz yerel seçim..

Kim ne derse desin 24 Haziran seçimlerinde Antalya Milletvekili listesini belirlenmesinde söz sahibi olan  Budak, yerel seçimlerde de belediyle başkan ve belediye meclisi üyeleri konusunda doğal olarak ağırlığını koyacak..

Belediye başkan adaylığı, belediye meclis üyeliği adaylığı beklentisi yüzünden kurultay delegelerinin bir bölümü sessiz kalmayı, genel başkan ve bağlılıklarını bildirmeyi uygun görüyorlar.

‘ Ben bilmem başkanım bilir’i boşuna yazmadım..

Bu kafayla CHP’nin ne hafızası yerine gelir, ne de fabrika ayarlarına döner.

CHP’li kurultay delegeleri tarihi bir misyon yüklendiklerinin farkına mutlaka varmalı.

Yoksa tarihe hesap vermekte çok zorlanırlar..