Yaşam boyu aradığımız şeydir mutluluk. Kimileri ise onu bekler. Bir çok insan, belki de mutluluğu farklı algılayıp, farklı tanımladıkları için, gerçekte ne kadar mutlu ya da mutsuz olduklarını da bilemez. En kötüsü de; başkaları mutsuzken, mutlu olmaya utanırız. Haksızlık gibi gelir çoğumuza. Mutluluğumuza gölge düşer adeta…

“ Bir çok insan mutsuz olduğunu bilir, ama daha fazla sayıdaki insan, mutlu olduğunu bilmez.” Diyor Albert Schweitzer.

Peki öyleyse mutluluk nedir ya da ne değildir bilen var mı derseniz; bu konuda rivayet muhtelif, çünkü dünyadaki her insan, mutluluğu farklı tanımlıyor.

Bugün 20 Mart “ Birleşmiş Milletler Uluslararası Mutluluk Günü” olarak kutlanıyor 2013 yılından beri. Neden derseniz; Mutluluk üzerine düşünmemizi ve mutlu olma farkındalığımızı arttırmayı amaçlıyorlar.

Bence çok da iyi ediyorlar. Bugün nasıl mutlu olunurun yolları hatırlatılıyor.

Mesela; olumlu düşünmenin, gülümsemenin, paylaşmanın, sevdiklerinizle vakit geçirmenin, sağlıklı, hayırsever ve iyilik dolu olmanın, elinizdeki değerler için şükretmenin, başkalarını mutlu etmenin, küçük şeylerle mutlu olmanın farkındalığı anlatılıyor insanlara.

Yine tabii, mutluluk üzerine bilge insanların sözlerine de kulak vermek gerek;

“ Mutlu olmak istiyorsan, gururu bırak, gönüller almaya bak.” Diyor Mevlana.

“ Mutlu olmak için bir amaca bağlan, insanlara ya da eşyalara değil.” Diyor Albert Einstein’ da.

Ben en çok Og Mandino ‘nun mutluluk tanımını sevdim. O diyor ki;

“ Gerçek mutluluğun kendi içinizde yattığını farkedin. Huzur, mutluluk ve neşeyi dış dünyada aramayı bırakın. Paylaşın. Gülümseyin. Kucaklaşın. Mutluluk, kendinize bir kaç damla bulaştırmadan, başkalarına dökebileceğiniz bir şey değildir.”

Görüldüğü gibi mutluluk emek isteyen, ve elde etmek için uzunca yürünen bir yoldur. Bazen insana avuç içi kadar mutluluk yeter, güçlüklerle başa çıkması ve hayata sıkıca tutunması için.

Hayat inişli çıkışlı bir yoldur ve hepimiz bu yolda düşe kalka ilerleriz. En umutsuz, en güçsüz kaldığımız anlarda bile, kıyıda köşede saklayacağımız, bir avuç mutluluk, bizi ayağa kaldırmaya yeter.

Hem unutmayın;

“ Mutluluk, nelere sahip olduğumuz değil, ne kadar keyif alabildiğimizdir.” Diyen Charles Spurgeon, mutluluğun asla şartlara bağlı olmadığını da bize anlatıyor. Hani bazıları mutluluğun para ile satın alınabileceğini düşünür ya. Baştan sona yanlıştır o düşünce. Çünkü:

“ Para ile satın alınan mutluluk, daha fazla para karşısında yenilir.” Der Seneca. Doğrudur. Mutluluk mütevazidir. Küçük ve anlık şeylerle varolur.

Zaten çoğu kez mutluluğun formülü; anı yaşamak ve anın tadına varmak değil midir?

Bugün “ Dünya Mutluluk Günü”, o yüzden, her şeye rağmen, mutlu olmanın bir yolunu bulun. Hatta dilerim hep mutlu olun!