Antalya’nın ve ülkenin gündemini yine CHP oluşturuyor..
CHP’lilerin bir bölümü öfkeli, sürekli seçim kaybetmenin, iktidara
olamamanın isyanında..
Bir siyasi partinin
genel başkanını düşünün 9 yılda 9 seçim kaybetmiş,hala ‘ Başarılıyız’ diyor,
bununla da yetinmiyor, “ Seçimin kaybedeni AKP’ diyor..
Hızını alamıyor, “
Koltuk sevdalılarının bu partide yeri yok’ buyuruyor..
Anladınız siz CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dan söz ediyorum..
CHP, Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında tam 9 seçim
kaybetti..
2010’da CHP Genel Başkanı seçilen ‘Gandi Kemal’, her seçim yenilgisine bir kılıf buldu, etrafındaki
yalaka takımının yanlış yönlendirmesi ile, ya da işine öyle geldiği için 24 Haziran’da olduğu gibi her seçim
sonrasında, ‘oyumuzu artırdık’ gibi
günü kurtarma, koltuğu koruma söylemlerini ardına sığındı..
Sizi bilmem ama ben Deniz Baykal’dan özür diliyorum..
Baykal da CHP
Genel Başkanı iken kaybedilen her
seçim sonrasında, ‘oyumuzda yüzde….artış yaptık’ gibi partilileri çileden
çıkaran açıklamalar yapmıştı..
Ne olursa olsun CHP de Türk siyaseti de Baykal’ı arar
oldu..
Bir kere Baykal,
CHP’nin lideriydi, partide bir otorite boşluğu yoktu, her kafadan bir ses
çıkmıyordu..
Dahası Baykal, siyasi bilgi, birikimi ve öngörüsü ile tam
bir devlet adamıydı..
Belki de
Kılıçdaroğlu’nun şansızlığı Baykal’dan sonra CHP Genel Başkanlığı koltuğuna
oturmasıydı..
Şimdi birileri bana kızsa da, en iyi dileklerini iletse
de düşündüklerimi yazacağım..
Kılıçdaroğlu, o koltuğun hakkını veremedi, yetersiz
kaldı, siyasi birikimi olmadığı için de sürekli hata yaptı, yanlış kılavuzları
seçti, Türkiye’ye demokrasiyi
getiren partinin genel başkanı olarak ülke gündemini belirlemek yerine, AKP ve Erdoğan’ın peşine takılarak
bulanık suda balık avlamaya çalıştı..
CHP, sosyal demokrat bir parti olmasına rağmen,
Kılıçdaroğlu, CHP’yi merkeze, daha da ileriye giderek sağa taşımaya çalıştı..
Sağdan oy almak
gibi bir yanlışa düştü, bu yanlışta ısrar etti, 24 Haziran seçimlerinde de aynı
yanlışı sürdürdü..
Burada Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı seçildiği
kurultayla ilgili bir anımı paylaşmak istiyorum.
Deniz Baykal,
FETÖ’nün kaset kumpası sonucu istifa etmesinden sonra, Kılıçdaroğlu, 22 Mayıs
2010 tarihinde yapılan CHP 33.Olağan Kurultayı’nda CHP Genel Başkan adayı
oldu..
Kılııçdaroğlu, 1197 delegenin oy kullandığı seçimde
Kılıçdaroğlu 1189 oy alarak partinin yeni genel başkanı oldu.
Kılıçdaroğlu, CHP’nin 7’nci Genel Başkanı olarak Ankara Atatürk Spor Salonu’nda yapılan
kurultayda yaptığı teşekkür konuşmasında “Mücadeleyi
ülkenin her tarafına götüreceğiz. Görevimiz asıl şimdi başlıyor” dedi.
Kurultayı Akdeniz
GERÇEK imtiyaz sahibi Ahmet Başkaya ile birlikte izliyorduk..
Salonun içinde ve dışında hem heyecan, hem coşku, hem de
vardı, Kılıçdaroğlu konuştukça coşku daha da artıyor, delegelerin ve
partililerin gözleri nemleniyordu..
Başkaya ve ben, Kılıçdaroğlu’nun şu sözlerinden sonra
gözyaşlarımıza hakim olamadık:
“ CHP’y iktidara
taşıyacağım, başaramazsam ilk seçimde istifa ederim”
Ancak aradan 9 yılı aşkın bir süre geçti..
CHP, 9 yılda tam 9
seçim kaybetti, Kılıçdaroğlu, ‘başaramazsam istifa ederim’ sözünü unuttuğu
gibi, her yenilgi sonrasında zafer kazanmış komutan havasına büründü, ‘küçük
olsun benim olsun’ anlayışını sürdürdü, partiyi sağa çekme, sağ oyları
alarak iktidar olma hevesinden de vazgeçmedi.
CHP’yi ve Baykal’ı en çok eleştiren gazetecilerden
biriyim..
Kılıçdaroğlu’ndan
önce de şimdi olduğu gibi değişimden söz eder, partinin küçüldüğünü,
belirli kalıplarının içine sıkıştığını, halktan uzaklaştığını söyler ve
yazardım..
CHP Antalya Örgütü’nü ‘Baykal Sevenler Kulübü’ olarak yorumlardım..
O süreçte Baykal’ın en yakınında olanlar, koltuk
sahipleri ile partinin kontrolünü elinde bulunduranlar, delege ağaları bana diş bilerler, bir kaşık
suda boğmak için fırsat kollarlardı.
Bugün aynı şey söz konusu..
Kılıçdaroğlu’nu
eleştirmek, değişimden söz etmek, başarısız olduğunu, hemen istifa
etmesi,partinin önünü açması gerektiğini söylemek CHP yalakaları açısından
suç..
Yaklaşık 8,5 ay sonra yerel seçimler var.
CHP, bu kafayla
giderse ve ‘Kılıçdaroğlu’nu Sevenler Kulübü’ne, ‘Başkan’ı Sevenler Kulübü’ne
dönüşürse ki dönüşmek üzere, Mart 2019’da yapılacak yerel seçimlerde
Antalya’dan çok büyük tokat yer..
Benden söylemesi..
Gerisi CHP’lilere kalmış..