5- 6 Mayıs Hıdırellez. Bahar aylarının habercisi olan Hıdırellez her sene coşkuyla, heyecanla beklenir.  Türk dünyasının ve Balkanların en eski geleneklerindendir.  Kökü İslam öncesi eski Orta Asya, Anadolu ve Orta Doğu yaz bayramlarına kadar dayanır. Dünyada darda kalanların yardımcısı olarak bilinen Hızır Aleyhiselam ve İlyas Peygamberin buluştuğu gün olduğuna inanılır.
Hıdırellez’i tek bir inanca ve kültüre mal etmek doğru değil. İlk çağlardan itibaren Yunanistan, İran, Mezopotamya, Anadolu ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde baharın gelişiyle ilgili farklı törenler düzenlenmekte.
Hıdırellez'de yabancılara kucak açmak, isteklerini reddetmemek gerektiği inancı hâkim. Hızır’ın Hıdırellez günü farklı farklı suretlerde insanlara göründüğü düşüncesinden kaynaklanıyor bu inanış.  Hıdırellez günü her türlü dileğin Hızır ve İlyas peygamberler tarafından kabul edildiğine inanılıyor ve bunun için çeşitli ritüeller gerçekleştiriliyor. Hıdırellez günü özellikle insan ve doğa sevgisi çok önemli. Çünkü Hızır ve İlyas Peygamber insanları, doğayı, cömertliği, iyiliği seven, kutsallıklarına inanılan varlıklar.
Bahar bayramı niteliğinde kutlanan mevsimlik bir bayram olan Hıdırellez, Hızır Aleyhiselam ile İlyas Peygamberin yeryüzünde buluştuğu gün olduğu tahmin edilen 6 Mayıs tarihinde kutlanıyor.  Baharın gelişini, doğanın canlanmasını ve bu şekilde hayatlarının bereket ile dolmasını bekleyen insanlar, 5 Mayıs akşamından 6 Mayıs sabahına kadar yöreden yöreye farklılık arz eden çeşitli etkinlikler düzenleniyor.
Ankara'da iken Altındağ Belediyesi'nin eski Ankara'nın önemli semlerinden olan Hamamönü'nde düzenlediği bir Hıdırellez etkinliğine katılmıştık arkadaşlarla. Günün anlam ve önemine uygun düzenlenen çeşitli etkinliklerden çok keyif almış, bol bol fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşmıştık.  Antalya'da Hıdırellez ile ilgili bir program olup olmadığını merak ettim, komşum aslen İzmirli Mehmet beye sordum. Antalyalıların da Hıdırellez’i bildiklerini söyledi. Özel bir program düzenlenip düzenlenmediğini bilmediğini, kendilerinin dileklerini kâğıda çizip bahçedeki gül ağacının dibine 6 Mayıs sabah namazında dualarla koyacaklarını ifade etti.
Sosyal medyada araştırdım. Yuva Mahallesi (Elmalı) Muhtarlığının 5 Mayıs'ta geleneksel olarak düzenlediği Hıdırellez etkinliğine ilişkin bir duyuruyu gördüm. Duyuruda, Yuva mahallesinde mevlidi şerifin ardından Hıdırellez yemeği verileceği yazılıyordu. Yemekten sonra da Yuva sahasında Kumluca Gençlik Spor Bakanlığı’na karşı futbol müsabakasının olduğu hatırlatılıyordu. Ayrıca 'Hıdırellez geleneğimizi Muratpaşa’mızda yaşatıyoruz. 'başlığı ile Muratpaşa Belediyesi Başkanının şöyle bir paylaşımını okudum:
6 Mayıs sabahı saat 05.30’da Yat Limanı'nda buluşup, teknelerle denize açılarak dileklerimizi bir kere daha Akdeniz'in maviliklerine bırakıyoruz
Hıdırellez'de insanların dileklerini 5 Mayıs akşamı yazıp, çizip dualarla gül ağacının altına gömmeleri veya asmaları, 6 Mayıs sabahında erkenden toplamaları yaygın bir uygulama. İnsanlar ne tür dileklerini yazarlar acaba? Siyasi içerikli dilekler de olur mu? Komşum Mehmet Bey 'kişisel dilekler yazılır sanırım' dedi. Bence de öyle. Ancak kim bilir siyasi, toplumsal vs. içerikli dileklerde bulunanlar da çıkar. Yerel seçimlerin ardından veya 1 Mayıs gösterilerinde dile getirildiği gibi. Veya kiracıların, emeklilerin, dar gelirlilerin, işsizlerin, öğrencilerin kimi zaman meydanlarda haykırdıkları gibi. 
Öte yandan baharın geliş zamanı ülkemizde bölgeden bölgeye değişiyor. Anadolu'da bahar mevsiminin tam zamanı Mayıs başları. Akdeniz'de ise aylardır bahar. Şubat ayında Kemerde denize girenler vardı. Hıdırellez'in felsefesine uygun Anadolu insanı doğanın kıymetini, değerini daha çok biliyor sanki. Talan edilmiş çorak Anadolu’yu yeşillendirmek için büyük uğraş veriyor. Ağaç dikme seferberlikleri düzenliyor. Her yıl düzenlenen fidan dikme şenlikleriyle milyonlarca fidan Anadolu'nun çeşitli yörelerine dikilmekte. Örneğin, yıllar önce Ankara'nın çorak ve tamamen ağaçtan yoksun arazisinde ev yaptıranların öncelikli işi o yöreyi ağaçlandırmak olmuştu. Ankara'ya gidenler bilir şimdi o yöreler yemyeşil.  Adeta birer küçük orman.
Gelelim Akdeniz bölgesine. Gelelim Antalya bölgesine. Doğanın tüm güzellikleri burada toplanmış. Muhteşem dağlarıyla, ormanlarıyla, portakal, mandalina, limon vs. bahçeleriyle, deniziyle Tanrı buralara bulunmaz bir güzellik bahşetmiş. Peki burada yaşayanlar ne yapmışlar. Bu güzelliğin değerini bilmemişler, anlamamışlar. Güzelim ağaçları kestikçe kesmişler. Güzelim ormanları kelleştirmişler, meyve bahçelerini yok etmişler. Yerlerine beton binalar dikmişler. Boy boy, sıra, sıra. Adeta rantçılara, yağmacılara teslim olmuş güzelim Antalya. Ege sahilleri de farklı değil.
Bir Ankara çevresini yeşillendiren başkentlilere bakın, bir de içinde yaşadıkları doğanın kıymetini bilmeksizin Antalya’yı 'beton şehre' dönüştürenlere. Belki Anadolu'nun çeşitli yörelerine Hıdırellez çeşitli şenliklerle kutlanırken, Antalya yöresindeki etkinliğinden sonra Muratpaşa Belediyesi ve Yuva Mahallesi Muhtarlığı ile sınırlı kalmasının nedeni de doğaya farklı bakış açılarından kaynaklanıyor...