Mayıs ayının ikinci Pazar gününü her yıl olduğu gibi Anneler Günü olarak kutladık. Eli öpülesi anneler. Onlara ne kadar övgü yapsam burada azdır. Bir gün değil bir ömür  boyu  değerli olması gereken anneler. Kadın fedakarlığı, doğurganlığı ve becerisi ile iş hayatı ve  ev hayatında hep var. Günümüzün ekonomik şartlarında kadınlar artık her yerde. Gündüz iş hayatında akşam eve gelince evin sorumlulukları .. Kadın çalışıyor, fedakarlığı ile taktiri hak ediyor. Tüm bu güzelliklere karşılık kadınların şidete maruz kalması ‘adaletsizliğin böylesi’ dedirtiyor. Hep acı çekiyor kadın; ve olur olmaz sebeplerden dolayı da şiddete maruz kalıyor. Ne kadar acı değil mi? Şiddetin her türlüsüne karşıyım. Kendisine güveni omayan kişierin başvurduğu şiddet; bir tepki , bir eylem.. Kadının yılda bir iki kez değerinin anlatıldığı  özel günler yeterli mi? Elbette değil. Kadınların sosyal hayattaki başarısı bazen erkekler tarafından çekilmez bir durum haline geliyor. Kendini yeterli bulmayan erkek,  gücünü kaba kuvvette gösterirken aslında ne kadar da aciz ve zayıf.. Kısacası kadının değerini anlamayan bazı erkekler şiddete başvuruken kadının başarısı ve gücü altında eziliyor. Tepkileri acizlikleri oluyor. Şiddetin olmadığı günler dileğimle tüm annelerin anneler gününü kutluyorum. Vefat etmiş annelerede nur içinde uyusunlar dileğimle  Allah’tan rahmet diliyorum.

Antalya, turizm ve coronavirüs

Coronavirüs hayatımızı her yönüyle değiştirdi ve daha da değiştireceğe benziyor. Sokağa çıkma yasakları, alınan önlemler başarılı bir süreç olarak bu salgınla mücadeleye devam diyor.. Turizm bölgesi Antalya’da bu sene turizm şen şakrak geçmeyecek; bu kesin. Yüzde altmış hizmetle konuklarını ağırlayacak oteller turimzde alışık olmadığımız bir statü ile sezonu tamamlayacak. İşin tehlikeli kısmı dışardan antalya’ya gelecek konuklarda. Antalya bu süreci başarıyla tamamlarken; dıştan gelenler bu işin tekrarını oluşturur mu? ben açıkcası tedirginim . Turizmde ekonomik girdinin durmaması için yapılan serbestlik umarım Antalyamızın bu hastalıkla tekrar mücadeleye girmesinde rol oynamaz. Turizmcilerin zor durumda kalmaması için Antalya giriş çıkış yasağının kaldırılması uygun bir zaman dilimindemi oldu bilemiyorum ama bence biraz erken davranıldı diye düşünüyorum. Çünkü bu hastalık daha bitmedi. Bunun aksini inkar edenler hayal kurarlar. Bir taraftan ekonomi diğer taraftan can … İkilemde kaldığımız günler.’ Önce sağlık’ diyoruz ama  sanki bu durum lafta kalacak gibi.. Çünkü şuan çoğu insan sağlığını düşünmüyor, evimi nasıl geçindireceğim derdinde. Daha nasıl günler bizi bekliyor hep beraber yaşayıp göreceğiz.

Sokak hayvanlarını unuttuk mu?

Bahar geldi ama mutlumuyuz? Tam değil.. Psikolojilerimiz alt üst olduğu bir dönemdeyiz. Evdeyiz ama ruhumuz dışarda. Sokaklarda gezerken gördüğüm manzara hayvanların çaresizliği.. Cafeler, restaurantlar kapalı yemek artıkları yok, yiyecek yok.. Sokaklar onlara teslim ama karnı aç kediler, köpekler yanlızlıklarıyla başbaşalar. Üzülüyorum böyle dolaşmalarına zaman zaman yemek artıklarını götürsemde onların anlık sevinçleri beni çok tatmin etmiyor; yarın ne yapacaklar diyorum. Herkesten istediğim evinizdeki artık yemekleri sahipsiz kedi ve köpeklere verin. Unutmayın onlarda birer canlı.. Ve hayvanlara gösterdiğimiz nezaket ve duyarlılık Allah katında da sevaplara vesile.  

Sosyal mesafede mücadeleye devam

Salgınla mücadelede Antalya’nın başarılı çıkmasını rehavet olarak algılamayalım; unutmayın bu hastalık hala dünyada dolaşıyor. Temizliğe, hijyene dikkat edelim.  Sosyal mesafimizi koruyarak güzel günleri bekleyelim. Haftanız bereket ve sağlık olsun sevgili okurlar.Saygılarımla.