Yılın en güzel haberlerinden biri planlama aşamasından beri teknik açmazları, can ve mal güvenliği itibariyle yaratacağı tehdit ile özel proje alanına getirilecek 70 bin metrekarelik konut alanının yanlışlığına karşı çıktığım Boğaçay Projesi’nden geldi...

Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nde tüm parti ve grupların ‘evet’ oylarına karşı hep ret verdiğim, planlarına meslek odalarıyla dava açtığım, basın açıklamaları ve eylemlerine destek verdiğim, gazetemizde konuyu gündemde tuttuğumuz projede yavaş yavaş yanlıştan dönülüyor...

Kazanan elbette meslek odaları, biz, Antalyalı ve Antalya Büyükşehir Belediyesi...

En son yağışta da göründü. Taşkın riski ciddi bir risktir ki projenin devamında yapılması planlanan konut alanı yapılırsa daha büyük bir facia olabilir...

Ama böyle gidilirse inanıyorum Başkan Menderes Türel, nasıl ki ‘denizin içeri alınması doğru değil’ uyarılarına karşılık artık denizin içeri alınmayacağını açıkladıysa yarın devamı gelecektir...

Şimdi en büyük iki talep; yat limanı ve konut alanı hususunda...

Konyaaltı sahili hepimizin. Bu sahilde yapılacak bir yat limanı hem sahili daraltır hem de sahil erozyonuna yol açar. Sahilimize zarar verecek yanlış bir adımdan dönmek için daha zaman var...

Bakın konunun ilk günden beri yılmaz savunucusu olan İnşaat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yöneticisi Cem Oğuz’u dinleyin...

Hem teknik insan hem bilim insanı...

Cem Oğuz’un da dediği gibi “gönüllere su serptiniz” ama yetmez. Gelin gönülleri rahatlatın. Hem yat limanından hem konut alanından vazgeçin...

Bu arada yılın son hafta sonunda Türel’le birlikte sahada inceleme yapan Valimize de yanlış iletilen ya da yanlış anlaşılan bir durumu izah edelim...

Vali Münir Karaloğlu, “Ben 3 yıldır Antalya’dayım. Boğaçayı Projesi yapılırken çok farklı söylemlere şahit oldum. Betonlaşacak dendi, içme suyu kaynakları kirlenecek dendi. Gelseler dinleseler, büyükşehir belediyemize sorsalar ya da başkanımıza sorsalar. Eski fotoğrafla yeni fotoğrafı yan yana koyan Antalyalı, hangisinin eskisinden daha kötü olduğunu söyleyebilir. Burada hep beraber gördük gerçekten yaşam alanı oluşturulmuş. Bıraksaydık da burada mezbelelik devam edebilirdi” demiş...

Öncelikle Boğaçay Projesi’nde karşı çıkış “çevre düzenlemesine” değildir. Çevre düzenlemesi ve alanın ıslah edilmesi, taşkın projesi kimi rahatsız edebilir ki! Karşı çıkılan denizin içeri alınması ve projenin diğer etapları olan yat limanı ve konut alanı hususları...

İçmesuyu kaynakları ile ilgili tehdit, projenin ilerleyen etaplarında özel proje alanında Boğaçay kenarına yapılacak 70 bin dönümlük konut alanının çevre açısından betonlaşmaya etkisi bir yana taşkın nedeniyle burada yaşayacak insanların can ve mal güvenliği tehlikesi, sahile yapılacak yat limanı projesinin kent merkezindeki sahilimizi gün gün eriteceği tehdidi vs tüm bunlardı rahatsızlıklar...

Görülüyor ki eleştireler o kadar yazılıp çizilmesine rağmen tam olarak anlaşılamamış...

Bakın Antalya Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası adına Av. Adeviye Sevda Mesci tarafından benimle birlikte açılan davada ‘planların iptali ve yürütmesinin durdurulması’nı isterken, şu hususa özellikle dikkat çekildi...

“….Dava konusu plan değişikliği alanında yapılacak projenin, temiz içme suyu kaynaklarına, tarım alanlarına, tüm eko sisteme vereceği zarar yukarıda ortaya konmuştur. Bunun yanı sıra Boğaçayı Projesi büyük bir rant projesidir ve kamusal alanlar rant uğruna imara açılmaktadır.”

Haydi Sayın Vali siz de destek olun, yanlıştan dönülsün...