Mayıs ayı ne güzel bir aydır.

1 Mayıs'ta emeği, üretimi kutladık. Baharın gelişini kutladık.

5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece Hıdırellezi kutluyoruz.

Hızır (A.S)  ile denizlerin hâkimi olduğuna inanılan İlyas (A.S)'ın yeryüzünde buluştukları gün olarak düşünüp ve kutladığımız gün.

Hıdırellez de İslami temel inanç sistemiyle gelenekler birleşmiştir.

Kef Suresinde geçer.

Bugünün kutlanması, arayışlarımızdan doğmuş olabilir mi?

Bu arayışlar neler olabilir?

Bolluk, bereket, doğanın uyanışı, birlik ve iyilik, sağlık ve şifa arayışı isteklerimizle ilgili arayışlar v.b.  Kötü olanın bırakılması iyi ve güzel olanı davet etmek de diyebiliriz sanırım.

Hıdırellez, toplumlara göre farklı isimler verilse de yaşadığımız coğrafyanın ürünü…

Hızır ve Hıdırellez'in kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmış. Bunlardan bazıları Hıdırellez'in Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır.

Bu inanışta Hızır (A.S), uygarlıkları içerisinde yaratılan ve insanlara esin kaynağı olan, gönüllerde yaşatılan, kutsallık yüklenen, gerçekleştirilmeyen dileklerin ve duyulan özlemlerin yardımcısıdır.

Bugün neler yapmalıyız, hangi ritüelleri uygulamalıyız, telaşına düşer Hızır (A.S)’ın geleceğine inananlar.

Her durumda da Anadolu’nun o muhteşem şaşalı, rengârenk, cıvıl cıvıl ama acı ile yoğrulan, inançlarına sıkı sıkı bağlı, umut dolu ve başarı dolu yaşam şeklini, semboller ve ritüellerin önemini görürüz. Ritüeller ve semboller her zaman kültürümüzün önemli bir parçası olmuş, insanların dayanak noktasını oluşturmuştur.

Rengârenk, yeşili, kırmızıyı, maviyi, çiçekleri, sembolleri kıyafetlerine, yaşam alanlarına, halılarına, kilimlerine işlemiş, bu kilimleri işlerken sembollerle donatmış ve korunmak için kullanmış, sürekli üreten, inançları, başarıları, gelenekleri ile yaşayan bir toplumdan bahsediyoruz. O yüzden güzellikler her zaman kutlanmış ve bu kutlamalar sembollerle ritüellere bağlanmıştır.

Hıdırellez de böyle bir gün.

İnsanların dileklerinin kabul olması için yıl boyunca bekledikleri bir gün olarak bilinir. Dilek dileyip gerçekleşeceğine inanılan gün.

Umudun ulaştığı nokta gibi mi düşünmüş Türk dünyası bu günü. Kutlayıp ritüellerini uygulayarak hem bayram yapmış, hem de ortak bir sinerji oluşturmuş. Ortak sinerji oluşturmak evrensel enerji dönüşümünde önemli.

5 Mayıs gece yarısı gül dallarına yazılmış olan niyetler asılır. Sabah Hızır (A.S) ve İlyas (A.S)’ın geleceğine inanılır.

Kuru bakliyatların 7 şer tane toprağa gömülmesi ve dışarıya bozuk para bırakılması bereketli bir yılın olacağını dilemek de ritüeller arasında. Her bölge, her toplum kendisine göre ritüel geliştirmiş uygulamış.

Bence aslında işin özünde niyet etmek var. Olmasını istediğiniz isteğimiz dileklerinizi gelenekselleşmiş ritüellerle harekete geçirerek niyet ediliyor. İnanç var ayrıca dua var.

Her kutlamada ateş kullanılır. Üzerinden atlanır veya meşalelerle göklere yönelinir.

Hıdırellez günü de ateş kullanılır. Bırakmak istediğin ne varsa bırakmaya niyet ederek üç defa gece ateş üzerinden atlanır.

Ayrıca unutulmamalıdır ki Hıdırellez bizim toplum olarak kültürel kodlarımızdan birisidir.

Bahara girişin vazgeçilmez geleneği Hıdırellez, Türkiye ile Makedonya’nın birlikte hazırlayıp 2016 yılında UNESCO’ya sunduğu “Bahar Kutlaması: Hıdırellez” çok uluslu ortak dosyası, Güney Kore’nin Jeju Adası’nda gerçekleştirilen Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması 12. Hükümetlerarası Komite Toplantısı’nda değerlendirilmiş ve UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ne alınmış.

Böylece geleneksel hazinelerimizden olan Hıdırellez, koruma ve değer görme, yaşatılması anlamında yaşayan, ulusal envanter olarak kayda geçmiş oldu.

Bugün 6 Mayıs. Bu bakış açısına göre yenilenmenin başladığı gün.

Tam bu noktada;

Covidsiz, bereketli, sağlıklı, isteklerimizin gerçekleştiği bir yıl olsun. Hızırınız bol olsun.

Umutla kalın. Hoşça kalın…