Benim şaşırdığımı düşünüyor iseniz yanıldınız. Asıl siz yanıldınız. Peki siz, kimsiniz? Elbette ki bu ülkenin kadınları.

--"8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü"nü bile; sanki, çay- kahve yapıp, evde yaptığımız pasta ve kekler ile eğlenilecek sanılan "Kadınlar Günü"ne, ya da sanki dünya da kadınlar adına çok önemli bir şey olmuş da, eh yani bizde de eksik olmasın bu şenliğe cümbür cemaat katılalım cinsinden "Dünya Kadınlar Günü"ne çevirdiniz ya, size ne diyeyim ki!..

--Keşke her şey yolunda olsa da, "kadınlar günü"ne, ne edip edip çevirseydik. Durum hiç de sanıldığı kadar değil, ama kimin umurunda ki?

--Evet, ilk olarak 8 MART 1857'de Amerika'da bir tekstil fabrikasında çalışan işçi-köle kadınların, ÇALIŞMA KOŞULLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ İÇİN yaptıkları eylem sonucunda 129 İŞÇİ KADIN'ın öldürülmesi ile dünya; KADIN, EMEK, HAK GİBİ konuların farkına vardı.

---1910'da Kopenhag'da Komünist Partilerinin katıldığı 2'inci Enternasyonal, Sosyalist Kadınlar Konferansında, HAK ALMA MÜCADELESİ İÇİN GREV YAPAN VE ÖLDÜRÜLEN KADINLARIN ANILMASI İÇİN """8.MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ""" olarak kutlanması/anılmasına karar alınmış ve Dünya'da ilk kez de, Danimarka, Alanya, İsviçre gibi ülkelerde;

--Ülkemizde de ilk "EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ " kutlamaları 1921 yılında yapılmıştır.

--Askeri darbeler gibi nedenler ile yasaklansa da daha sonra devam etmiştir.

----BÜTÜN BUNLAR, KADIN MÜCADELESİNİN TARİHİ SÜREÇLERİDİR.

Asıl sorun, kadının günümüzde ki konumudur.

---EĞİTİM, KÜLTÜR VE SOSYAL YAŞAM alanlarında, kadınların yer alması, kadınlara yeni haklar verdiği gibi yeni sorun ve sorumluluklarda yüklemiştir.

---Eğitim ve bunun sonucun da ekonomik özgürlüğünü alan kadın, toplumda kendisine bir yer aramaya başlamıştır. Geleneksel yapının dışına çıkan bu yeni roller, YENİ KADIN SORUNLARININ DA başlamasına neden olmuştur.

---MESLEĞİNDE HAK ETTİĞİ YERİ ELDE EDEMEMESİ!...

---Yönetim organ ve aşamalarında, erkek egemen yapının direnmesi;

---MOBİNG gibi sorunlar ile yüz yüze gelmesi ve yaşaması;

--Bir kısmın çağdaş, diğer bir kısmının da, inançlarına göre(!?) giyinme mücadelesi, gibi konular ile uğraşır iken,

--İŞ GÜCÜ ve EMEK SÖMÜRÜSÜ gibi konulara sıra gelmemesi, kadınların farkında olmadıkları dramlarıdır.

--1857'de dünyada, 1921'de de ülkemizde başlayan KADIN HAKLARI mücadelesinin, "iti, ite kırdırma" mantığı ile kadınlarca soysuzlaştırılması anlaşılacak şey değildir.

--Hele hele ŞERİAT HÜKÜMLERİNİ esas alan ‘İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Kadın İlerlemesi Teşkilatı Tüzüğü’nde ki " “kadınların, erkeklerin saygı duyulan eşleri olarak yetiştirilmesi” şeklinde ki maddenin kabulü ve onaylanması için TBMM'ye gönderilmesi, tam da günün anlam ve önemine uygundur.

--Başına türban takacağım diye TBMM'de yırtınan, eksi kocaları boşayıp hem de yeni kocasını dünya milletlerinden seçen kadınların, bunu başka kadınlara dayatması ve diretmesi ise tam bir komedidir.

--MERVE KAVAKÇI ve yedi sülalesi bu başarılarınızdan dolayı kulaklarınız çınlasın. Haydi sizler sazan oldunuz da, şu gencecik kızlarınıza da mı acımıyorsunuz ey analar, babalar.

--Ha, evet ya, bugün 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günüymüş,

--Son satırlarımı, günün önemine uygun bitireyim.

--İstanbul Topkapı’daki Gamak Elektrik Motorları Fabrikası’nda 29 Aralık 1969 günü ücret alacakları için işyerine gelen masum işçiler, sert direniş ile karşılamışlar ve işçi Şerif Aygün, oracıkta üç kuruşluk ücretini bile alamadan yaşamını kaybetmiştir.

--Bize de ağıtını yakmak kalmıştı:

"Mezarlardan çıktılar / Bayram benim neyime

Çekip Şerif'i vurdular / Kan damlar yüreğime

İşte Şerif şehit oldu / Bayram benim neyime

Patronların gönlü oldu / Kan damlar yüreğime

Bitsin artık kara zulüm / Bayram benim neyime

Hep bize mi bunca ölüm / Kan damlar yüreğime

Ezilip duruyoruz / Bayram benim neyime

İktidara yürüyoruz / Gül damlar yüreğime"