Tüketicinin görüş ve düşüncesine baş vurulmadan, belediyeler kendi iradeleri dahilinde hareket ederek her yıl emlak vergilerine zam uygulamak suretiyle bizlere vergi ödetmeye devam ediyorlar. Bizler vergi mükellefleri olarak o vergileri de kuzu kuzu ödemek zorunda bırakılıyoruz. Eyvallah, bu bizim anayasal görevimizdir. Ödeyelim de siz ne yapıyorsunuz,
Bizler bu işin içinde vergisini ödeyen bir tarafız. Siz de vergilerimizi tahsil eden tarafsınız. Tüketiciler olarak bizim de savunulma hakkımız var. Tüketici koruma dernekleri ve hakem heyetleri gibi.
Peki vergi artırımlarını uygularken neden bu düşünce kuruluşlarının görüşü ve fikirleri alınmadan, keyfilik içinde zam yapılıyor? Devam ediyorum, diğer yazılarımızda da değinildiği gibi haftalardır altınızda forslu arabalarla Fotoğraflarınızın da sergilendiği reklam araçlarınızın ve şoförlerin maaşlarını, ücretlerini kimin ödediği konusunda kuşkulu bir toplum var karşınızda. Siz şimdi bu toplumdan oy bekliyorsunuz. Ayrıca bazı Antalya sevdalılarına geçen beş yıl içinde çok önemli, kamu yararına ilişkin taleplerini iletmek için kapınızı çaldıkları halde görüşmeyi bile reddettiniz görüşmediniz. Önümüzdeki dönemde kim bilir ne kadar zam yaparak emlak vergisi ödeyeceğimizi bilmiyoruz.
Kamu adına size duyurmak istiyoruz, özellikle bu seçim sürecinde hoyratça yapılan harcamalarla birlikte yaptığınız yatırımlar ve sair harcamalar konusunda; Şeffaflık ilkelerine, hesap verilebilirlik anlayışına dayalı olarak açıklamalarda bulunmamanız halinde emlak vergisini ödemeyeceğimi ilanen duyuruyorum. Bizleri, bilhassa mecbur olduğumuz (vergi ödemekle yükümlü durumumuza karşı) Anayasal görevimizden caydırıcılığa neden olmanız nedeniyle ayıplı ve kusurlu davranış sergiliyorsunuz. Zaten bu ülkenin sade vatandaşları olarak gücümüzü aşan ve adım başı vergi ödetme dayatması karşısında yenilmiş, yıkılmış vatandaş kümeleriyiz. Yerelde siz bari yanımızda olun, icra ettiğiniz her şey için durumu samimi olarak biz müvekkillerinizle paylaşın.
Seçim sürecinde kapı kapı dolaşıp el öperek, cadde sokak bağırtarak yapılan reklamların ardından makamınıza oturduktan sonra vatandaşa kapılarınızı kapatma modası, çağımızın icap ve ihtiyaçları karşısında insan hak ve hukukuna meydan okuma anlamına geldiği gibi, devlet nezaketiyle de çelişen davranışlardır. Diğer taraftan halka ve STK’ya sırtınızı dönerek 'ben yaparım olur' mantığıyla hareket ederek beldeleri yönetme alışkanlığını sürdürürseniz başaramazsınız, zaman zaman iki sanatçı davet ederek "hey on beşli on beşli" ağıtsal türküsüyle bile oyunlar döktüren eğlence düzenlemeleriyle bir yere varamayız. Belediyelerimizin ortaya koyduğu kültürel faaliyetlerin karşısında değiliz. Ancak hangi paranın nereye ne şekilde ve niçin harcandığını, vergi mükellefleri olarak, şeffaflık çizgisinde görmek, bilgi almak gibi haklarımızın bulunduğu unutulmamalıdır. Bunları yaparsanız vergilerimi yeniden ödemeye başlarım. Bilginiz olsun.