Rakamlarla, oynamadan hatta çok eleştirilen ve sorgulanan tespit yöntemlerine de değinmeden Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine bir bakalım…

Neredeyse tüm haberlerde TÜİK’in yılın ikinci çeyreğine ilişkin büyüme verilerini izlediniz, okudunuz, duydunuz.  Gayrisafi yurt içi hasılanın bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,2 arttığı açıklandı…

Gerisini ne kadar okuduk, ne kadar sorguladık belli değil. Çünkü haber başlıkları istikrarlı büyümeden yana kurgulanmıştı…

Peki biz bakalım…

Günümüz en kritik sektörlerinden tarım…

Güvenli gıda konusunun hayati öneme sahip olduğu dünyada, ülkemizde tarımda ne durumdayız…

İthalatın sürekli arttığı gıda ürünlerinden de anlayacağınız üzere durum vahim…

Tarım sektörü yüzde 1.5 azalmış…

Gerilemiş…

Daralmış…

Ya sanayi…

Sanayi yüzde 4,3’te…

İnşaat sektörü de artık durağanlaşmanın görüldüğü üzere 08’de…

Bu tabloya bakıldığında seferberlik ilan etmek için oldukça geciktiğimiz ortada…

Önceki gün Antalya Ticaret Borsası Başkanı sevgili dost Ali Çandır, paylaşmış. ‘Tarımda seferberlik’ zamanı diye…

Katılıyorum…

Ama hayvancılıkta da seferberlik zamanı…

Sanayide de seferberlik zamanı…

Ama nasıl olacak…

Tarım topraklarını imara açarak mı…

Toprak ve sularımızı kirleterek mi…

Meralarımızı ranta açarak mı…

Tarım ve hayvancılıkta üreticilere gereken desteği vermek yerine yatlara ucuz mazot sağlayarak mı?

Artan girdi maliyetleri altında ezilen üreticiye sahip çıkarak, yabancıya toprak satışını mütekabiliyet ilkesine bağlayarak, sınırlayarak vd bir dizi tedbirlerle tarım ve hayvancılığımızı kalkındırmazsak vay bizim halimize…

O zaman daha çok şarbonu konuşuruz…

Sağlığımızı bozan gıdaları tüketiriz…

Zamanında kendi kendine yeten memleketimizin şimdi ihracatını katlaması gerekirken gelinen tablodan dönmemiz lazım…

Hemen…

Şimdi…