Birçok olay insanın aklına gelirdi ama halkın tapulu malı kadar, halka ait olması gereken Konyaaltı kıyıları birileri tarafından alenen işgal edilmiş görüntüsündedir. İnanmayan olursa şu ayıtlarıma dikkat edebilirler. Yer Konyaaltı, halkın denizi seyredip kumsalında oturup dinlendiği, temiz hava aldığı doğal yaşam alanımızdır.
Graz gerisinde belediyemizin yarattığı yeşil alanlar ve gezinti yerleri var. Ama ne yazık ki o anlar birileri tarafından işgal edilerek ticari mekanlara dönüştürülmüş, dayanılmaz müzik ve eğlence yerlerinden kaynaklanan gürültü kirliliği sorunları.........
Aynı yerde akşamın ve gecenin loş karanlığında bisiklet, motor sıklet + kentin baş belası olarak nitelendirilen ve her cadde ve köşede trafik kazalarına sebep olan mahiyeti meçhul, kime ait olduğu bilinmeyen, skutur adı altındaki garip kaza ve ölüm makineleri...
Hepsi de biri birine inat edercesine halkın, yediden yetmişe insanların arasında cirit attıklarına üzülerek tanık oluyoruz. Hiç kimse bir şey yapamıyor, müdahale edilemiyor. Özellikle küçük çocuklarının, torunlarının hayatından ciddi endişe duyan aile büyükleri bir an evvel alanı terk etmek mecburiyetinde kalıyorlar. Yetmedi, iki yaşındaki bebesini yandaki WC 'ye götürüp bebesinin çişini yaptırmak isteyen anneden 20 TL ödemden, çocuk çatlasa da patlasa da çişini yaptıramıyor.
Kıyılarımızdaki genel duruma bakıldığında toplumumuzda tarih boyunca yerleşmiş örf adet, gelenek ve göreneklerimizden hiç eser kalmamış olduğu gibi kendinizi yabancı bir ülkenin herhangi bir yerinde hissediyorsunuz.
Cebinizde yeterli paranız yoksa su bile içemiyorsunuz, gerekli yaşam ürünleri, yeme içme vb. kazık mı kazık, denetim yok kontrol yok, mahalde gıda terörü hakkında herhangi bir uygulamanın, varsa engellenmenin durumu hakkında hiçbir bilgi yok. Gıda ile meşgul olan personelin sağlık karnesi var mı, eliza testi Yanı sıra açma kapama GSM. Ruhsatlandırılması hakkında bir sahiplendirmenin olup olmadığı bilinmiyor tabiatıyla.
Söz konusu kıyılarımız satıldı mı, kiralandı mı, birilerine sınırsız tahsis işlemiyle devredildi mi bilinmiyor. Fakat kıyı kanununa göre 'kıyılarımız, deniz kenarları, satılamaz, kiralanamaz, herhangi bir şekilde devir edilemez' olduğuna göre bu irrite edici, tehlike yaratan mevcudiyet nedir, Bu yer kimin kontrolünde, eğer ilgili yasalar ötelenerek mahal devir yahut tahsis yoluyla, başkaca yöntemlerle birilerin teslim edilmişse, vesile olan makam, masa, kurum, kuruluş çıkıp bunu açıklasın. Halen yürürlükte bulunan ve vatandaşın bilgi alma hakkının bulunduğu yasadan hareketle halka bilgi verilmelidir.
Kamuoyu soruyor: 
1) Bu açık işgalin sorumlusu yahut sorumluları kimdir?
2) Yukarıda beyan olunan ve kesintisiz hayati tehlike yaratan oluşumun Denetim ve kontrolü hangi kuruma, kime aittir?
3) Vatandaş muhtemel darboğaz oluştuğunda kimi arayacaktır?
4) Vatandaşın can ve mal güvenliği için mahalde alınmış tedbir var mıdır?
5) Kıyılardaki şemsiye şezlong vb. yerleşik donatılar hakkında olayın sorumlusu kim?
Taraf olduğumuz, evrensel insan hakları sözleşmesi ve yerelde vatandaşın hukuki hakkının korunması evladır.